Paylaş
Başbakan Erdoğan’la Başkan Bush’un son buluşmalarının ayrıntılarını, Oval Ofis’te bulunmayı başaran Doğan Haber Ajansı’ndan Salih Zeki ve kamera sayesinde öğrendik.
Buna göre Bush, Erdoğan’ın kapıdan girdiğini görünce "Hey, bakın kim burada" diyerek karşıladı onu. Sonra Erdoğan’a"Çok iyi görünüyorsun" dedi. Erdoğan da, tercümanı aracılığıyla "Sen de çok dinç görünüyorsun" dedi. Bush, "Umarım" diyerek odadakileri güldürdü. Erdoğan’ın ardından Oval Ofis’e Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Ergin Saygun girdi. Bush, Org. Saygun’un omzuna vurarak, "Çok güçlü bir ordunuz var" diye kendince iltifat etti… Bush’un en fazla tezahürat yaptığı kişi ise Egemen Bağış oldu.
Bütün bunların ardından Erdoğan’a dönen Bush, "Bire bir görüşme öneriyorum" dedi. Erdoğan da "İsabetli olur" yanıtını verince Türk heyeti dışarı çıktı. Bush ve Erdoğan, daha sonra 1,5 buçuk saatlik baş başa görüşmeye girdiler.
Kimlere neler demiştir
Başbakan Erdoğan’ı “Hey bakın kim burada” diye karşılayan Bush, dün Washington’a gelen Fransız Cumhurbaşkanı Sarkozy’yi kim bilir ne cümleler kurarak karşılamıştır:
- Hey, bakın Fransa’nın en ünlü dul erkeği gelmiş buraya…
Ya da,
- Hey, Cecilia’dan kurtulmuş bir Fransız erkeği var karşımda…
Yarın Beyaz Saray’a gelecek olan Almanya Başbakanı Merkel’e de mutlaka söyleyecek sözler bulacaktır:
- Hey, Angela yine Doğu Alman politbüro üyesi kıyafetiyle gelmiş buraya…
- Hey, sosisin ve biranın ülkesinin lideri gelmiş buraya…
Acaba peşmerge üniformasıyla Beyaz Saray’a gelen Barzani’ye de “Hey, giysilerini Brioni’den mi aldın” demiş midir?
“Devlet protokolü” kuralları eskiden böyle karşılama cümlelerine izin vermezdi.
Eski protokol kuralları
Bu kuralların en katı uygulandığı İngiltere’de, kral yabancı konuklarını yemekte ağırlarken, aşçılar yemekleri salonun kapısına kadar getirirlermiş. Sonra yemek tepsilerini, İngiltere’nin “Dizbağı Şövalyeleri” (Knights of the Garter) alır ve dizlerinin üzerinde yürüyerek krala ve konuklarına servis ederlermiş.
Fransa’nın “Güneş Kral”ı14’üncü Louis’nin özel temsilcisi ile yemek yiyen Kral George Fransız konuğuna, dizleri üzerinde servis yapan şövalyeleri gösterip, “Fransız Sarayı’nda da böyle gelenekler var mı?” diye sormuş.
Fransız hafif bir gülümseme ile cevap vermiş:
- Hayır Majesteleri… Bizim sarayımızda yemekler çok lezzetli olduğu için kimse diz çöküp kralımızdan özür dilemez.
Taşıt aracı olarak atların kullanıldığı eski dönemlerin diplomasisinde, daha aşağı derecedeki devlet temsilcisi attan önce inermiş.
Osmanlı ile Avusturya imparatorluklarının temsilcileri bir görüşme öncesinde at sırtında karşı karşıya gelmişler. Osmanlı temsilcisi boş bulunup acele etmiş, bir ayağını üzengiden çıkartmış, tek bacağı üzerinde ayağa kalkıp attan inmek için öbür bacağını eğerin üzerinden havalandırmış. Sonra bir bakmış ki Avusturyalı hiç kıpırdamadan atını sırtında oturuyor. Yere önce inmiş olmamak için bir saate yakın, tek bacağı havada, atın sırtında öylece durmuş.
Bugünler de tarih olacak
Diplomasinin ve protokolün tarihini anlatan kitaplarda böyle öyküler var.
İleride bugünün tarihini yazacak olan benzer kitaplarda da, Bush’un Beyaz Saray karşılamalarındaki hitapları mutlaka anlatılacaktır.
Yabancı ülkelerin generallerinin omuzlarına vurup “Çok güçlü bir ordunuz” var demesi veya günlerdir ziyareti üzerinde spekülasyonlar yapılan bir yabancı ülke başbakanını karşısında görünce “Hey bakın kim burada” diye adeta hayretini seslendirmesi, mutlaka tarihe geçecektir.
Bu arada Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin de Bush’un omzuna vurup “Çok güçsüz bir dolarınız var” diyeceği tahmin edilmektedir.
ŞAKA
Papa ile Suudi kralının ortak sorunları...
Dün bir tarihi zirve de Vatikan’da yapıldı. Suudi Arabistan Kralı Abdullah bugün Katoliklerin dini merkezi olan Vatikan'ı ilk ziyaret eden Suudi lider oldu. Yarım saat süren bu görüşmede Kral Abdullah, 80 yaşındaki Benediktus'a taşlarla süslü bir kılıç hediye ederken Papa, 16. yüzyılda Vatikan'ın görünümünü resmeden bir gravür sundu.
Bu iki lideri en fazla endişelendiren konunun ise “laiklik” olduğu biliniyor.
Paylaş