PaylaÅŸ
AÅŸk, tutku, ayrılık, mutluluk, hüzün, yalnızlık, gözyaşı, kahkaha, çaresizlik, vuslat, sürgün baÅŸta olmak üzere…Â
İki insanın tutkuyla suladıkları sevgi tomurcuğunun goncaya dönerek mis kokan kalplerin çiçek açması…
Ruhların birbiriyle bütünleşip yeniden doğdukları duygu saltanatında aşk tacını takması…
Tutkuyla başlayan bir aşkın kalpte, tende, ruhta yeşerişi…
Bir aşktan vedaya, bir sevinçten hüzne, bir vuslattan sürgüne…
Ayrılıksa söz konusu olan, bahtiyarlıktan ihtiyarlığa geçişi…
Öyle bir incelikle ve usuldan bir dokunuşla anlatırlar ki her şeyi bu kelime gülleri.
Anlatmakla kalmazlar bizimle bütünleşirler, kalbimize, ruhumuza işlerler.
Hem de nasıl…
İnce bir nakış gibi…
İçten bir bakış gibi…
Bir kalbi yakış gibi…
Güneş sıcaklığı gibi…
Rüzgar fısıltısı gibi…                                                             Â
Yağmur damlası gibi…
Ay ışığı gibi…
Okuduğumuzda, okunduğunda, yazdığımızda, yazıldığında, kulağımızda ahenkle yankılandığında…
Bazen bir dizeyle bazen bir kelimeyle bazen bir imgeyle…
Hislerimize tercüman olan…
Bizi bizden alan, ruhumuzu çalan…
Yaralar açan, kanatan…
Yetmeyen, bazen bir dize ya da bir kelimeyle yerden yere vuran…
Hatta bazen süründüren…
Dudakları, kalbi, ruhu mühürleyen…
Bazıları ki, kalbimizin ortasına oturan…
Bazıları gönlümüzü köşesinden kaldıran…
Bazıları ki bizi rüzgar gibi sevgiliye uçuran…
Bazıları da duygularımızı koparan…
Ah o şiirler…
Okunulası, duyulası, yazılası, yaşanılası…
Åžimdi de bir ÅŸiiri izlemeye ne dersiniz?
Evet şiir izlemek…
Sahnede.
Sahnede ÅŸiir!
Duyarak, görerek hatta yaşayarak şiir izlemek…
Ve bu ÅŸiirde aÅŸk var.
Ama nasıl aşk!
Çağları aşarak günümüze ulaşan ve aslında günümüzde de yaşadığımız acımasız toplumsal gerçeklerle gerçek sevgi arasındaki çelişkiyi gözler önüne seren bir aşk!
İki aile arasında bitmek bilmeyen bir nefret ve düşmanlığın gölgesinde büyük bir aşk doğarsa ne olur?
Sevgiyle doğan aşk, ölümle…
İki sevgilinin ölümüyle ölümsüzleşen bir aşk!
Neden bahsettiğimi anladınız sanırım.
Shekeaspere’in şiirsel bir dille yazdığı Romeo – Juliet!
Ä°ÅŸte bir ÅŸiir izledim sahnede.
Â
Oyunculuk adına gelecek vaad eden Ece Özdikici (Juliet) ve Mert Turak’a (Romeo); yılların usta oyuncuları Hikmet Körmükçü, Müge Akyamaç, Selçuk Soğukçay, Levent Yılmaz, Nevzat Çankara’nın yanı sıra Ersin Umulu, Caner Çandarlı, Kubilay Penbeklioğlu, Selçuk Yüksel, Can Doğan, Nurdan Gür, Mehmet Bulduk, Hüsnü Demiratay eşlik ediyor.
Romeo - Juliet tragedyasını; gerçekçi, yalın olduğu kadar günümüze cesurca uyarlayarak postmodern bir anlatımla yöneten Kemal Başar bu klasiğe yeniden hayat vermiş adeta.
72. Koğuş, İyi Şanslar, Hayatı Yaşamak, Bahçemdeki Ayı, Kızılırmak, Gözlerin Ardındaki Çocuk, Aşk-ı Hürrem gibi birçok eserde yönetmen olarak imzası bulunan, Romeo – Juliet’i iki yıl önce ilk olarak Romanya’da sonra da Van’da sahneleyen Kemal Başar, üçüncü kez yönettiği bu eseri bu kez günümüze uyarlayarak sahneliyor.
Shekeaspere’in uyum, denge, simetri anlayışıyla yazdığı bu eserde; yalnızca iki gencin umutsuz aÅŸkı deÄŸil her yaÅŸtaki insanın birbirini derinden sarsan iliÅŸkileri; aÅŸk – nefret, mutluluk - hüzün, gece -Âgündüz, uyku - ölüm gibi karşıtlıklarla anlatılarak psikolojik ve tiyatral bir açıyla ele alınıyor.
Bu oyun kalpleri, ruhları aşıyor ve hücrelerde yankılanıyor.
Ölümsüz aşkı anlatırken, oyunculuklarını nasıl da aşkla canlandırıyor Ece ve Mert. Hele oyunun bir sahnesinde şiir tadında sergiledikleri görsel şölen…
Aaaaaahhh… İnsanı kendinden geçirip aşka götürüyor.
Romeo – Juliet’te; Veronalı iki aşık kavuşamadığı için mi bizi bu kadar etkileyip, içimize işliyor, gözlerimizden yaş akıtıyor bilinmez ama aşk denince akla ilk gelen eser olması…
İşte ölümsüz bir sahne şiiri izledim geçtiğimiz günlerde.
Eylül ayında oyunu Güney Kore’de de sahneleyecek olan bu ekip, Romeo – Juliet’i orada da ölümsüzleştirecekler ve yeni sezonda da sizlere aşkı şiir tadında…
Romeo – Juliet tregedyası; yüceltilmiş diline, romantik atmosferine karşın insan ilişkilerini gerçekçi bir şekilde anlatan ölümsüz bir sahne şiiri.
Öyle bir şiir ki…
Tıpkı kalbimize – ruhumuza yazdıran söyleten, okutan, yaşatan; yaşayanların yanı sıra kavuşamadığımızda ya da ulaşamadığımızda ölümsüzleşen aşk şiiri gibi!
Â
ÖLÜMSÜZ BİR SAHNE ŞİİRİ - FOTO GALERİ
Â
                                                              ÂMELÄ°KE BÄ°RGÖLGE
                                                                         Â
PaylaÅŸ