“İş insanıyım. İş yerim İnegöl’de. İkametim ise Bursa’da. Dolayısıyla haftanın beş günü İnegöl’e gidiyor ve dönüyorum. Geliş, gidiş esnasında yol boyunca Ankara Caddesi üzerinde; Bursa Barakfakih Organize Sanayi Bölgesi’nden (BOSAB) çıkan dumanları onlarca metre hatta yüzlerce metre yükseklere ulaştıktan sonra sis tabakası gibi etrafı hapseden rezaleti kilometrelerce uzaklıktan görebilme şansına muktedir olanlardan biriyim! Fabrikaların filtre takma zorunlukları var. Şayet; ‘bu fabrikaların bacalarında filtre var’ diye açıklama yapılacaksa bu dumanlar neyin nesi? Yok, kardeşim; ‘bu dumanlar masum’ diyecek olursanız da oradan geçerken neden aracımın içinde bulunmama rağmen dahi dumandan etkileniyorum? Filtre varsa duman nasıl çıkar? Duman çıkacaksa filtre ne işe yarar?”
Sizinle aynı görüşteyim. Nasreddin Hoca’nın fıkrasındaki gibi; “Ciğer buradaysa kedi nerede? Kedi buradaysa ciğer nerede?” Bursa Valiliği’nin dikkatlerine...
ÇORAKLIKTAN KURTARILSIN
ADININ açıklanmamasını rica eden Maliye Bakanlığı Bursa Defterdarlığı çalışanın önerisini özetledim: “Osmangazi ilçesinin bilindik caddelerinden olan Fevzi Çakmak Caddesi’nin (‘Fevzi Çakmak Caddesi 1’ tanımlı belediye otobüs durağı önü) başlangıcında bulunan çoraklaştırılmış alan yıllardır dikkatimi çekiyor. Her gördüğümde üzülerek bakıyorum bu alana. Oysa bu cadde birçok kamu çalışanın da çalışma ortamına ev sahipliği yapan bir caddedir. Yani içlerinde bu işin sorumlusu olanlar da var. En azından ben öyle düşünüyorum! Takip ettiğim kadarıyla burası beş yıldır böyle. Biri de demez mi ki; buraya yakışmıyor. Alanın çoraklıktan kurtarılmasını tavsiye ederim!”
Açılışa; Büyükşehir Belediyesi’yle Osmangazi Belediyesi’nin bazı başkanları da katılmıştı. O hizmet binasına da nazar değdi! Tıpkı, yıllardır nazar boğumundan kurtulamayan ve nazarın ağırlığından kaynaklı olsa gerek zerre ilgi bulmayan ‘acıların çocuğu’ filmini oynayan Havuzlupark gibi! Mevzu neymiş; yerin önemi önemli değilmiş! Mevzu; işin bitirilmesiymiş ve yüklenici firma işini bitirmiş! İşin devamı da hurdacılara devredilmiş. Nasıl olsa halk parasını ödüyormuş! Bakalım son kalan para eder parçaları da kalk gidelim olduktan sonra bir zamanların var olanına şimdi de yok oldu diye açış yapılacak mı?” demiştim ya...
İşte bugün itibarıyla yapı içindeki son para eden malzemelerin de (Tuvalet taşları hariç!) kalk gidelim olduğunu gördüğüme göre; ‘yok oldu’ açılışını yapabilirsiniz artık. Bu da hayırlı olsun!
DİREK DEVRİLECEK DİYE ENDİŞE EDİYORLAR
ADININ açıklanmamasını isteyen Osmangazi 20 NO’lu Akpınar Aile Sağlığı Merkezi personeli, özetimle şöyle diyor: “Aile sağlığı merkezimizin karşısındaki beton aydınlatma direğinin betonunda kopmalar başladı. Direk devrilecek diye endişe ediyorum...”
Bunların içinde bedensel engeli bulunanlar, engelli aracı kullananlar, taşıma arabasıyla ve bebek arabasıyla seyir halinde olanlar var. Orası için asansör şart. Çünkü burada yayaların yolun karşı istikametlerine geçmeye çalışmaları demek ölüme davetiye çıkartmaktır...’ demiştim.
HAFTASINDA BOZULDU
Üstelik bu haberi dört kez yayımlamıştık. En nihayetinde de belediyemiz bizi haklı görmüş olacak ki oraya asansör yaptı. Ancak o asansör yapıldığının haftasında bozuldu ve bir bozuluş ki o bozuluş... Bunu da gören modern vandallar da boş duracak değillerdi ya!
Ellerinden gelen ziyanı ardına koymamışlar! Yetmemiş asansörlerin kabinini tuvalet yapmışlar! Hangi yetkilinin umurunda? Neden umurlarında olsun ki. Asansör yapıldı ve amaç hasıl oldu. Hayırlısı buymuş demek ki...
İLAVE OTOBÜS İSTİYORUZ
“Bir otel çalışanıyım. Yollamış olduğum fotoğrafımda görmüş olduğunuz nefes alması engellenen ağaç Yıldırım ilçesi Anadolu Mahallesi Yoncalı Havuz Caddesi üzerindendir. Ayrıca sadece bu da değildir. Caddemizdeki kaldırımın ayakkabı değiştirir gibi yenilenmesi yapıldığı vakit, özellikle bu ağaç gövdesinin açıkta bırakılmasını aksi takdirde ağacın kaldırım taşlarını üzerinden atacağının bilinmesi gerek... Bu mücadele esnasında da ağacın canının yanacağını ilgili çalışanlara ve ekip şeflerine anlatmıştım. Ağaçların canları can değil mi? Nitekim de şekil A’da görüldüğü gibi öyle oldu. Bizleri dinlemezler sizleri de okumazlar. Ne tuhaf bir durum değil mi?”
BU HAVUZ DA YALAN OLDU
BURSA Bölge İdare Mahkemesi’nde vazifeli olan bir okurumuz şikayetini şöyle anlatıyor: “Yakın zaman önce yapımı biten ve yapıldığı günden beri de sadece yapıldığı hafta su dolu olan sonrasındaysa terk-i diyar edilen havuz başından selam ederim! Önce havuzun suyu kurudu. Sonra varlığı unutuldu. Ardından havuzu oluşturan set mermerlerinin yapıştırıcısıyla araları bozuldu. Vaziyet böyle olunca da set, üzerinde kiracı olan mermerlerin bazılarını kovdu. İçimden bir ses, setin diğer mermerleri de kovacağını söylüyor... Velhasıl kelam bu havuz da yalan oldu! Canlarınız sağ olsun. Yenisini yaparsınız! Adresi veriyorum; Osmangazi ilçesi Bursa Ticaret Borsası karşısı, Doğanbey Taksi yanı.”
UMARIM DİKKATE ALINIRIZ
ADININ açıklanmamasını rica eden bir kadın okurumuz, “Osmangazi ilçesi Tuzpazarı Mahallesi Ürün Caddesi girişinde bulunan ve yıkıntıdan ibaret olan alan, atıl malzemelerin toplandığı yer oldu! Geceleri buradan geçerken korkuyoruz. Alanın kapatılmasını ya da derlenip toparlanarak disiplin altına alınmasını bekliyoruz. Bunu da aracılığınızla belediyemizin ilgili başkanlık makamına söylemek istiyoruz. Dikkate alınacağımızı umut ediyoruz” diyor.
“Bursa Büyükşehir Belediyesi Gemlik ilçesi sınırları içindeki sahil şeridimiz Kurşunlu Mahallesi’nin sakiniyim. Mahallemize hizmet vermekte olan ve yönetimiyle sorumluluğu BURULAŞ’ın kontrolündeki belediye otobüslerinden yana bir kadın olarak korkum ve korkularımız var. Yani çok şikâyetçiyiz! Çünkü belediye otobüslerimizi saran otobüs giydirme reklamlarında haddinden fazla ileriye gidildi! Size de şahit olarak yollamış olduğum fotoğraflarım haklılığımızı ispatlayacaktır. Bu fotoğrafları saat 13.34’de çektim. Yani gün ışığının en parlak olarak yansıdığı vakitte... Ancak gelin görün ki otobüsün içini dışarıdan görmek bir yana içeriden dışarısını dahi görmek mümkün değil.
GÖRÜNMEZ BİR ORTAMDASINIZ
Sanırsınız metrodasınız ve tünelde gidiyorsunuz! Bu giydirme reklamları olduğu günden beri akşam vakti yanımda eşim ya da bir arkadaşım yoksa binmiyorum. Çünkü görünmez bir ortamdasınız! Ayrıca üç arkadaşım da bu yönde karar almışlar.
Yani yanlarında ailelerinden birisi yoksa binmiyorlarmış! Şimdi; madalyonu döndürerek konuya bakalım. BURULAŞ’a gelir olması açısından güzel bir uygulama. Ben de kurumun yöneticisi olsam bu imkânın değerlendirilmesi için mücadele verirdim.
Yani BURULAŞ haklı. Fakat şimdi de BURULAŞ madalyonu çevirerek bir baksın konuya. Özellikle gece vakti hayalet aracı haline dönüşen araca aile fertlerinizden olan birinin binmesinde endişe görmez miydiniz? Kazanç iyi ama bırakın burada bari üç beş kuruş eksik kazanın! Zaten yolcu taşıma araçlarınızın tamamı tıklım tıklım! Camlardaki reklamların acilen kaldırılmasını istiyoruz.”
“Osmangazi ilçesi Yunuseli Mahallesi Recep Tayyip Erdoğan Bulvarı karşısındaki kaldırımda engelli koşu yarışları mı düzenlenecek? Sanırım öyle olacak! Öyleyse engelli koşu yarışları bitince Büyükşehir Belediyesi reklamı alan engelli koşu aparatlarını koyan yetkililer yarış bitince bunları toplatsınlar! Çünkü yarışa katılmayan bizler kaldırımı bırakıp caddeye inmek zorunda kalıyoruz!”
Ne istediler asansördeki aynadan
Adının açıklanmasını istemeyen okurumuz Dörtçelik Çocuk Hastanesi hemşiresinin şikayetini aktarıyorum özetimle: “Dörtçelik Çocuk Hastanesi Metro İstasyonu girişlerindeki totem tabelaların alt kuşağında yazılı olan durak tanımları silindi. Tabelanın silinmesinde insan parmağı yok!
Çünkü bunları silecek kişi yada kişilerin en az 3 metre boyunda olması gerekir! Ayrıca hastane istikametindeki asansörde bulunan ayna bir gece kalk gidelim olmuş. İşte bunda insan parmağı var! Şikayetime konu olan sorunların muhatabı olan BURULAŞ’a sizin aracılığınızla seslenmek istedim” diyor. Her istasyona siz gibi bir takipçi lazım hemşire hanım. Orasıyla alakalı olarak sanrım 10’uncu ihbarı geçtiniz. İlginizden dolayı teşekkür ederim.
Siz de iyi ki varsınız Muhtar Alıntaş. Muhtar Alıntaş’ın e-postasını özetimle aktarıyorum: “Çekirge Mahallesi’yle Kükürtlü Mahallesi’nin tam da ortasında bulunan Havuzlupark için en son olarak 17 Mayıs 2022 tarihli ihbar niteliğindeki şikâyetimi mecazi anlamda ‘HAVUZLUPARK’TA SONA DOĞRU’ başlığınızla yayımlamıştınız ya… Öyle de oldu inanın. Hem de gerçek anlamında… O günün haftasında bizim Havuzlupak’ta bir hareketlik başladı ki hem de ne hareketlilik!
NE GELEN VAR NE DE GİDEN
Havuzlupark’ın; havuzları, soyunma odaları, duş kabinleri, tuvaletleri, yönetim makamları, Avrupa stantlarındaki konferans salonları, seyirci tribünleri, kafeleri, kazan daireleri vs. vs… Her biri yerle bir edildi. İş makineleriyle yıkıldı ve yıkıntıları temizlendi.
En azından acıyı görmüyoruz artık! Çok şükür ki çevrede bulunan ve yaşları bir asra yaklaşan yüzlercesi ağaçlarımıza dokunulmadı. Ancak yıkım biteli aylar oldu ve ne gelen var ne de giden. Alana girilmesin diye çevresine çekilen yüzlercesi tel çit, kıyısından köşesinden kalk gidelim olmaya başladı!
Olayın üzerinden tam 6072 gün geçti. Ama henüz netice yok! Olayın ilgisizliğindeki boyuta dikkat çekmek için farklı bir örnek vereyim istedim. Şöyle ki; o gün sigortalı olarak işe giren bir çalışanın en son düzenlenen yasaya göre emekli olmak için aranan prim gün şartı olan 7000 gününün dolmasına sadece 928 gün kaldı. Yani emeklik yaklaştı! Ancak gelin görün ki bizim İntam faciasındaki korku henüz bitmiş değil.
SONUÇ ALAMADINIZ
Keza; İNTAM DENİZİ’NE DAVETLİSİNİZ, İNTAM DENİZİNDE MUHTEŞEM HİZMET, ARTIK PLAJI DA VAR en son olarak da 09 Temmuz 2022’de İNTAM DENİZİ BİRİNCİ SEZON DÖRDÜNCÜ BÖLÜM başlıklı yayımımız olmuştu. En son ki yayımımızda da ‘AKAN BİR SU VAR İntam Denizi’nin suyunu dalgıç pompa ile boşaltırsınız. Boşalttınız da. Olmadı, üzerine yüzlerce ton toprak sererek suyu emdirdiniz, bu da tutmadı! Yetmeyince kum takviyesi de yaptınız, iyi yaptınız. Ama sonuç alamadınız çünkü oraya onlarca noktadan şaldır şaldır akan bir su var.
KESİN ÇÖZÜM SUYU KESMEK