Paylaş
Kanun ve yönetmeliklerdeki yaptırımlar yetersiz.
Büyükşehir Belediyeleri kanunda öngörülen hayvan hastanesi yatırımını yapmıyor; ilçe belediyeleri aşılama ve kısırlaştırmanın yanında sağlık hizmeti verecek şekilde yapılanmıyor.
Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) kanun ve yönetmelikte hayvanların korunmasına ilişkin madde olmaması nedeniyle uygulamaya geçmiyor.
Hem kültürel yapı hem de kentleşme olgusundan kaynaklı nedenlerle evlerde evcil hayvan bakımı yeterli sayıda değil.
Bir de üstüne, sokaklardaki korumasız hayvanlara tahammül edilemiyor; sokaklarda hayvan olmaması tek uygarlık biçimi olarak algılanıyor.
Bizim Sokağın Çocukları projesi tam bu nedenlerle ortaya çıktı.
Bakıp gördüler ki...
Türkiye’de kentsel gelişme sınırları Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) ile bütünleşmiş durumda. OSB’lerde çok sayıda sokak hayvanı yaşamaya ve barınmaya çalışıyor.
Sayıları 254’ü bulan, 7 bölgede ve 77 şehirde 59 bin 750 hektarlık alanı kaplayan OSB’ler sokak hayvanlarını korumaya uygun koşullara sahip.
OSB’lerin içindeki firmaların standart ve çevre kriterleriyle sokak hayvanlarını koruma altına almayı kolaylaştıran bir yapısı var.
OSB’lerde üretimin vardiya, mesai ve örgütlenme yöntemi sokak hayvanlarının korunmasında avantaj sağlayacak nitelikte.
İşte bu yüzden sahipsiz ve kontrolsüz sokak hayvanları OSB’ler tarafından koruma altına alınarak sahipli ve kontrollü hayvanlar haline getirilebilir; insanlar için güvenli çevre ve birlikte yaşama şartları sağlanabilir.
Hayvan hakları uygulama modeli niteliğindeki Bizim Sokağın Çocukları projesinin ilki 2009’da İstanbul Deri Organize Sanayi Bölgesi’nde, ikincisi ise 2011’de Dilovası’ndaki Makine İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nde Friterm öncülüğünde başladı.
Buralardaki sahipsiz hayvanlar koruma altına alındı. Beslenme ve sağlık sorunları çözüldü.
Belediye ile işbirliği yapılarak kuduz aşıları yapıldı, kısırlaştırılarak nüfus kontrolleri sağlandı.
Bu hayvanlar korunarak bölge çalışanları için de iş sağlığı ve güvenliği yönünden güvenli çevre oluşturulmuş oldu.
Organize Sanayi Bölgeleri’ni genelde hep yarattıkları kirlilikle anıyoruz.
Gelin bu sefer bu projeye fırsat tanıyan iki OSB’yi ve onlarla işbirliği yapan belediyeleri tebrik edelim...
Ve ülkemizdeki diğer 252 OSB’nin de hayvanların yaşam hakkını savunan bu harika projeyle ilgilenmesini dileyelim.
Hepsi kendi bölgelerinde bu projeyi hayata geçirirlerse ne kadar çok sokak hayvanının kurtulacağını düşünsenize!
Zor değil. İmkansız hiç değil.
Paylaş