Paylaş
Geçen hafta Mersin'deydim. Dostlar arasında, güzel insanlar arasında... Mersin Üniversitesi, İçel valiliğinin desteğiyle, önemli bir ulusal sempozyum düzenlemişti. ‘‘Kamu Yönetiminde Planlamanın Kurumsallaşması’’...
Üç gün sürdü sempozyum...
Gelmiş-geçmiş DPT müsteşarları konuştu, tebliğ sundu.
Valiler, kaymakamlar konuştu, durumları anlattı.
Emniyet müdürleri, içişleri bakanlığı üst düzey yetkilileri sıkıntılarını beyan etti.
Kırk yıldır ‘‘kamu yönetimi’’ anlatıp da meramlarını bir türlü anlatamayan üniversite hocaları (ben de dahil), vaziyeti özetlediler.
* * *
Sonunda yerel kaynakların yerinden planlanıp kullanılması gerektiğine karar verildi.
Sempozyumun kendi payıma düşen bölümünde salona baktım.
Genç bir üniversitenin genç kamu yönetimi öğrencileri oturup ciddiyetle dinliyor, gerektiğinde misafir kabûlü için koşuşturuyorlardı.
Salona birkaç kere daha baktım.
Tek bir belediye başkanı vardı. Mersin'in en lüks ilçelerinden birinin HADEP'li belediye başkanı...
‘‘Mersin’’ veya ‘‘HADEP’’ deyip geçmeyin...
Son genel seçimlerde, milletvekillerinin yarısı MHP'den çıktı orada...
* * *
Dünya güzeli bu sempozyuma herkes katıldı. Ortak bir fikir üretildi.
Kıt kaynakların kontrollü kullanılması, kullanılırken planlanması, çarçur edilmemesi esastır.
Ortak fikrin devamı geldi. Atanmış merkezi hükümetle seçilmiş yerel yönetimlerin ‘‘koordineli’’ çalışması gerekir.
Bu ortak fikirde birleşilirken salona baktım.
Siyasi partilerimizden bir tek tanrıkulu yoktu.
* * *
Gözlerim sabık ve sakıt CHP'lileri aradı. 366 belediye var ellerinde...
Gelecek seçime kadar idare eder.
‘‘İdare etmek’’ ne söz? Hem yeter, hem artar. Adam olana çok bile...
Umutlarını 366 belediyeye bağlamış CHP'den tek bir tanesi bile yoktu.
Uçakla Ankara'ya dönüyordum, yanımda CHP'li bir dostum vardı.
Sordum: ‘‘Sempozyumda niye yoktunuz? CHP'nin önümüzdeki beş yıl boyunca, tek umudu, tek şansı yerel yönetimler... Çağırmadılar mı, yoksa bilinçli şekilde gitmediniz mi?’’
Onca açık yürekliliğiyle, onca gönül zenginliğiyle açıkladı.
‘‘Sempozyum yöneticileri devamlı çağırdılar, ısrarla dertlerimizi anlatmamızı istediler. Biliyorsunuz, tekrar bir kurultaya gidiyoruz, yerel yönetimler konusunda hazırlıklı değiliz, bulaşmamızı istemediler...’’
* * *
Olağanüstü bir kurultaya daha gidiyor CHP...
Olağanüstü kalitede üç günlük bir sempozyum düzenledi Mersin Üniversitesi... ‘‘Bonapartist’’ bir devletizdir netekim... Özümüzde, bürokrasi, siyasi polis, ruhban sultası ve daimi ordu vardır.
Herkes oradaydı, dertlerini anlattılar.
Yönetimin, planlamanın yeniden yapılanması gerektiğine herkes inandı. Seçilmiş yerellerle atanmış merkezilerin anlaşması, uzlaşması, uyuşması gerektiğine herkes büsbütün inanıyor.
* * *
Salona son bir defa baktım.
Gençler vardı, koşuşturuyorlardı. Arayış içindeydiler...
Israrla ve inatla davet edilmelerine rağmen, ne belediyeler vardı, ne siyasi partiler, ne tuvalet açmak için bile oraya koşturan bakanlar...
Özellikle de CHP yoktu.
Hepsi, herkes davetliydi. Israrla, inatla davet edildiler, gelmediler.
Mersin'deydim, yerel yönetimlerin önemini algılamaktan áciz CHP'nin niye dışlandığını, niye şutlandığını bir kere daha anladım.
Kimin kıymetini bileceğini bilmeyen bir parti işte!
Paylaş