Moda endüstrisine yurttaş bilinciyle karşı çıkmalıyız

BUGÜN size Afrika’nın vahşi doğasını anlatacaktım ama ben uzaklardayken patlak veren, bir moda markasının reklam tartışmasından haberim oldu ve Afrika yazılarını sonraki günlere bıraktım.

Haberin Devamı

Bu markanın reklamında çocuk istismarı yapılmış. Tepkiler üzerine reklamdan çocuklara dair slogan çıkarılmış.
Bu olay, okları tek bir markaya yönlendirse de, bence moda endüstrisini toptan tartışmamız için bir fırsat yarattı.


*

Kiminiz biliyordur, önceden moda yazıyordum. Şimdilerde sadece bir çeşit karikatür diye nitelendirebileceğimiz Kelebek’teki Ayna köşesi dışında moda veya markalara dair yazılar yazmıyorum. Bazıları artık yazmamama anlam veremiyor. Ama hiçbiri de “Neden yazmıyorsun?” diye sormuyor.
Onlar sormadan ben anlatayım öyleyse...


*

Moda endüstrisinin nahoş pratiklerine, misal size tedarik zinciri boyunca işçilerin istismar edilişine, terzilerinin uğradığı hak ihlallerine, modellerin çalışma koşullarına, zayıflık estetiğinin yarattığı baskı ve sorunlara, moda basınının bunları besleyen rolüne, insanlar üzerindeki yurttaştan ziyade ‘tüketici’ vurgusuna kendi adıma katkıda bulunmak istemediğim için moda yazmayı bıraktım.
Vahşi kapitalizmi görmek için büyüteci sadece kömür madenlerine değil, moda endüstrisine de tutmak lazım. Zira devasa bir sektör.


*

Haberin Devamı

Geçtiğimiz günlerde bir lokantada rastladığımız İlber Ortaylı birimizin montunu beğenip de arkasından markasını gördüğünde burun kıvırarak “Bir de solcu geçiniyorsunuz. Ucuz işçiliği besleyen markaların ürünlerini giyerek mi?” diye iğnesini batırdı. Güldük ama bir ölçüde haklıydı.
Moda endüstrisinin istismarı ustaca Batılı gözlerden gizleniyor.
Bakın, tek tek markaları suçluyor değilim. Aralarında sorumlu davrananlar var. Ama modadan bir endüstri olarak söz ediyorsak, şüpheniz olmasın ki bu, büyük ölçüde kurumların çıkarını ve onların kâr marjlarını düşünen bir sektör.


*

Bu demek değil ki moda sadece bir istismar şeklidir...
Moda aynı zamanda sıklıkla sanatın konusuna giren yaratıcı, ilham verici ve kültür yaratan bir alandır.
Ne var ki, kapitalist düzen sürdüğü müddetçe, modanın endüstrinin zincirlerinden kurtulup özgür olması mümkün değil. Oysa moda sistemin göbeğinde olmasa, eskinin yerine yeniyi koyabilecek, insanlara umut aşılayıp hayal kurdurabilecek bir güce sahip.


*

Haberin Devamı

Peki ne yapmalıyız?
Moda endüstrisine ya da markalara kızdığımızda onları boykot etmek çözüm değil. Zira bu, indirgendiğimiz ‘tüketici’ pozisyonunu kabullenmek demek.
Diğer toplumsal konuları nasıl ele alıyorsak, oralardaki sorunlarla nasıl mücadele ediyorsak, moda endüstrisine de benzer şekilde yaklaşmalıyız.
Merdiven altı atölyelere karşı kampanyalar düzenlemeliyiz; sektördeki işçilere, modellere kulak vermeliyiz; kapitalizmin moda yoluyla bedenlerimizle ilişkimizi olumsuz etkilememesi için çevremizdekileri bilinçlendirmeliyiz; podyumların sokaktaki çeşitliliği içermesi ve güzelliği her beden ve ırktan modellerle yansıtması için ısrarcı olmalıyız.


*

Haberin Devamı

Moda, sosyolojisi, ideolojisi, teorileri olan muazzam yaratıcı bir alan. Onu sadece alışverişe, bizi de safi tüketiciye indirgeyen endüstriye tüketiciler olarak değil, yurttaş bilinciyle karşı çıkmalıyız.

Yazarın Tüm Yazıları