DSP Ecevit’in şahsi malıydı, CHP de Baykal’ın şahsi malı mı?

Türk siyasetindeki ve medyasındaki bazı aktörlerin, spor olarak “gölge boksu”nu seçtiklerini yazmıştım geçenlerde. Aslında genel tablo için “maskeli balo” demek belki daha doğru olacak.

Haberin Devamı

Ağlamaları veya utanmaları gereken yüzlerde, Venedik karnavallarındaki gibi gülen porselen maske yüzler var. Buna karşı başarılarını kutlamaktan ürkenler, yüzlerindeki gülümsemeyi endişe ifadeli maskelerle gizliyorlar.

Bu garip tabloya bakarsanız, sanki AK Parti ve Abdullah Gül başarısız oldu, onu cumhurbaşkanı seçtirmeyip ülkeyi erken seçime zorlayan ve seçimde kaybeden Deniz Baykal da başarılı oldu. Bu başarı Deniz Baykal’ı hem CHP’nin başında tutuyor, hem de “Krize neden ara vermiştik, kaldığımız yerden devam edelim” demek hakkını ona veriyor. Ama Abdullah Gül’e cumhurbaşkanı adayı olma hakkını vermiyor bu tablo.

Eğer bu maskeler atılsa ve gerçek yüzler ortaya çıksa, söylenilmesi gereken sözleri de herhalde duyacağız..

Aslında bunları söyleyenler az da olsalar var.

Haberin Devamı

 

Celal Doğan konuşuyor

 

Geçen gün “Haberx.com” internet sitesinde, Hülya Okur Gaziantep’in çehresini değiştiren CHP’li eski Belediye Başkanı Celal Doğan’la bir söyleşi yapmıştı. Doğan’ın söylediklerini özetleyerek hatırlatayım:

- Baykal’la beraber Zincirbozan’da bulunduk, partide, parlamentoda birlikte bulunduk. CHP’yi açarken, onun seçilmesinde falan birlikte bulunduk. Baykal’ın bütün davranışları şunu sergilemektedir. “Toplum nasıl bizi görmelidir” gibi bakıyor. İçten değil gibi. Yürürken bile diri yürümeye çalışıyor. Yüzerken veya kürsüye çıkarken, çok daha koşarak, yani diri görünmek arzusu. Yani kendi doğasından çok başkasına nasıl görünmesi gerektiği gibi bir anlayışla hareket eden bir tip.

 

CHP ‘particik’ oldu

 

- CHP, geçmişte çok ciddi hizmetleri olan bir siyasi partidir. Ama CHP’nin şimdiki yöneticileri, kendileri inşa etmiş, kendi mallarıymış gibi algılamaya başladılar. Buradaki en taklit edilen Ecevit davranışıdır. Ecevit gibi davranmak istenilmektedir. Ecevit’in DSP’si, gerçekten kendi malıdır. Bir karı-koca, diş, tırnak, dağ, tepe demeden dolaşarak bir partiyi inşa etmişlerdir. Ve bu partinin inşasında 4/5’i kendi emekleridir.

Haberin Devamı

- CHP böyle değildir… Ama bizim arkadaşlarımız, DSP gibi kendi malları, kendileri var etmiş gibi kullanmaktadır CHP’yi… Çıktı Sayın Baykal “Bu gemicikmiş” dedi, Başbakan’ın oğluna aldığı gemiye. Aslında CHP de particik gibi görünmeye başladı. Particik olmaz CHP. Bu parti bundan önceki seçimlerde bir sahil partisiydi. Şimdi bana sorarsanız bir plaj partisi oldu. Yakında bir koy partisi haline gelebilir.

 

Mostralık adaylar

- Mevcut bütün dereleri kuruttular. Bu derelerden kastımız, gençlik kollarıdır, kadınlardır. Nerden bakarsanız, 55’ten küçük yaşlı adayı, üyesi kalmamıştır… Gençlik kaynağı kurumuştur. Toplumun % 50’si kadındır ve kadın yoktur. Göstermelik, mostralık olsun diye kadın adaylar gösterilmiştir. Kamuoyunun baskısıyla, tamamen zevahiri kurtarmak için göstermişlerdir. İşte gördük, cumhuriyet mitinglerinin bir kısmındaki kadınlar, aday olarak konuşlandırılmıştır.

Haberin Devamı

Koydu mu oturtanlara özlem duyanlar

Bazan sizin düşündüklerinizi başkası daha önce ve daha açık söyler. Zaman Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı’nın “Renkli” dergisinden Adnan Karakaş’a aşağıdaki söylediklerini okuyunca, “İşte ben de bunları söyleyecektim” diye düşündüm.

- Bizdeki gazeteci milleti; bunlar da bir millet biliyorsunuz, bazen de aşiret diyorum ben, medya aşireti ya da aşiret medyası, bunlar enteresan. İstiyorlar ki “kodum mu oturtsun”. Bunu da bir medya meddahı söyledi; 'koydu mu oturtan'… 1980 darbesi, 60 darbesi, 71 muhtırası hep basının daveti ile olmuştur. Kenan Evren'in bir sözü var. Diyor ki, “Bunlar bizi önce davet ederler, sonra dönerler bize vururlar, saldırırlar”… Türkiye'deki faşizm aslında sivillerde var. İlginç bir içgüdü ile halkı dövdürme, halkın temsilcilerini dövdürme güdüsü, Türk basınında maalesef var.

Yazarın Tüm Yazıları