Paylaş
Her bölgenin lezzetli bir domates cinsi vardır. Ben en çok Çanakkale yöresi tarla domatesini, Marmaris’in Karacasöğüt Köyü domatesini ve Kilis domatesini severim.
Bu aylarda kırmızı soğanla yapılan ve üstüne beyaz peynir rendelenen domates salatasını çok severim. Ünlü aşçı Ece Aksoy, bu salataya ‘domatese kar yağdı’ adını koymuştur.
Her öğün bol domatesli, yeşil biberli menemen yiyebilirim. Menemenin en lezzetlisi, tarla domatesi piyasaya çıktığı zaman yapılır.
Domates bu aylarda sofraları şenlendirir. Türlüye, taze fasulyeye, bamyaya, bezelyeye, kebaba, köfteye lezzet üstüne lezzet katar.
Benim favori sosum: Rendelenmiş domates, sarmısak, fesleğen, biraz sirke, iki kesmeşeker. Tüm bunları kısık ateşte uzun uzun kaynatın.
Patlıcan kızartması en sevdiğim yemeklerin başında gelir. Kızartmanın üstüne yukarıdaki sosu dökerseniz damağınız çatır çatır çatlar.
Bezelye de bu mevsimin sebzelerindendir. Bunun yanına pilav yakışır. Pilavı, rendelenmiş tarla domatesiyle yaparsanız, damağınızı bayram yerine çevirirsiniz.
Aslen Güney Amerikalıdır. İlk zamanlar Peru’da ve Şili’de kirazı andıran küçük salkımlar halinde yabani olarak yetiştiriliyordu.
Kristof Kolomb’un adamları domatesi ilk kez İspanya’ya getirdiler. Ama kimse uzun süre bu renkli topları mutfağına sokmadı, süs bitkisi olarak yetiştirdi.
Domates, İspanya’dan, İspanya Krallığı’na bağlı olan Napoli’ye geçti. Bu, makarna ve pizza sosunun icadının ilk adımı oldu.
Çoğunlukla süs bitkisi olarak yetiştirilen veya sinekleri uzaklaştırmakta kullanılan domates, İtalyan mutfak kültürüne utangaç bir giriş yaptı.
Koruk suyuyla tatlandırılan domates ilk önceleri salata olarak yenilmeye başladı. 1692 tarihinden itibaren Napoliten tariflerde görülmeye başladı.
18. yüzyılda Avrupa’nın kuzeyinde domates hâlâ bilinmiyordu. Domatesin Parislilerle tanışmasına Fransız İhtilali neden oldu.
Marsilyalı lokantacılar, özellikle Saintte Anne sokağındaki ‘Les Trois Freres Provençaux’ ve yine aynı kentteki ‘Le Boef a la Mode’ lokantası domatesi meşhur etti.
Amerika Başkanı Thomas Jefferson 1781’de domatesle ilgilenmeye başladı ama domates ancak 19’uncu yüzyılın başlarında ABD’yi fethetti.
Önce Louisiana’ya geldi. Malezya dilindeki bir balık sosunu ifade eden Kechap’tan gelen Ketçap, bu dönemde ortaya çıktı ve hızla dünyaya yayıldı.
Artık kimyanın ve yaban arıları ve uğur böceklerinin yardımıyla yetiştirilen yusyuvarlak, kıpkırmızı, pürüzsüz, sağlıklı domateslerin tek kusuru tatsız olmaları.
Domatesin tadı kadar sembolik değerleri de önemli. Örneğin Mali’deki bazı kabileler domatesin kırmızı suyunun adet kanını, doğurganlığı simgelediğine inanırlar.
Kırmızı ve sulu domates, dünyanın bir çok yerinde erotik çağrışımlara neden olur. Şilili romancı Isabel Allende domatesin afrodizyak bir sebze olduğunu söyler.
Bugün dünyada 2 bin çeşit domates olduğu tahmin ediliyor. Birçok yerde orijinal çeşitleri yeniden yetiştirebilmek için özel bostanlar kuruluyor. Darısı bizim başımıza.
Yüzde 94’ü sudan oluşan domates, çok düşük kalorili olduğu için kilo vermek isteyenlerin çekinmeden yiyebilecekleri besin maddesi.
Domates hücre yaşlanmasına karşı mücadelede oldukça etkili. Ayrıca içerdiği likopen nedeniyle güçlü bir antioksidan kabul ediliyor.
Paylaş