Paylaş
MEVCUT koalisyon partilerinin iki tanesi it dalaşına girdi. Ortalama seçmenin sinirini bozmaktan başka işe yaramıyorlar.
Herkes birbirini tehdit ediyor.
‘‘Dünya namuslusu’’ başbakan ara bulmaya çalışıyor.
Ne mümkün?
Birbirlerini ısırıyorlar. Ya arkadan, ya önden...
* * *
Kime yarar bu?
Erken seçim olmaz, darbe-marbe olmaz...
Koalisyon yenilenebilir, ama, gelen gideni aratır, kalan gideni eritir...
Kime yaradığını merak ediyorsanız, tarihin ‘‘tekerrürden ibaret’’ olduğunu duyduysanız, lütfen, kadayıfın üstünün, künefenin altının nasıl kızardığını, Aslandaş-Bıçakçı kardeşlerimizin Popüler Siyasi Terimler Sözlüğü'nden, bak maziye, gör istikbali...
* * *
III. Ecevit hükümetinin istifasından sonra, Adalet Partisi, Süleyman Demirel'in başbakanlığında bir azınlık hükümeti kurdu.
Milli Selamet Partisi'nin, ‘‘hükümete alınırsa bir iç savaş çıkar’’ dediği Milliyetçi Hareket Partisi ile ortaklığa yanaşmaması üzerine 3. Milliyetçi Cephe hükümeti kurulamamıştı.
MSP ve MHP'nin dışarıdan desteğini alan azınlık hükümeti 12 Kasım 1979-12 Eylül 1980 tarihleri arasında işbaşında kaldı. Şubat 1980'de, MSP Genel Başkanı Necmettin Erbakan, partisinin hükümeti artık ‘‘kerhen’’ (iğrenerek, istemeyerek, zorla) desteklemekte olduğunu açıkladı.
Bir yandan ‘‘kerhen’’ destekle Demirel'i işbaşında tutan öte yandan ‘‘zamanı geldiğinde’’ hükümeti düşürmeye kararlı olduğunu açıklayan Erbakan, MSP'nin ‘‘anahtar parti’’ konumunu (AP-CHP koalisyonu dışında MSP'ye dayanmayan bir hükümet kurulamıyordu) kullanarak başbakan olmak istiyor gibiydi. Kerhen desteklediği hükümeti düşürmek için neyi beklediği sorulduğunda Erbakan'ın yanıtı ‘‘kadayıfın altının kızarması’’ oldu.
Erbakan 13 Mart 1980'de ‘‘kadayıfın altı kızarmadan bu hükümeti uzaklaştıracak olursanız, bu zihniyet milleti aldatmanın gene fırsatını bulacaktır. Onun için kadayıfın altının kızarmasını bekleyeceğiz. Evet bir ay daha kan ve gözyaşı...’’ diyordu.
Bir ay sonra, 23 Nisan 1980'de kadayıflı bir basın toplantısı düzenleyen Erbakan, bu sefer de ‘‘18 Mayıs'a, MSP il başkanları toplantısına kadar bekleyeceğiz. Kadayıfın altının kızarıp kızarmadığına bakacağız...’’ diye konuştu.
* * *
‘‘Kadayıfın altı’’ esprisi çok tuttu. MSP, hükümete muhalif çevrelerce kadayıfın altını yakmakla suçlandı. Erbakan, muğlak ve ciddiyetsiz bulunan tutumuyla ortalığı bulandırmakla da eleştiriliyordu.
Nazlı Ilıcak, 5 Haziran 1980 tarihli Tercüman gazetesinde şunları yazmıştı.
‘‘Bütün mesele, Türkiye'de anahtarı elinde tutan partinin liderinin ve yakın çevresindeki bazı şahısların karakterindedir. Aynı tabandan gelmelerine rağmen MSP bu yüzden Adalet Partisi ile istikrarlı bir hükümet kuramamaktadır. Demirel'in güvenoyu almasından 3 ay sonra MSP desteğini her an çekebileceği fikrini yaymaya başlayarak siyasi manzarayı bulandırmıştır. Yıkılmanın eşiğinde bir iktidar havası yaratmak hem dış münasebetleri çıkmaza sokar, hem bürokrasiyi mefluç hale getirir. Son seçimlerde oy oranı % 10'un altına düşen bir siyasi parti ‘kadayıfın altı kızardı kızarıyor', ‘araba devrildi devriliyor' gibi cümlelerle bir memleketin kaderiyle nasıl da oynuyor! Adalet bunun neresinde! Ya karar verip hükümeti düşürmek ya da çeneyi tutup oturmak lázım...’’
* * *
Adalet Partisi azınlık hükümeti, MHP ve MSP'nin desteğiyle, yakın siyasi tarihimize, ‘‘Kerhen MC’’ olarak geçti.
İki gündür anlattığım, iki-üç haftadır bizi oyalayan hál ve gidişatın kime yaradığını anlatabildim mi?
Gerekirse, çok daha somut yazıp konuşmayı da bilirim...
Paylaş