Paylaş
Vietnam, Sırbistan ve Estonya bile Türkiye’yi ezdi geçti.
Matematik formüllerini anlama kategorisinde sondan üçüncüyüz.
Okumada OECD ortalamasının altında kalarak 40’ıncı sırada yer aldık.
Fen bilimlerinde 42’nci sıraya oturduk.
Uluslararası çapta gençlerimizin vaziyeti böyle içler acısı.
*
Gelelim YGS’ye...
2014’te yaklaşık 900 bin aday fen, 420 bin aday matematik testinde tek bir soruyu bile doğru cevaplayamadı. Yani sıfır çekti!
Bir yıl önce matematikte sıfır çekenlerin sayısı 310 bin idi; bu sayı bir yılda 110 bin, yani yüzde 30 arttı.
Tek doğru bile yapamayanların çokluğu yüzünden matematikte başarı büyük oranda düştü. Bir önceki yıl 7.4 olan net ortalaması 2014’te 6.1’e geriledi.
*
2014’te YGS’ye giren 2 milyon 7 bin 685 adaydan 1 milyon 423 bin 127’si LYS’ye girmeye hak kazandı. Yani ilk sınava girenlerin 600 bine yakını ikinci aşamaya bile geçemedi.
4 yıllık lisans eğitimi için gerekli olan 180 barajını geçemeyen sayısalcıların sayısı şok edici: 1 milyon 185 bin. Bunlar, 160 sorudan 30’unu bile doğru yanıtlayamayanlar.
180 barajını sözelde geçemeyenlerin sayısı 500 bin, eşit ağırlıkta geçemeyenlerin sayısı ise 600 bin civarında.
Yani öyle böyle dökülmüyoruz; eğitimde tuzla buz olmuşuz.
Bir de unutmayalım, bu sistem öyle bozuk ki, her yıl hasbelkader kazandığı bölümden memnun olmayan 400 bin civarında üniversiteli tekrar sınava giriyor. Bir de bunun bekleyenleri var; var Allah var.
*
4. ve 8. sınıf öğrencilerinin matematik ve fen bilimleri alanlarında kazandıkları bilgi ve becerilerin değerlendirmesine yönelik bir tarama araştırması olan TIMMS’e bakalım.
2011’deki sınavda matematikte Türkiye 4. sınıf seviyesinde 50 ülke arasında 35’inci, 8. sınıf seviyesinde 42 ülke arasında 24’üncü sırada yer aldı. Fen alanında 4. sınıf seviyesinde 50 ülke arasında 36’ncı, 8. sınıf seviyesinde ise 42 ülke arasında 21’inci oldu.
Buradaki oranlara dair rapor bize gösterdi ki...
Öğrencinin evinde bilgisayar ve internet olması fen ve matematikteki başarısıyla doğrudan ilgili.
Öğrencinin dersi sevmesi başarısıyla doğru orantılı.
Ders materyali eksikliği, okul binasındaki sorunlar okulda ders anlatımını kötü etkiliyor.
Öğretmenin öğrenciden beklentisi azaldıkça öğrenci başarısı düşüyor.
Bölgeler arasındaki eşitsizlik eğitimde fırsat eşitsizliği yaratıyor ve öğrenci başarılarını olumsuz etkiliyor.
*
Milli Eğitim Bakanlığı bunları dert edinip “durumu nasıl düzeltiriz” diye kafa yoracağına...
Öğreniyoruz ki bir süredir ‘Genç Bilaller’ adını verdiği ezan okuma yarışması gibi şeylerle meşgul. Amaç imam hatip liselilerin özgüvenlerini geliştirmek, okul aidiyetlerinin sağlanması ve sosyal gelişimlerine katkıda bulunmakmış.
İmam hatiplilere özgüven aşılanırken...
Fen, matematik, yabancı dil ve akla gelen hemen her alanda başarısızlıktan dökülen diğer öğrencilerin özgüvenlerini kim tamir edecek, liselerdeki devamsızlıkları kim çözecek bilinmez.
Dua edersek belki, ilgi alaka sırası bir gün onlara da gelir.
Paylaş