Paylaş
Sonra da…
E, boşuna demiyorlar ‘Derenin intikamı ağır olur diye.
Kızdırmayın dereyi, kızar, taşar, hiddetlenir sonra.
Daha önce defalarca başımıza gelen bu dere yatağı felaketlerini bile bile konutları dikmek ağaç misali.
Sonra da ağaç yaş iken eğiliyor!
Canlar gidiyor.
Ama bunda suç, evrenin!
Asla kabahati yok düşünemeyenlerin.
Ha ama asıl suçlu yağmurun!
Bana bak yağmur, mert ol, yağma öyle aklının estiği her yere yoksa taşırır sığdırmaz dere seni, almaz yatağına.
Yağma yağmur.
Yoksa cıs olur.
Cıs!
***
Samsun’da, 8 canın yitip gittiği TOKİ felaketinde suçlanan dereden sonra, ölen milli kayakçımızın da suçlu bulunması tam yerinde oldu.
E, malum selde kayan sadece canlar olmamış.
Aklımız da kayıyor belli ki, hafiften.
Olmayacak şeyleri suçlayarak, vicdanları paklayacak kadar kaymaya gelmiş iş.
Toki Başkanı’nın, TV kanalında, spikerin, dere yatağına ev yapılmasının doğru olup olmadığını sorunca;
"Hanımefendi biz burada can kurtarma telaşındayız. Konu TOKİ konutları nereye yapıldı meselesi, değil. Bunu tartışacak durumda mıyız? Şu anda cenazeleri çıkartırken bu soru normal midir?” demesi…
Değil mi ama.
Geniş düşünmek lazım.
Değiştirmek gerek mantıklı düşüncelerimizi.
Açmak lazım gözümüzü.
Açmak deyince…
Yine açılım gündemde malumunuz.
Apo açılımı.
Öncekileri de anımsayacak olursak…
Ermenilere taviz ver, adı açılım.
Kıbrıs’tan vazgeç, adı açılım.
PKK’lılara karşılama töreni yap, adı açılım
Cumhuriyet devrimi kanunlarını görmezden gel, adı açılım,
Laikliğe laf söyle, adı açılım.
Aça aça kapatacak yerimiz kalmadı yahu!
Paylaş