DÜNYA Kupası’nda sürprizlerin ardı arkası kesilmiyor. Önceki gün Brezilya’nın Hollanda karşısında elenmesinden sonra dün, belki de kupa tarihinin en önemli maçlarından biri oynandı. Güney Afrika’da birçok otoritenin favori gördüğü elin ”Messi”li Arjantin, “Mesut Özil”li Almanya karşısında 4-0 gibi bir tarihi sonuçla dağıldı.
Böylece İngiltere’ye 4 gol atan Almanlar rekorlarını bir de Arjantin üzerinde egale ettiler ve gövde gösterisinde bulundular. İngiltere’den sonra Arjantin’e atılan 4 gol, Almanların resmen Dünya Kupası’nı almasalar da vurduğu silinmez damga olarak kalacak. Karizması çizildi Ancak yine de benim fikrime göre Arjantin’den çok karizması çizilen, hocaları efsanevi futbolcu Maradona oldu. Elinde puroyla idman yöneten, her hareketinde medyaya poz verdiğini çok iyi bilen, hatta iyice şımararak Almanlar için “Bizimle son maçlarını oynayacaklar” diyen Maradona, Dünya Kupası’nı bundan böyle tribünden izleyecek. Dün Almanya maçında bir kere daha gördüm ki; Bu işte yetenek kabliyet ve karizma bir yere kadar. Asıl başarı azimle, disiplinle çalışınca oluyor. Bunu da Hollanda ve Almanya çok iyi gösterdi. Ortalık yıkıldı Dün akşam Nelson Mandela Meydanı’nda muhteşem bir atmosfer vardı. Meydana kurulan üç boyutlu ekrandan bileti olmayanlar, stada giremeyenler dünkü maçları izleme imkanı buldular.Paraguay-İspanya maçındaki özellikle ikinci yarıda sonuç vermeyen “penaltı düellosu”nu görmeliydiniz. Kelimenin tam anlamıyla ortalık yıkıldı. Ama her nedense Güney Afrika taraftarları arasında İspanyollara karşı büyük bir sempati vardı. Biz göndermedik mi? İspanyollar maçın sonunda derin tecrübeleriyle kazanmayı bildiler. Final gibi bir yarı final izleyeceğiz. O da Almanya-İspanya maçı olacak. Unutmadan aklıma bir soru geldi. Onu da sormadan edemedim; Bir işe yaramaz diye bu İspanyolların hocası Del Bosque’yi Türkiye’den göndermemiş miydik? Bu hocanın kaçıncı finali olacak? Hata kimde bir türlü anlamıyorum.