Geçen hafta ya da beş ay önce yapılamaz mıydı bunlar? Daha önceden gerekeni yapsaydık ceza mı keserlerdi yoksa ömrümüzü mü yerlerdi? Ya da ‘Şimdi olmaz, 31 Aralık’ta gel’ mi derlerdi?
Tabi ki hayır.
Hatta ne kadar önce ne kadar erken yapsak o kadar kârlı çıkardık.
Zararın neresinden dönersek kârdır misali…
Zarardan dönmek de şu ‘An’ mümkün.
Ne yılbaşı gecesi ne bir ay ya da ne de bir hafta öncesi…
Çünkü dün geçip gitti.
Yarın meçhul.
Evet mutfak!
Ne alaka değil mi?
Şöyle ki…
Erkeklerin çoğu, yaşanan güzel heyecanların ilk zamanlarında; sözlerini, dudaklarını, saçlarını beğendiği, sevdiği kadının en önemli yerinin bunlar olduğunu düşünür.
Ya sonra?
Aşık olduğu, delice sevdiği kadının o en özel yerlerini zamanla köreltip, sığlaştırırlar.
Sonra da hapsederler.
Önce mutfağa, sonra da evin diğer odalarına…
Tamam olsun.
Çok olsun.
Hem de çok çok…
Da…
O çokun sonu yok ki.
Hâlbuki yetinmesini bilen kıymet bilendir.
Yetinmesini bilen, onurunu en az riske atandır.
Kaldı ki ‘Bir şeyin azı karar, çoğu zarar’ olayı da var tabii.
Önce Boğaz Köprüsü’nden geçiyorum.
Sonra trafiğin aktığı yollara ve meydana düşüyor yolum.
Ardından Galata Köprüsü’nde balık tutanlarla soluklanıyorum.
Sonra insanlar kadar yağmurun aktığı kalabalık caddelerden geçiyorum.
Sonra bir residence’ın tepesinden yüksek binaları izlerken buluyorum kendimi.
Ardından kalabalık bir partiye dahil oluyorum.
Üstelik bu kadar yeri 1 saatte geziyorum.
Evet bir saatte!
Yani…
Yaşadığımız ve yaptığımız her şey, görme alanı ve algımızla doğru orantılı olarak,
bakmakla görmek arasındaki ince nüanstır hayatımıza yön veren.
Bir bakmak vardır bir de baktığınız olayın, konunun, durumun derinliğini ruhunu görmek!
Sizde de olur mu böyle arada?
Her şey sıradanlaşmış, tek düze gidiyorken, bulunduğunuz durumdan, konumdan sıkılıp da farklı bir şeyler yapmak, farklı yerlerde olmak isteği?
Sıkılmıştım.
Daralmıştım.
Shakespeare klasiklerinden olan, çevirisini Sabahattin Eyüboğlu’nun, yönetmenliğini Kemal Başar’ın yaptığı Hamlet, 29 Kasım Perşembe 2012 (bu akşam) Kozzy AVM Gazanfer Özcan Sahnesi’nde ‘Perde’ açacak.
Kemal Başar yönetmenliğindeki Hamlet oyununda; Arda Aydın, Hakkı Ergök, Lale Başar, Beste Bereket, İsmail İncekara, Sertan Müsellim, Mesut Yılmaz, Cemal Gönen, Hakan Eke, Kosta Kortidis, Alkış Peker, Asena Ongan, Mehmet Emci rol alıyor.
HAYALET’E OKAN BAYÜLGEN SES VERİYOR!
Oyunun sürprizlerinden biri de Hayalet’i Okan Bayülgen’in seslendirmesi!
Her şey anlamsızlaşır.
Sıradanlaşır.
Hayat durgunlaşır.
Kasvetli bulutlardır bizi çevreleyen.
Nokta koyarken bazı durumlara, olaylara, yaşananlara, içinizdeki hislere, bazen öyle bir zamanlama oluyor ki, işte o zaman kaldığımız yerden virgül koyarak hayata devam edişimizi hatırlatan kıvılcımlar, ışıklar…
O ışıklar ki;
Karanlıktan çıkarıp bizi,
Aydınlatıyor ruhumuzu.