Valiye, YSK’ya hakaret savcıya, bilirkişiye tehdit gazetecilere ve YÖK’e dava yine algı yine aldatma

Ekrem İmamoğlu’nun Yükseköğretim Kurumu (YÖK) tarafından “tanınmayan” KKTC’deki Girne Amerikan Üniversitesi’nden, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi İngilizce Bölümü’ne usulsüz yatay geçişi tartışması çok yakın dostu danışmanı Murat Ongun’un olağanüstü çabalarıyla ilginç ve gülünç bir hale geliyor.

Haberin Devamı

Eline aldığı mikrofonla, 25 Şubat günü avukatları Adem Sözüer ile Mehmet Pehlivan’ı basının önüne çıkaran Murat Ongun dün de Pehlivan’ı tek başına gazetecilerin önünde canlı yayında konuşturdu. Üniversitenin YÖK tarafından “tanınması” ayrı, diplomanın “denkliği” ayrı şeylerdir denmesine rağmen nereden bulduğunu açıklayamadığı ve YÖK’ün 1993’teki “tanıma” kararı sonrası denklik verilmiş iki diploma sahibinin ismini ifşa ederek İmamoğlu’nun yatay geçişindeki usulsüzlüğü aklamaya çalıştı. Diplomaları, sahipleri mi verdi, yoksa Kişisel Verileri Koruma Kanunu’na aykırı biçimde mi elde edildi o da bilinmiyor.

ONGUN’UN ALGI ÇALIŞMASI

Bir gazetecinin “Bu diploma ve belgeleri nereden buldunuz?” sorusuna genç avukatın küçük bir azar ile karşılık vermesi ise tam anlamıyla tüy dikilmiş oldu. Çünkü, 1993’ten itibaren tanınan üniversitenin eski tarihli diplomasına denklik verilmesi yapılan bir uygulama. Bunu bilmelerine rağmen Murat Ongun, genç avukat Mehmet Pehlivan’ı konuşturarak yeni bir algı operasyonu yaratmaya çalışıyor. Amacı, kavram ve belgelerle kafaları karıştırmak.

Haberin Devamı

Ongun’un katılanlar açısından da artık can sıkıcı hale geldiği belli olan basın toplantısının sonunda, “Burada duyduklarınızı eşinizle, dostunuzla, çevrenizle paylaşın” talimatı ise artık etrafındaki gazeteciler nezdinde bile etkisi kalmayan PR’cının gerçeklerden çok propaganda faaliyetlerine verdiği önemi gösterir gibiydi. Dediğim gibi yaptıkları kafa karıştırmaktan başka bir şey değildi.

1993 yılında tanınmaya başlayan bir üniversiteden tanınmadığı yılda usulsüz olan yatay geçiş yaptığı gerçeğini değiştirmiyor.

ÖRNEKLERLE ÇARPITMA

Avukat Pehlivan, 1991’de K. F. isimli şahsın Girne Amerikan Üniversitesi’nden aldığı diplomayı gösterip, o tarihte YÖK’ün “tanımadığı” bu üniversite diplomasına 1996 yılında denklik verdiğini söyledi. Konuyu bir uzmana sordum, aldığım cevap şu; Girne Amerikan Üniversitesi 1993 yılından itibaren YÖK tarafından tanındı. Diploma sahibinin bundan üç yıl sonra, 1996’da başvurup denklik alması doğal. Diğer örnek de aynı; U.Ö isimli şahsın 1992’de tanınmayan üniversiteden verilen diplomaya 1993’te üniversitenin tanınmasından sonra denklik verilmesi de doğal.

Haberin Devamı

Üniversitenin YÖK tarafından yatay geçiş ile ilgili “tanınma” şartı ayrı, tanınma sonrası denklik konusu ayrı. Basın toplantısını yapanlar bu basit ayrıntıyı bile gazetecilerden gizlemeyi tercih ettiler. Zaten YÖK’ün raporu konuyu açıklığa kavuşturmaya yetiyor.

İÜ: GEREKLİ İŞLEM YAPILACAK

Hatırlanacağı gibi, YÖK’ün İmamoğlu’nun yatay geçişinin usulsüz olduğuna ilişkin 17 Şubat 2025 tarihli raporu soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na ulaşmıştı. Savcılık, 25 Şubat günü YÖK’ün raporunu İstanbul Üniversitesi’ne göndererek, ‘usulsüz yatay geçiş sonucu sahip olduğu diplomanın geri alınması dahil’ gerekli işlemlerin yapılması talebini iletti. Aylardır, hatta yıllardır konuya sessiz kalan İstanbul Üniversitesi önceki gün bir açıklama ile konuyla ilgili yaptığı işlemleri şöyle duyurdu:

Haberin Devamı

“İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 24 Şubat 2025 tarih ve 2025/44681 soruşturma sayılı yazısı ile Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı’nın 27 Şubat 2025 tarihli ‘Soruşturma Dosyası’ konulu yazıları üniversitemize ulaşmıştır. Bu kapsamda, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı’nın yazısı, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yazısı ve ekinde yer alan Yükseköğretim Denetleme Kurulu Başkanlığı’nın 17 Şubat 2025 tarihli ‘Araştırma Raporu’nda yer alan tespitler çerçevesinde üniversitemiz bünyesinde gerekli inceleme ve işlemler tesis edilerek, neticesinden ilgili kurumlara ve kamuoyuna bilgi verilecektir.”

Yatay geçişin usulsüz olduğu tespiti yer alan YÖK raporu ve savcılığın yazısı doğrultusunda “gerekli incelemelerin ve işlemlerin tesis edilmesi” bakalım nereye varacak. Çünkü YÖK’ün yatay geçişi usulsüz bulması üzerine savcılığın İstanbul Üniversitesi’ne gönderdiği müzekkereden beklenen sonuç şöyle açıklanmıştı:

Haberin Devamı

“Müzekkere içeriğinden açıkça anlaşılan hususlar haricinde, özellikle ‘diploma iptali’ hususunda içerikten de anlaşıldığı üzere söz konusu belge hakkında ileride telafisi mümkün olmayan zararlar oluşacağından, idarece geri alınma işlemi dahil tüm idari tedbirlerin alınması yönünde gereğinin yapılması için müzekkeremiz İstanbul Üniversitesi’ne gönderilmiştir.”

İMAMOĞLU TARZ SAVUNMA: SALDIRI

Bugün konuyla ilgili savcılığa ifade verecek olan İmamoğlu ne yaptı dersiniz? YÖK raporunu hazırlayan 5 uzman hakkında suç duyurusunda bulundu.

 “Üste çıkmak” deyimi de “Yavuz hırsız ev sahibini bastırırmış” atasözü de gözümüzün önünde bir kez daha gerçek oluyor.

Haberin Devamı

Tam Ekrem İmamoğlu tarzı; usulsüzlüğü, bir yalanı ortaya çıkınca ya da sıkışınca ya sessiz kal, “Bana toz yapışmaz, üzerime alınmam” de ya da karşı tarafı suçla, olmazsa hakaret ve tehdit et. Hakaret kayıtlı olarak ortaya çıksa bile “Ben öyle demedim, siz yanlış anladınız” diyerek karşıyı suçla. O da olmadı parmak salla, tehdit et, dava aç.

Kameralar önünde Ordu Valisi’ne “İt” deyip dava açılınca, “İt demedim basit dedim” diye kendini savunarak kendisine güldürmüştü. Kısa süre önce İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’i ailesiyle tehdit edip, belediye şirketleri hakkında rapor hazırlayan bilirkişiyi basın toplantısıyla hedef göstermişti.

YÖK UZMANLARINA DAVA

Şimdi de YÖK raporunu hazırlayan 5 uzman hakkında dava açıyor. Elinde imkân olsa savcı önünde ifade vermeden hakkında usulsüzlük raporu yazan YÖK uzmanlarını mahkeme önünde yargılatacak. Hele, usulsüz yatay geçişiyle ilgili haber ve yazı yazan, sosyal medya paylaşımı yapanlarla ilgili suç duyurusu ile kendisini iyice gülünç duruma düşürüyor. Çünkü, savcılığın üniversiteye gönderdiği yazının içeriğini paylaşmaktan başka bir şey yapmayan gazetecileri ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak’ gibi tuhaf bir suçlama ile savcılığa şikâyet etmiş. Usulsüz yatay geçiş belgesiyle diploma sahibi olan kişi, halkı yanıltıcı belge kullanmış olmuyor ama bunu yazanlar halkı yanıltıcı bilgi yayıyorlar, öyle mi?

ADALET TECELLİ ETTİĞİNDE

Çok yakın dostu ve basın sözcüsü Murat Ongun, YÖK raporuyla usulsüz yatay geçiş konusundaki savcılığın yazısını ilk ben duyurduğum için dava açacağını ilan etmişti. Dilekçesine baktım; yazıma değil 25 Şubat günü düzenlediği basın toplantısı sonrası sosyal medya hesabım X’ten attığım mesajımı şikâyet etmiş. İşi hep algı olunca elinden başka bir şey gelmiyor. Ama bir sözüne katılıyorum; adalet er ya da geç tecelli edecek. O gün geldiğinde bakalım linç sürüleri ile yaptığı dezenformasyon, yalan, algı operasyonları onları kurtaracak mı?

Yazarın Tüm Yazıları