CUMHURİYET mitingleri, futbol ve seçim... Hepsi birbiri ardına geldi. Milyonlarca bayrak dalgalandı, cumhuriyete bağlılık çağlayana döndü. Tarih yeniden yazılıyor. Geçmiş zamandan yaşanan film, sanki yeniden vizyonda: BİR MİLLET UYANIYOR...
Bu heyecanlı günlerde futbol olmazsa olmazdı. Fenerbahçe şampiyon oldu, yer-gök sarı laciverte boyandı. Biz futbolu İngilizler’den öğrendik. Kurallarını sık sık harcasak da; uygulamaya çalışıyoruz. Futbolun yazılı olmayan töreleri var. İngiltere’de şampiyon olan takımlar, kaybedenleri, kaybedenler de kazanan takımı alkışlıyor. İşte futbolun soyluluğu... İzmir’deki kupa finalinde, kupayı kaybeden Erciyesspor’u Beşiktaşlılar da alkışlamışlardı. Sevgili Korkut Göze de bu konuda gerçekten akılda kalacak bir yazı sundu. "Ali Sami Yen’deki derbide Galatasaray, şampiyon Fenerbahçe’yi alkışlayacak mı?" İngiltere’de Chelsea’nin şampiyon Manchester United’ı coşkuyla alkışladığı gibi...
Futbolda barış gelmiyor. Buna yöneticiler izin vermiyor! Türkiye’de insanlık suçu haline gelen nefreti, statlarımızdan önce yüreklerimizden kovduğumuz gün, barış dönecektir. Hiç mi hatırı yok ezeli rekabetin? Sadece Fenerbahçe’nin mi 100. yılı? Hepiniz aynı günlerde değil ama aynı dönemde doğdunuz. Sizlere "üçüzler" deniyor. Yazımı Korkut Göze’nin anlamlı çağrısıyla noktalıyorum, "Ver elini dostum"....
"Hiç kimse denemeden neler yapabileceğini bilemez."