Paylaş
Bunları biliyoruz; sadece bugün değil, uzun yıllardır zaten pek çoğumuz bunu savunuyor.
Ne var ki, darbeye karşı olmak demek, hukuk dururken, hukuki olmayan uygulamalara onay vermek anlamına gelmiyor.
Darbe yanlılarını konu dışında bırakarak (zira onlarla işim yok) diğerlerine sormak istiyorum...
Köprüde öldüresiye dövülen veya ahırlara çıplak halde yığılmış asker fotoğraflarına, videolarına baktığınızda aklınızdan ne geçiyor?
Büyük bir haz mı duyuyorsunuz? Amiyane tabirle, yüreğinizin yağları mı eriyor?
Yoksa, rahatsız mı oluyorsunuz?
Soruyu biraz daha daraltayım...
Görüntülerdekilerin asker olması hasebiyle ve siz de Türk askerine saygı duyan, değer veren bir insan olduğunuz için mi rahatsız oluyorsunuz?
Yani, o görüntülerdeki üniformanın temsil ettikleri sizin için bir şey ifade etmese -misal görüntülerdeki sizin en azılı düşmanınız olsa- meseleye tamamen duygusal yaklaşıp kötü muameleyi, işkenceyi mazur mu göreceksiniz?
Rahatsız olmayacak mısınız?
Bu görüntülerden zevk duyanlar veya sadece görüntülerdekiler asker olduğu için rahatsızlık duyanlar birbirlerinden pek uzağa düşmüyorlar.
Ve bu, medeniyet adına endişe verici.
Hukukun veya evrensel insan hakları normlarının benimsenmediğinin göstergesi.
Hukukun işlediği bir ülkede, kimse kimseyi kafasına göre cezalandıramaz; polis kimseye kafasına göre kötü muamele edemez.
Hele de ortada bu ülkenin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler varsa.
Hele de bu uluslararası sözleşmelerde insan haklarına defalarca vurgu yapılıyorsa.
Hele de bu ülke insan hakları mahkemesinde pek çok kez bu gibi nedenlerle yargılandı, ceza aldı, tazminat ödediyse.
Hoşumuza gitse de, gitmese de kişisine göre hukuk, kişisine göre insan hakları olmaz.
Bunların evrensel anlamları vardır ve kimse bunları kafasına göre eğip bükemez.
Demokrasi pek çok şeyle beraber, bunun kabulüdür.
Diyorlar ki; “Ya senin sevdiklerinin üzerinden tank geçseydi, acaba böyle soğukkanlı olabilir miydin?”
Mümkün mü?
Asla olamazdım!
Dünyayı yakmak isterdim.
O insanların duygusal tepkilerini dibine kadar olağan karşılarım.
Onları anlarım da...
Diğerlerini anlamıyorum.
Canı o gece bu ülkedeki herkes kadar yanmış –ne eksik ne fazla- ama buna rağmen hukuk yerine linci ateşle savunanların, “İdam” diye bağıranların, duygularının esiri oldukları ortada.
Empatinin şiddete dönüşmesi söz konusu olamaz. Bu empati değil; bu intikam duygusu.
Suçlular yargılansın, en ağır cezayı alsın. Ama idama, işkenceye, kötü muameleye hayır.
Bugün birileri birilerinin “haklı yere idam edileceğini” düşünüyor, canını alası geliyor diye...
Yarın birilerinin haksız yere idam edilmeyeceği ne malum?
Paylaş