MECLİS Genel Kurulu'nda ekonomiyle ilgili yasalar görüşülürken, kulisler iki yasaya odaklanmış durumda:
İdam cezası ile anadilde yayın-anadili öğrenme hakkı...
Kulislerdeki ortak vargı şöyle özetlenebilir:
‘‘İdam cezasına ilişkin düzenleme bu ay çıkar. Anadilde yayın ve anadili öğrenme hakkına ilişkin düzenlemeler sonbahara kalır...’’
AB yasalarıyla ilgili Meclis'te grubu bulunan partilerin durdukları pozisyon ve taktikler ise şöyle özetlenebilir:
MHP: İdam cezasının, muhalefetle çözümüne onay vermekle birlikte, anadili öğrenme ve yayında taviz verme niyetinde değiller. Bu iki konuyu mesele edip, hükümetten çekilmeyi de düşünmüyorlar.
Seçime, Bahçeli başbakanlığında girmeyi isteseler de, şu dönemde başbakanlığın üzerlerine kalmasını da istemiyorlar.
Çekindikleri, seçime kısa süre kala, DSP-ANAP'ın, muhalefetin dışardan desteğiyle azınlık hükümeti kurması sonucu koalisyon dışında kalmak.
Bunun için, idam meselesinin bir an önce çözülüp, tartışmanın sonbahara kadar kapatılması çabasındalar.
DSP: AB yasalarının geçmesi için, bu konuda en fazla çaba gösteriyor görünen ANAP'tan fazla sayıda milletvekili desteğini Genel Kurul'da sağlayacaklarından eminler.
MHP'nin aksine, anadille ilgili düzenlemelerin bu dönemde yapılmasını istiyorlar. MHP engelinin aşılacağına inanıyorlar.
MHP'nin sert direnişiyle karşılaşmaları halinde, yola devam için ANAP'la azınlık hükümeti kurmak zorunda kalacaklarını da gizlemiyorlar.
En büyük sıkıntıları, Genel Başkan Bülent Ecevit'in rahatsızlığı ve bu döneminde daha belirgin olarak ortaya çıkan parti içi çekişme.
ANAP: Hükümette MHP ile daha fazla yol alamayacaklarına inansalar da, MHP'nin ‘‘AB yolunu tıkayan parti’’ görüntüsünden memnunlar.
AB tartışmasıyla birlikte oylarında görülen yükselmeden de mesutlar.
MHP'nin AB yasalarında direnmesi halinde, DSP ile azınlık hükümeti kurup yola devam etmekte de kararlılar.
Hatta, AB konusunda net tavır alan Cumhurbaşkanı'nın, böyle bir hükümet oluşumuna sıcak yaklaşacağı inancındalar.
DYP: Ana muhalefet partisi, durduğu zeminden hoşnut değil.
AB'nin en sıkı savunucusuyken, Genel Başkan Çiller'in açıklamaları sonucu, MHP ile AB karşıtı safta görünmekten rahatsızlar.
Yeni bir hükümeti Sezer'in belirleyeceğini kayda geçirip, Çiller'in liderler zirvesine gitmemekle yanlış yaptığını düşünenlerin sayısı da çok.
Ulusalcılığı MHP'nin, AB'yi de DSP-ANAP'ın kaptığı, kendilerine basacak zemin kalmadığı inancı da hákim.
Bunlardan dolayı, DYP yönetiminden yakında ‘‘Madem hükümet yapamıyor, Anayasa değişikliğindeki gibi yine biz fedakárlık edip AB yasalarına destek veriyoruz’’ açıklaması gelirse, şaşmamak lazım.
AKP: AB konusunda uyguladıkları taktikten ve anahtar olmaktan memnunlar.
Bir yandan, idam konusunda Anayasa koşullu destek verip hükümeti sıkıştırırken, diğer yandan ‘‘DSP-ANAP hükümetine destek veririz’’ diyerek MHP'yi açmaza sokmak istiyorlar.
Aslında partisindeki Doğu ve Güneydoğu milletvekillerinin de baskısıyla AB ile ilgili yasalara destek verirken, üzerlerindeki, ‘‘dinci parti’’ damgasını silme peşindeler.
SP: AB ile ilgili yasaların çıkması için, bir zamanlar birlikte oldukları AKP'lilerden daha cesur adımlar atma kararındalar.
Böylece, aynı zeminden beslendiği AKP'nin yükselişinin önünü kesmek ve ‘‘çağdaş-Batılı’’ düşüncede olduklarını kanıtlamak istiyorlar.
12 Haziran 2002 tarihi itibarıyla Meclis'in haritası yukarıdaki gibi...