Paylaş
Botoks yıllardır şaşılık tedavisinden, spastisite sorunlarına kadar pekçok farklı alanda kullanıyor. Ama yüze yaptığı estetik katkıyla şöhret oldu. En son kulylanım alanlarından biri de migren. Gerek klinik deneyimler gerekse araştırmalarla hem migren hem de farklı tipteki başağrılarına iyileştirici etkisini ortaya koyuyor. Liv Hospital nöroloji uzmanı Prof. Dr. Yeşim Parman da botoksun migren atak sayısı ve ağrı şiddetini azalttığını söylüyor. Çünkü botoks hastanın sinir uçlarında geçici blokaj yaratıyor. Böylece hasta ağrı çekmiyor. Yöntemin avantajlarından biri, diğer botoks uygulamalarında olduğu gibi muayenehane ortamında yapılabilmesi. Botoks çok ince ve küçük enjeksiyonlarla yaklaşık 10-15 dakikada hastanın alın, şakak, saçlı deri, boyun ve omuz bölgesindeki kas gruplarına toplam 31 noktadan enjekte ediliyor. Ağrılı nokta kişiden kişiye değişiyor. Bu nedenle uygulama alanları hastadan hastaya farkediyor. Yöntem sadece atakların sayısını değil şiddetini de azaltıyor. Bazı hastaların migren atakları çok ağır ve şiddetli. Bu hastalarda botoksa ek olarak ilaçla tedavi de gerekebiliyor. Prof. Dr. Parman, “Birinci amacımız uzun vadede insanları bu ilaçlardan kurtarmak. Ama genetik yapı, çevresel faktörlerden etkilenme, ilaca cevap verme vs. de kişiden kişiye değişebiliyor” diyor. Migren dışındaki başağrılarına da iyi gelen botoksun etkisinin geçici olması nedeniyle enjeksiyonların üç-altı ayda bir tekrarlanması gerekiyor.
10 bin kan gönüllüsü
Ev hanımı bir çocuk annesi Sema Savaş yaklaşık bir yıl önce Facebook’ta arkadaşlarıyla Kan Grupları’nı kurdu. Aralarına doktorları aldıkları grup çığ gibi büyüdü, bir yılda 10 bin gönüllüye ulaştı. Bu duyarlılığın arkasında öyle trajik bir hikaye yok. Savaş’ı önce konuyla ilgili farkındalık ve hassasiyet onu motive etti. Sonra da grubun yardımcı olduğu hasta ve yakınlarının mutluluğu... Grubu farklı illerdeki üç gönüllüyle birlikte yönetiyor. Ve 7X24 aktifler. Sayfaya gelen anonslar önce teyit ediliyor. Sonra listede yer alan en yakın gönüllüye ulaşılıp, kan vermesi isteniyor. Zor ameliyatlar, kan kanserleri tedavilerinde kullanılan kan ve kan ürünlerinin sağlanmasında büyük destek veriyor. Grubun şimdiki hedefi, İstanbul ve Ankara’da bulunan iki kemik iliği bilgi bankasını yeni gönüllülerle güçlendirmek. Savaş, “Medikal tedaviye cevap vermeyen bazı vakalarda son çarenin kemik iliği nakli olduğunu öğrendik. Bunun için tek kaynak insan. Kurtarılabilir ama şartların merhametine kalmış hastalarımız için; doğru planlama ve sürdürülebilir projelerle çalışmak istiyoruz” diyor.
Vitrin hastalığı
Ayakta durduğunuz ve yürüdüğünüzde bel ve bacağınızda ağrılar oluyor mu? Belki de sorununuz tıbbi adı spinal stenoz olan bir hastalık. Hastaların şikayetleri, bel ağrısı ve ayaklara vuran ağrı şeklinde seyrediyor. Ayakta durmak ve yürümekle bel ve bacak ağrıları oluşuyor. Dinlenmek ve öne doğru eğilmekle şikayetleri azalıyor. Bu yüzden ileri yaşlarda görülen bu dar kanal hastalığına maruz kalanlar, yürüyünce başlayan ağrılarını gidermek için belli bir süre durmak zorunda. Ağrılarını geçirmek için etrafa veya vitrinlere bakarlar. Ağrıları geçtikten sonra yürümeye devam ederler. İşte tam da bu nedenle bu hastalığa ‘vitrin hastalığı’ adı veriliyor. Emsey Hospital’dan Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Özdemir, halk arasında dar kanal olarak bilinen bu hastalığın omuriliğin geçtiği kanal ve omurilikten çıkan sinirlerin geçtiği deliklerin bir şekilde daralmasıyla geliştiğini söylüyor. Neyse ki hastaların yaklaşık yüzde 80’i ameliyatsız iyileşiyor. Dr. Özdemir, “Ancak ameliyatsız yöntemlerde başarısız olunur ve beraberinde ciddi sinir arazları ortaya çıkarsa cerrahi tedavi yapılması şart” diyor.
Paylaş