PFDK, Emre Belözoğlu’na, Eskişehir maçında gördüğü kırmızı karttan sonra 1 maç ceza verdi. Ve gerekçesini de açıkladı:
Sportmenliğe aykırı davranış…
Bu kararla birlikte, “Cezanın azlığı ya da çokluğu üzerine” tartışmalar da başladı.
Emre’nin davranışı hakaret mi?
Yoksa sportmenliğe aykırı bir davranış mı?
Gelin, bu sorunun yanıtını ismi bende saklı bir PFDK üyesi ile yaptığım görüşmede arayalım.
Herkesin bu çöküşle ilgili bir fikri var. Ama kimsenin somut bir çözüm önerisi yok.
Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim de dahil buna.
Kabul edelim ki bir yanlış yaptık.
Fatih Terim’i milli takımın başına getirince, bir de ona “Türkiye Futbol Direktörü” gibi afilli bir unvan verince herşeyin düzeleceğini sandık.
Olmadı, Fatih Terim’de kabullendi olmadığını. Bu tür mucizeler beklemek ve olmayınca Terim’e ya da mucize beklediğiniz isime yüklenmek tam bir şark kurnazlığı.
* * *
Ama bu yapılanmada, milli takımın bu noktaya gelmesinde Fatih Terim’in sorumluluğunu da yok saymak da aynı şark kurnazlığının farklı bir versiyonu.
Hakan ve Ömer gibi gençleri Milli Takım’dan uzak tutmak, bir neslin ay yıldızlı formadan uzak durmasına kapı açar.
FATİH Terim’in basın toplantısını izledim.
Gökhan Töre ile (silahlı) sorun yaşayan Hakan Çalhanoğlu ve Ömer Toprak’ın milli takıma davet edilmemesiyle ilgili çok net konuştu:
Kadro benim tercihim.. Kritiğe açık.
Ve sonunda bu iki oyuncuya yönelik en çarpıcı ifadeleri kullandı:
Türk Milli Takımı bizim için çok önemli. Bu özel bir forma, istediğiniz zaman gelip istediğiniz zaman gelmeyeceğiniz bir yer değil Milli Takım...
Bu sözler ilk bakışta haklı gibi görünse de kritik edilmeye değer.
Neden?
F.BAHÇE-Ç.RİZESPOR
20.30
Neden?
BAŞAKŞEHİR-BEŞİKTAŞ
19.00
FENERBAHÇE-Çaykur Rizespor karşılaşması bu akşam saat 20.30’da başlayacak.
G.SARAY Başkanı Ünal Aysal, önceki gece katıldığı TRT 1’deki Stadyum Programı’nda kulüp başkanlığı için kararını açıkladı:
- Herhalde aday olmayacağım…
Aysal’ın, aday olmama kararını açıklarken kullandığı “Herhalde” kelimesi tüm sporseverlerin zihninde asılı kaldı. Ve birbiri ardına yorumlar yapılmaya başladı:
- Başkan açık kapı bıraktı...
- Geri dönecek.. Bunun için net bir ifade kullanmadı. “Herhalde” dedi..
- Şartların olgunlaşmasını bekliyor…
Açık söyleyeyim, dün öğle saatlerine kadar ben de Ünal Aysal’ın geri döneceğini, başkanlığa aday olacağını düşünüyordum.
Brezilya.. Şimdiye kadar dünya futbol tarihinin denklemini belirleyen ülkeydi.. Babalar çocuklarına anlatacakları en güzel hikayeleri Pele, Garrincha, Sokrates, Zico, Ronaldo gibi yıldızların yazdığı zaferlerden seçiyordu.
Zaferler geldikçe 200 milyonluk ülke sarhoş oluyordu. Ta ki ev sahipliği yaptığı 2014 Dünya Kupası’na kadar.. Kupa öncesi gelir adaletsizliğinden artık bıkan halk yığınları, isyan bayrağı çekti.. 60 milyonu bulan favelalardan (Gecekondu mahalleleri) homurdanma sesleri yükseldi;
Halkın, “Biz burada açız.. Siz orada hiç de ihtiyacımız olmayan stadyumlara milyon dolarları gömüyorsunuz” sesleri sokaklarda yankılanıyordu..
Neymar da gidince...
FİFA, artan göstericilerden tedirginlik duyuyordu.. Ancak organizasyon başlayınca bir futbol kahramanı ortaya çıktı ve o yanan gerginlik ateşini söndürdü.. Neymar, golleri arttıkça isyancılar silahlarını birer birer derinlere gömdü..
Her şey iyi gidiyordu. Brezilya engelleri zor da olsa birer birer aşmayı başarıyordu.. Ilk tatsızlık Neymar’ın sakatlanmasında geldi. O, artık yoktu.. Ve rakip Alman panzerleriydi..
Acı ve keder
Futbola yön veren, çılgın zaferleriyle halkını kendinden geçiren Sambacılar, öyle bir hezimet yaşadı ki, Samba yerini acı ve kedere bıraktı..
Scolari, bu kısır futbolu aşacak taktik hamle geliştiremedi. Ve Brezilya sadece Neymar’ın önderliğinde buraya gelebildi. Futbolu 10 üzerinden 5’i almakta bile zorluk yaşadı.
2-Buna karşılık Almanya (Cezayir maçı hariç) turnuvanın en istikrarlı görüntüsünü çizdi. Mesut Özil’in kaybolup gitmesine rağmen saha içinde alternatif üretebildiler ve Müller’i parlattılar. Taktisyen olarak Löw her ne kadar eleştirilse de futbolu 10 üzerinden 7 aldı.
MARADONA GİBİ...
3-Messi’nin golleri ile Arjantin buraya geldi. Son Belçika maçında Messi, Messi gibi oynamaktan daha çok orta alana yakın oynayarak Maradona ve Ortega rolüne soyundu. Ve ortaya daha doğru ve yaratıcı bir takım çıktı. Bu farklılık Hollanda maçında da sahaya yansıyacak. Notu: 6.5...
4-Meksika maçında Robben olmasa rakip sahaya gidemeyen bir Hollanda vardı. Tüm hücum aksiyonu Robben’in ayağına bakıyor. Ama öte yandan da Luis Van Gaal gibi bir zeka var takımın başında. Kostarika maçındaki kaleci hamlesini küçümsemek istemem. Notu: 6...
SONUÇ: Futbol bu elbette yanılabilirim. Ama tüm yarı finalistleri izledim. Almanya-Arjantin finalini ve Almanya’nın şampiyonluğunu daha yakın ihtimal olarak görüyorum. Ama futbol ilahları ne der bilemem.
Dünya futbolunun patronu Blatter’i yakalamışken Cüneyt Çakır’ı sormadan geçmek olmazdı: -Finali yönetme şansı nedir? -“Onu bilemem. Ve daha fazla da konuşmam. Ama iyi değil, çok iyi de değil, harika bir hakem olduğunu söyleyebilirim.”
COPACABANA Palace, sadece Rio de Janerio’nun değil, Güney Amerika’nın en güzel oteli. 1923 yılında açılan bu otel, 2008 yılında UNESCO tarafından kültürel miras olarak kabul edilmiş. 1933 yılından bu yana filmlere konu olan bu otel Madonna’dan, Prenses Diana’ya, Marilyn Monreo’dan, Luciano Pavarotti’ye kadar pek çok ünlü ismi ağırlamış. Dünyanın en ünlü plajı Copacabana manzaralı otelin bugünlerde de çok ünlü konukları var. Otelde FIFA’nın ağır toplarıyla birlikte yıldız oyuncular da konaklıyor.
BREZİLYA’DA TEK KONU FUTBOL
Zlatan Ibrahimoviç gibi, futbolu bırakan Oliver Kahn ve Seedorf gibi.. Ve elbette Futbolun patronları. Şenes Erzik gibi, İspanya Futbol Federasyonu Başkanı Angel Vilar gibi, Başkan Seep Blatter gibi.
Bir sabah kahvaltısı için otelde Şenes Erzik’e konuk oluyoruz. Kahvaltıda konumuz elbette futbol. Ve hakemimiz Cüneyt Çakır. Erzik, Blatter’in Çakır için çok güzel ifadeler kullandığını belirtiyor. Ve başarılı bir yönetim gösterdiğini söylüyor. Erzik sözlerini tamamlar tamamlamaz, gülümseyerek ayağa kalkıyor: “İşte başkan da geliyor.”