Paylaş
Resmi Gazete’de yayınlanan değişikliğe göre, emekli subaylar görev yaptıkları döneme ilişkin açıklamalarda bulunup yazı yazarlarsa, bunlar için bazı “yaptırımlar” gündeme gelecekmiş.
Bu yaptırımların neler olduğunu anlamak için, yönetmeliğe bakalım:
- Kendisine özel bir görev verilmediği halde görevi ve sıfatı icabı muvazzaflık yaptığı dönemde bulunduğu görev ve görev yerleri hakkında beyanat veren, yazı yazan veya sair surette açıklamada bulunan, astlık-üstlük münasebetlerini zedelemeye, amir veya komutanlara karşı güven hissini yok etmeye yönelik olarak açıkça aşağılayıcı söz ve davranışta bulundukları çeşitli komutanlık ve resmî kaynaklardan intikal eden bilgi ve belgelerden tespit edilenlerin orduevleri, askerî gazinolar ve diğer askerî sosyal tesislere girişleri, Genelkurmay Başkanlığınca geçici veya sürekli olarak yasaklanabilir.
Siviller için farklı müeyyideler
Yazı ve sözle Silahlı Kuvvetler’deki “astlık-üstlük münasebetlerini zedelemeye, amir veya komutanlara karşı güven hissini yok etmeye yönelik olarak açıkça aşağılayıcı söz ve davranışta” bulunmak fiili bir sivil tarafından gerçekleştirilse, bunun müeyyidesinin ne kadar ağır olacağını hepimiz biliyoruz.
Mesela Ceza Yasası'nın "Halkı askerlikten soğutma" başlıklı 318. maddesine göre "(1) Halkı, askerlik hizmetinden soğutacak etkinlikte teşvik veya telkinde bulunanlara veya propaganda yapanlara altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir. (2) Fiil, basın ve yayın yolu ile işlenirse ceza yarısı oranında artırılır."
Yazar arkadaşımız Perihan Mağden’in “vicdani retçiler”i savunan yazısından ötürü yargılandığını hepimiz bilmiyor muyuz mesela.
Bari cezalarda eşitlik olsa
Ancak askerliğin temeli olan “disiplin”i sarsmayı, mesela “astlık-üstlük münasebetlerini zedelemeyi, amir veya komutanlara karşı güven hissini yok etmeyi” açıkçahedef alan fiillerin emekli subaylar için bedeli “orduevleri, askerî gazinolar ve diğer askerî sosyal tesislere girişlerinin, Genelkurmay Başkanlığınca geçici veya sürekli olarak yasaklanabilir” olmasıymış.
Yani bu emekli subaylara, türbanlı hanımlara uygulanan müeyyidelerin aynıları uygulanacakmış.
Bari siviller için de benzer müeyyideler yasalara yerleştirilse.
Bu fiilleri ika eden sivillerin, süper ve hiper marketlere, içkili ve içkisiz lokantalara ve gece kulüplerine girişleri yasaklansa.
Yesari Asım geçen pazar ‘Büyük Kulüp’teydi…
Geçen hafta sonunu, “Büyük Kulüp Klasik Türk Müziği Korosu”nun solistleri ve korosundan Yesari Asım Ersoy bestelerini dinleyerek geçirdim.
Şef Taylan Kendirli’yi kutlamam gerekiyor. Türk müziğine aşık amatörleri öylesine iyi çalıştırmış ve eğitmiş ki, Büyük Kulüp Korosu’nu dinlerken kendimi bir “Nevzat Atlığ Korosu”nun konserindeymiş gibi hissettim. Gencecik Buluthan Aşçı, “Sonbaharı bir genç kızla Hisarlarda geçirdim”i söylerken, Yesari Asım’ın kendisini veya Münip Utandı’yı dinliyormuşçasına haz duydum.
İki yıldız solistten birincisi olan Osman Ziyagil, Itri’den Hacı ArifBey’e sonra da Yesari Asım’a uzanan nefis bir müzik gezisi yaptırdı bize.
Benim bu dönemde sesine ve yorumuna tutkun olduğum Güzin Değişmez ise, üç tane Yesari Asım bestesi ile hepimizi kendimizden geçirdi.
Güftesi Caladet Barbarosoğlu’nun olan Yesari Asım’ın Hicaz şarkısını zaten çok severim. Güzin Değişmez solo konserinin finalinde bu şarkıyla yine zirveye çıkmayı başardı:
“Yıllarca yazık hülyalara kandım
Git istemem artık aşkından usandım
Yaktın beni yandım sana yandıkça inandım
Git istemem artık aşkından usandım”
Udi müzikolog Osman Nuri Özpekel de, Yesari Asım’lı anılarını anlattı.
Bir gün kanuni Hacer Tısoğlu, kanununu Özpekel’in evinde bırakmış. Evde Osman Nuri ve Ayşe Özpekel “Acaba kanunun kaç teli vardır” diye tartışırlarken telefon çalmış.
Telefonda Yesari Asım varmış.
- Ben Asım… Osman Nuri acaba kanunda kaç tel vardır, diye sormuş.
Osman Nuri Özpekel böyle anılarını anlattı Yesari Asım’la ilgili.
Not: Her sese üç tel olarak kanunda 72 tel varmış. Bir ses daha eklenmiş olarak yeni kanunlarda 75 tel bulunuyormuş. Bu bilgiyi de sevgili Mithat Özyılmazer’den doğruladım.
Paylaş