78 can gitmiş suç ortakları birbirini suçluyor: Bu vicdansızlığa mevzuat ne yapsın

“KATLİAM” dememin sebebi önlem alınsa büyümeden durdurulacak ve sadece maddi hasarla atlatılabilecek bir yangının sonuçları felakete yol açacağı bilinen “ihmallerle” tam bir katliama dönüşmesinden.

Daha yangının devam ettiği saatlerde, hâlâ cansız bedenlerden bazıları yanan otel odalarındayken, açıklamalarla ve medyaya sızdırılan belgelerle karşı tarafı suçlayan herkes yangının dumanı ile kararan yüreklerine oturan kiri temizlemeye girişti.

SUÇ ORTAKLIĞI

Açık olan bir şey var ki küçücük de olsa kendilerinde sorumluluk görmeyen, sürekli karşı tarafı suçlayan tüm kişi ve kurumlar aslında suçunu örtmeye çalışıyor.  Ne “mevzuata” ne “vicdana” sığmayan açıklamaları aslında “suç ortaklığını” ortaya koyuyor.

Bu suç ortaklığının başına elbette işini yıllardır siyasetçilere sırtını dayamaya alışmış, bürokratlarla kurduğu ilişkilerle yürütmeye alışmış Grand Kartal Otel’in sahibi Halit Ergül’ü koymak gerek.

12 Aralık 2024 günü Bolu Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü’ne yaptığı başvuru sonucu 16 Aralık tarihli raporla tespit edilen sekiz konudaki eksikliği gidermek yerine 24 Aralık 2024 günü başvuru dilekçesini geri çeken Grand Kartal Otel’in sahibi Halit Ergül, ifadesinde kendisi dışında herkesi suçlamış.

78 insanımız sahibi olduğu otel yangınında can vermiş, ihmalleri kastı bile aşarak sonucu itibarıyla ‘taammüden cinayet’e dönüşen, mahkeme tarafından da “Bilinçli Taksirle Ölüme ve Yaralamaya Neden Olma” suçundan tutuklanan Kartalkaya Grand Otel’in sahibi Halit Ergün mahkemede otelin elektrikçisini, danışmanlık firmasını, güvenlikçileri hatta mutfak çalışanları ile aşçıbaşını bile suçlarken kendisinin suçu olmadığını söylemiş.

KAN DONDURAN İFADE

Yangının çıkışından aşçıbaşı ve mutfak personelini, alarmın çalışmamasından elektrikçiyi, yangın başladığında ikaz düğmelerine basmadığı için güvenlikçileri, tüm eksikliklerden denetleme şirketini sorumlu tutan Halit Ergün’ün meslektaşımız Mesut Hasan Benli imzasıyla Hürriyet gazetesinde yayınlanan ifadesini okurken insanın kanı donuyor. 

Otelde yangına karşı her türlü önlem alındığını, gerekli denetimler yapıldığını, otel yapılırken yağmurlama sistemi zorunluluğu olmadığını, bu konuda uyarılmadıklarını, alarm sisteminin ise yangında hasar aldığı için çalmadığını, yalan ve çarpıtmalarını Halit Ergün söylerken utanmamış ama eminim onun yerine okuyanların yüzü kızarmıştır.

Yangının ihmallerle, umursamazlıkla, göz yummakla katliama dönüşmesinde en önemli sorumlular; Turizm Bakanlığı, Bolu İl Özel İdaresi ve elbette oteldeki eksiklikleri tespit ettiği halde durumu resmi makamlara bildirmeyen Bolu Belediyesi’dir. Elbette hepsi de mevzuata sığınıyor. Ama mevzuata sığmayanlar da var.

MEVZUATA SIĞINIYORLAR

Mevzuatta denetim konusunun yetki, görev ve sorumluluk bakımından net olmadığına sığınan Turizm Bakanlığı’nın aslında ne kadar yetkili olduğunu, CNN TÜRK’ün aynı grubun Bolu Karacasu’daki otelinde benzer eksiklikleri ile ilgili haberi üzerine yaptığı suç duyurusu ve gözaltı dahil hukuki işlemleri başlatmış olması ile gördük.

Turizm Bakanı, CNN TÜRK’ün haberini ihbar kabul ettiklerini söyledikten saatler sonra gözaltına alınan 11 kişiden 6’sı tutuklandı. Turistik tesislerin çalışması ile ilgili izinleri veren en üst makam olan Turizm Bakanlığı’nın sadece “Turizm standartları bakımından denetleme yapar. Bizim müfettişlerimizin yangın yeterliliğini denetleme yetkinliği yok. İtfaiye işi çok teknik bir konu” sözleri sorunu çözmüyor. 2022’den bu yana 4 bin 380 tesisin turizm kriterleri nedeniyle kapatıldığını söyleyen Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy da kendisi dışındaki hemen herkesi suçluyor.

Bakan Ersoy’a göre; İl Özel İdaresi, işyeri açma ruhsatlarını veren ve denetleyen kurum. İşletmeler ruhsat almak için önce İl Özel İdaresi’ne başvuruyor. İl Özel İdaresi, işletmelere gerekli belgelerin listesini veriyor. Bu belgeler arasında itfaiye raporu da bulunuyor. İşletme belgeleri tamamlayınca İl Özel İdaresi uygunluk kontrolü yapıyor. Tüm belgeler uygunsa İl Özel İdaresi ruhsat veriyor. Yani işletme ruhsatı konusunda birincil sorumluluk İl Özel İdaresi’nde. İl Özel İdaresi gerekli gördüğünde ruhsatı düşürüp işletmeyi kapatabiliyor. Buna göre Bolu İtfaiyesi tarafından 16 Aralık’ta tespit edilen eksiklikler İl Özel İdaresi’ne bildirilseydi işletme kapatılabilirdi.

ALLAH’TAN KORKMAYANLAR

Bolu Belediyesi Başkanı Tanju Özcan da her ağzını açtığında en küçük sorumluluk ifadesi kullanmadığı gibi, o da tıpkı otel sahibi gibi, Turizm Bakanı gibi karşısındakini suçluyor. Dün de sosyal medyadan yine Bakanlığı, İl Özel İdaresi’ni, denetim firmasını ve sigorta şirketini şöyle suçladı:

“Yasalar ve yönetmeliklere göre, yanan turizm belgeli otelin denetim sorumlusu olan Turizm Bakanlığı’nın ne genel ne de yerel bir yetkilisinin tek kelime ifadesine başvurulmadı. Yanan otele inşaat ruhsatı, iskân ruhsatı verdiği bizzat Bakan tarafından paylaşılan İl Özel İdare yetkililerine bir tek soru sorulmadı.  Bakanlıkça yetkilendirilen, yangın dahil her türlü denetimi yapan özel firma yetkililerine ve bu binaya yangın sigortası yapan sigorta şirketine bir tek soru dahi sorulmadı.”

Tanju Özcan’a göre tek masum var; o da 16 Aralık 2024’te denetim yaptığı halde eksiklikleri ne İl Özel İdaresi’ne ne de diğer resmi kurumlara bildirmeyen dayısının oğlu Bolu Belediye Başkan Yardımcısı Sedat Gülener’e bağlı olan İtfaiye Müdürlüğü...

İtfaiye Müdür Vekili Kenan Coşkun’la birlikte tutuklanan Bolu Belediye Başkan Yardımcısı Sedat Gülener’in 16 Aralık 2024 günü yapılan denetimde tespit edilen sekiz eksikliği resmi makamlara neden bildirmediği sorusuna verdiği şu cevap kan donduran cinstendi:

 “İtfaiye müdürü korkmuş olabilir. Ben böyle bir otelle ilgili eksiklikleri bildirirsem savcılığa, ‘Burası büyük bir işletme yarın beni karalıyorsun’ diye dava açabilir korkusu yaşamış olabilir...”

Aynı televizyon programda bulunan Bağımsız İstanbul Milletvekili Cemal Enginyurt, neyse ki gereken tepkiyi verdi: “Adamın korkusu yüzünden 78 kişi öldü yani... Vicdan mı bu şimdi? Adam korktuğu için 78 can gitti. Biz Mehmet Nuri Ersoy istifa etsin derken... Bir adamın korkusu yüzünden, bir adamın o denetimi bildirmesi gerekirken, yazık günah, 78 insan ölmüş. Yani korkulur mu... Allah’tan korkulur, kuldan korkulur mu?”