Paylaş
Ne yaparsan yap, nereye gidersen git, ne yersen ye her şey yavaş olmalı bana kalırsa. Benim hissiyatım bu yöndedir ve öyle ki bundan asla ve kat'a da pişman olmadım. Ve doğrusu da budur bana kalırsa. Marmaris'i de içine alan o eşsiz koylar bütünü dünyamızın en şahane yerlerinden biri. Bunun için herkesle de iddiaya girerim. Mesela Hisarönü, mesela Orhaniye Köyü, mesela Bencik, Dirsekbükü vs. vs... Çünkü ne böylesi bir hava, ne böylesi bir deniz ne de böylesi bir doğa, mavilik, yeşillek yok hiç bir yerde! Tam bir cennet. İşte doğanın bahşettiği bu güzelliklere bir de şahane ötesi bir anlayış ve o anlayışın doğurduğu mekanlar da hayata geçiyorsa Fransızlar'ın dediği gibi !creme de la creme' bir iş ortaya çıkıyor. Bizim gibilere de bu muhteşem akışa kendimizi kaptırmak düşüyor.
Ve Port Frankie Hisarönü'nde
Hafta sonu yine beni en çok etkileyen doğa şahanesi bir yerdeydim. Marmaris'e bağlı Orhaniye Köyü'nde bulunan Keçibükü'ye konumlanmış Martı Marina & Yacht Club 'te. Burada bulunan Martı Hemithea'ya son 5 - 6 yıldır mutlaka ama mutlaka giderim ki, bu yıl harika bir sürprizle bizleri sevindiren efsane mekan Franike de kapılarını açıverdi marinanın içinde. İstanbul'un yeme-içme ve gece hayatına damgasını yıllardır vuran turizmimizin gözbebeği Frankie İstanbul, 'Yavaş Yaşam' felsefesinden yola çıkarak Port Frankie 'yi yaşama geçirdi. Çok da iyi yaptı. Kaya Demirer'in iş ciddiyetini bilen bilir. Mekan ambiyansı, yemeğin kalitesi, misafirlerinin keyfi, hal-i pürmelali onun için fevkalade önemlidir. Eşi İrem Güreli Demirer'in de şahane ev sahipliğinde harikulade bir gece geçirmeniz garanti diyebilirim. Sözün özü şu ki, tabiatın iyi yaşam için sunduğu tüm olanaklara rafine lezzetleri ile eşlik ediyor. Bu da orkestradan yükselen tınılarla sohbetlerinize eşlik ediyor. Daha ne olsun!
Mutfak ve lezzetler yıkılıyor!
Mutfağın teslim edildiği isim başarılı şef Melih Demirel. Hani harikalar yaratıyor denir ya! Aynen öyle. Ekibiyle beraber böylesi özverili ve keyifle ve elbette ciddiyetle çalışan bir şefin elinden ne olsa yeniyor açıkçası. Beraber yaptığımız pazar alışverişinde bunu çok daha iyi anladım. O taptaze besinlerin akşam tabağımda olması apayrı bir keyif tabii. Balıklar ve deniz ürünleri günlük olarak tertemiz Hisarönü Körfezi’nden çıkıyor. Öte yandan civar köylerin yerel ürünlerinden oluşan menü de günün tatlarına göre değişkenlik gösteriyor ki bu da Port Frankie 'nin mutfağına değer katan bir başka unsur. , Çam ağaçları içinde doğayla baş başa kalmak zaten son derece özel bir durum. Buna bir de mutfakta ki zarafet eklenince yeme de yanında yat durumu oluyor ki buna dayanamam! Aslında genele bakıldığında şunu anladım ki, hani o özenle seçilen organik, yerel ürünleri bir taraftan da geleneklere sadık kalarak harmanlamak, anne mutfağı özlemi yaşayanlara bir güzellik sunuyor. O kesin. Diğer yandansa gelenekle, yenilikçi tarifleri mix eden bir yöntemle yavaş yavaş pişiren mutfaklar her zaman başarılı oluyor. Mesela yediğim öyle kuzu, dana etleri vardı ki 12 saat, 24 saat pişme serüveninin ardından tabağımıza gelmişti. Kesinlikle ve kesinlikle denemek de fayda var zire yok böyle bir lezzet!
Karacasöğüt domatesi gibisi yok!
Peki benim Şef Melih'in mutfağında favorilerim neler? Kaya Bey'in mutfağa geçip hazırladığı şahane tekirleri bir kenara bırakırsak; körfezden deniz mahsülleri, yöresel ot, sebze ve sake sosla sunulan “Hisarönü Tempura" favorilerimden biri oldu. Ekşi mayalı köy ekmeği ve buzda Datça bademin lezzet kattığı “Karacasöğüt Domates Salatası" enfes! Mısır, kırmızı soğan, nane ve hardal sosla masaya gelen “Hisarönü Torik Konfi Çıtır Marul Salata”, “Deniz Taraklı Midye Dolma”, “Tütsülenmiş Mezgit Salatası” ve “Turşu Sardalya, Akya Pastırma” ise uzun akşam sofraları için Port Frankie’nin menüsünde gecemizi güzelleştiriyor. Her şey rahat ve samimi olunca iyi yaşamın kapılarını da aralıyorsunuz. Yavaş ve rafine bir hayat nihayetinde hepimizin arzuladığı bir güzellik.
Canlı sahne bir başka
Bu arada “Sunset Sessions” teması ile Port Frankie rıhtımındaki La Plage’a özel olarak akşamüstü saatlerinde güzel ve hareketli müzikler var. Akişam 10 itibariyle de canlı müzik başlıyor ki, Güvenç Dağüstün ve Burçin Büke sahnede harikalar yaratan isimlerdi. Cazın güzel ve seksi yorumcusu Selen Beytekin de estirdiği kısa bir caz rüzgarıyla başımızı döndürdü. Ağustos Böceği orkestrasının zaman zaman bu şahane sesleri bastırması da ayrı bir güzellik oldu tabii.
Paylaş