Paylaş
YENİ dünya düzeninin günlük yaşama en iyi yansıdığı yerlerden biri büyük oteller álemi ise, aynı yansımanın açıkça görüldüğü bir başka çevre de futbol álemidir. Aynı görüntünün profesyonellik gireli, yalnız futbolda değil, sporun her dalında bulunduğu söylenirse de, yeni dünya düzenindeki profesyonellik eski günlerdekinden çok farklıdır.
Hele futbolda.
O alanda, şimdi, eski ölçüleri kat kat aşan bir durum var.
Hatta, işin felsefesi temelden değişmiştir.
°* * *
Paranın spora bulaşması amatörlükte bile her zaman olageldi. Renk ve spor aşkıyla forma giyenlerin dar boyutlu kişisel gereksinmelerini karşılamaktan öteye geçmedikçe hoş görülebilen bir olguydu bu. Ama, şimdi profesyonel futbolda olupbitenler o ölçüleri çoktan aşmış, yeni dünya düzeninin acımasız uygulamalarındaki sınırsız değerler felsefesiyle bütünleşmeye yönelmiştir.
Ne var ki, büyük halk yığınlarını kendine çılgınca bağlamış bir oyun olan futbolda bu bütünleşme her zaman kolay gerçekleşmiyor. İnsanlar, büyük paralar için forma değiştiren profesyonel oyunculara, yeni dünya düzeninin rekabet ortamında yarışan tüccara, işadamına, sanayiciye baktıkları gibi bakamıyorlar. Çünkü, çağın yaşam koşullarında ayakta kalabilmek için sürekli değişmek, vazgeçmek ve dönmek zorunda kalan insancıkların, değişmeden, vazgeçmeden, dönmeden sürdürebildikleri ender bağlılıklardan biri, tuttukları takımın renklerine olan bağlılıktır. O renkler içinde alkışladığı bir futbolcuyu başka forma altında alkışlamak çok kişiye hálá zor gelir.
Ama, futboldaki yeni dünya düzeni artık bu çeşit duygusallıkları da yıkabilecek bir büyük kazanç çekişmesine dönüşmüştür.
* * *
Çekişmenin hangi boyutlara vardığı, 2006 Dünya Kupası'nın yerini seçme dolayısıyla yaşanan olaylarda bir kez daha görüldü. Şampiyonanın bu kez Güney Afrika'da düzenlenmesi son günlere kadar en yüksek olasılık sayılıyordu. FIFA'daki oylama sırasında Yeni Zelandalı Charlie Dempsey çekinser kalınca sonuçta ibre bir oy farkla Almanya'dan yana döndü.
Niçin böyle olduğu hálá tartışılıyor. Acaba Johannesburg'daki Sunday Times Gazetesi'nin ileri sürdüğü gibi, turnuvanın orada yapılmasını savunan FIFA Başkanı Sepp Blatter'la Dempsey arasında kişisel bir çekişme mi söz konusu? Yoksa, Dempsey'in ima ettiği ve başkalarının da doğruladığı biçimde, işin içine ölüm tehditlerinin bile girdiği bir mafya baskısı mı var?
* * *
Aynı söylentiler zaman zaman olimpiyat oyunlarının yapılacağı kentin seçimi dolayısıyla da ortaya çıkmıştır: Devletlerarası pazarlıklar, rüşvet hikáyeleri, ulusal komitelerin kirli uzlaşmaları, rezaletler, istifalar.
Futbol, tek başına, bütün olimpiyat oyunlarını da aşan bir kitle tutkusu olduğu için, ondaki çekişme ulusal çıkar kavgalarını da aşıp uluslararası şebekelerin kavgalarına bulaşıyor.
Ekonomik ve siyasal alandaki yeni dünya düzeninde olduğu gibi.
Paylaş