Verin 'Gıdı gıdı' trenini çalıştırayım

Aydın'ın Nazilli ilçesinde 27 yıl önce durdurduğu trenin müzeye konulması yerine yeniden çalıştırılmasını isteyen son baş makinist Necati Vanlıyız, treni kendisinin tamir edebileceğini söylüyor.

Haberin Devamı

Nazilli'de temeli 1935'te atılan, "ilk Türk basma fabrikası" olma özelliği taşıyan Sümerbank Basma Fabrikası'nın yapım aşamasında kullanılmak üzere Almanya ve İngiltere'den iki tren alınmış.

Trenler, yüklü halde yokuşu tırmanırken çıkardığı seslerden dolayı yöre halkı tarafından "Gıdı gıdı" ismini almış.

Fabrikanın açılmasının ardından ise bu trenler işçi servisi olarak kullanılmaya başlanmış.

Haberin Devamı

Fabrikanın aldığı karar üzerine 1989'da trenlerin faaliyeti sonlandırılarak kaderlerine terk edilmiş.

Trenlerden büyük olanı Nazilli Belediyesi'nin girişimleriyle onarılarak yeniden çalıştırılmış. Diğer küçük trenin müzeye kaldırılacağı açıklanmış.

O dönemde trenin baş makinisti olan Necati Vanlıyız, Anadolu Ajansı muhabiri Eşber Ayaydın'a yaptığı açıklamada bu trende taşıdığı anılara yer vermiş:

"1989 yılında fabrika treni kaldırdı beni de arıtma tesisine gönderdiler, oradan emekli oldum. Nazilli Belediyesi tarihi trenlerden ilkini çalıştırmak için benden yardım istedi. Çünkü çalışırken tamir işini de yapıyordum.

2015 yılında 3 kişi 15 gün uğraşmış 'yapılmaz' diyerek bırakıp gitmişler. Son baş makinist olduğum için beni buldular. Arkadaşlara tarif ettim onlar yaptılar.

Treni Selçuk'a kadar götürdüm, atölyedeki işlemlerin de başında bulundum. Tren yapılınca yeniden Nazilli'ye getirdik ve yürüttük."

Haberin Devamı

Trenin yeniden çalıştığını görünce eski bir dostu görmüş gibi sevindim, gözyaşlarımı tutamadım.

Küçük olan 'gıdı gıdı'yı da atıl durumdan kurtarmak için belediye ekipleri boyama ve yenileme işlemleri yaptı.

Ancak müzede değerlendirileceği ifade ediliyor.

Onun da diğer tren gibi çalıştırılmasını, müze yerine nostalji seferlerde kullanılmasını arzu ediyorum."

Sayın Nazilli Belediye Başkanı, gelin bu isteği değerlendirin. Tamir için izin verin.

O tren sadece Vanlıyız'ın anılarıyla yüklü değil.

Nazillililerin ve sizin de unutulmazlarınız ile yüklüdür.

Tren yeniden çalıştırılsın, devreye girsin.

Turistik amaçla kullanılsa ne güzel olur...

İki yüz yıllık Giresun evlerinde

Haberin Devamı

Da Vinci izleri

Giresun'dan 19. yüzyılda fındık ticareti yapan gemilerle, Fransa'nın Marsilya kentinden getirilen malzemeler de kullanılarak inşa edilen Zeytinlik semtindeki 100 kadar evde, "Rönesans"ın izleri varmış.

Manisa Celal Bayar Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Gazanfer İltar, bu evlerde uyumu sembolize eden ve ilk kez ünlü sanatçı Leonardo da Vanci'nin kullandığı bilinen "altın oran" saptandığını söylüyor.

Gültekin Yetgin'in haberine göre, İltar, “Leonardo da Vinci'nin Son Akşam Yemeği freskinde Hazreti İsa'nın arkasında kalan pencere altın oran ile yapılmıştır. Yaptğımız ölçümlere göre Zeytinlik semti evlerindeki pencerelerin tamamının altın oran çerçevesinde yapıldığını tespit ettik" diyor.

Haberin Devamı

Semtteki evlerin çatılarının tamamı da Marsilya tipi kiremitle kaplıymış.

Semtte ev bazında değil kent bazında planlama yapılmış.

Sayın İltar anlatıyor:

"19. yüzyılda tasarlanmış bir bölge. Bir sıra ev, bir sıra bahçe var. Burada hiçbir ev diğer evin manzarasına, hava sirkülasyonuna, görümüne engel teşkil etmiyor. Her evin bahçesi, çeşmesi, kuyusu, müştemilatı var."

Evlerin tümü Trabzon Kültür Varlıkları Bölge Koruma Kurulu tarafından tescil edildi.

Yakın bir gelecekte sokak sağlıklaştırma ve kentsel tasarım projesiyle buradaki evlerin pek çoğu restore edilip özgün şekillerine tekrar döndürülecek."

EVLER KİTAP OLDU

Zeytinlik semti ve diğer Giresun evleri kitap haline getirilmiş. Bu çalışmaya Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı da destek olmuş.

Haberin Devamı

Ve tabii bunlar için yaklaşık 10 yıldır emek harcanıyor.

Çalışınca oluyor.

Yurt dışına gittiğinizde sizi tur otobüslerine bindirip restore edilmiş tarihi evlerin olduğu bir sokağa mutlaka götürürler.

Araçtan inen herkes o evlerin önünde fotoğraf çektirir.

Giresun evleri de bu yolda.

Giresun Turizm Altyapı Hizmet Birliği (GİRTAB) Müdürü Tamer Uzuner tur operatörleriyle yaptıkları görüşme sonucu semtin gezi rotasına alındığını söylemiş.

Bu yıl başlangıç olarak 10 bin turiste semti gezdireceklermiş.

Darısı TOKİ yetkililerinin başına.

İnşallah onlar da gidip görürler bu semti.

Üniversite kurmak demek

herkesin kazanması demek

Kurulan her üniversite sadece bulunduğu kentte değil başka yerlere de çok şey katıyor.

Her üniversitedeki bilimsel çalışma, bir buluş ülkemiz için kazançtır.

Manisa'daki Celal Bayar Üniversitesi'nden bir öğretim üyesinin Giresun'da yaptığı çalışmayı duyunca bunlar geldi aklıma.

Bu hafta gelen Kayseri'deki Erciyes Üniversitesi öğrencilerinin yaptığı sosyal sorumluluk projesi haberini de keyifle okudum.

Tıp, hukuk, hemşirelik, matematik gibi farklı bölümlerde okuyan öğrenciler, işaret diliyle şarkı çevirileri yapıp, kısa diyalogları sosyal medyada paylaşmış.

Beğeniler ve talep artınca açtıkları işaret dili kursuna başlamışlar.

Tıp Fakültesi öğrencisi Emre Ceylan, muhabir arkadaşımız Esma Küçükşahin'e yaptığı açıklamada, geçen yıl işaret dili eğitimi aldığını, bunun ardından gönüllü bir grup arkadaşıyla işaret diliyle ilgili bir çalışma yapmayı planladıklarını söylemiş.

Kursa katılmak isteyen çok olmuş ama yer sorunu nedeniyle derslere 50 kişi ile başlayabilmişler.

Tıp Fakültesi öğrencisi ve proje yürütücüsü Ceylan, "Doktorluk demek iletişim demek. Hastalarımla arada tercüman olmadan iletişim kurmak istiyorum" diyor.

Hukuk Fakültesi öğrencisi Şeyma Nur Kayacı'nın amacı ise şöyle:

"İşitme engelli birinin hakkı yendiğinde, bana avukatı olmam için geldiğinde onun derdini tam anlamıyla anlamak istiyorum."

Sevgili gençler sizi kutluyorum.

Kayseri'deki milli eğitim yetkilileri, sivil toplum kuruluşları...

Size de bir çağrım var.

Hadi bu gençlere daha geniş bir yer bulun.

Derslere katılmak isteyen tüm arkadaşlara yardımcı olun.

Herkesin, her zaman iyi haberler alması dileğiyle...

Yazarın Tüm Yazıları