Koray Durkal

Saracoğlu melekleri

21 Eylül 2011
Türkiye Futbol Federasyonu seyircisiz maç oynama cezasını kaldırdı, iyi de yaptı.

Alınan karar doğrultusunda dünyada ilk defa bir maçta tribünlerin tamamı kadın ve çocuklara açıldı. Bu sayede Şükrü Saracoğlu’nda eşi benzeri görülmemiş bir atmosferi izleme imkânına sahip olduk.

 

Televizyon başında maçı izlerken tribündeki şovları görünce kıskanmadım desem yalan olur. Ses biraz kulaklarımı çınlattı ancak pozisyonlarda verilen tepkiler bana Premier Lig taraftarlarını hatırlattı. Enerjileri 90 dakika boyunca bitmedi. En azından birçok erkek taraftara sırtı sahaya dönük olmadan maç izleyerek tezahürat yapılabileceğini gösterdiler.

 

Maç esnasında açılan “Ofsaytı da biliriz 50 bin olmayı da” pankartı Fenerbahçe’nin erkeğiyle/kadınıyla takımının arkasında olduğunu göstermesi açısından önemli bir örnekti. Bu taraftara ister “Saracoğlu Melekleri” ister “50 bin Kanaryalı” deyin ama üzerlerine düşen görevi karşı cinslerinden daha iyi yaptıklarını söyleyip, haklarını teslim edin.

 

Maça dönecek olursak, Fenerbahçe ilk iki maça göre oldukça kötüydü. Sahada dağınık ve aşırı top kaybı yapan bir Fenerbahçe vardı. Yine de 90+4’te Semih’in ofsayt gerekçesiyle verilmeyen golüyle 2 puan kaybedildi.

 

Yazının Devamını Oku

Bu da mı gol değil

17 Eylül 2011
Ne zaman haksızlığa uğrasam ne zaman yaptığımın doğru olduğunu kabullendiremesem hep aklıma Ofsayt Osman (Sadri Alışık)’ın o unutulmaz replikleri gelir;

“Sizler hepiniz, hepiniz, hepiniz hakem olun ağabeyler, bu tıpkı bir maç be maç, tek farkı hayat sahasında oynanıyor, oyuncuları da bizleriz. Topumuzda namusumuz, vicdanımız, insanlığımız…

 

Ben Osman, Ofsayt Osman gene mi atamadım golü be… Buda mı gol değil be, buda mı gol değil”

 

Ofsayt Osman’a, “gol ulan gol” diyebilen bir mahkeme maalesef bizde yok. Aklıyla vicdanını birleştiren, adalet duygusu olan, kulüplerinin arkasında durabilen bir Federasyonumuz yok…

 

Fenerbahçe geçen sezonun ikinci yarısında 17 maçın 16’sını kazanıp ligi şampiyon bitirmeyi başardı. Bugün de Gaziantep karşısında hak ettiği bir galibiyet alarak yenilmezliğini sürdürdü.

 

Yazının Devamını Oku

Tolga'nın boşa giden 4 yılı

15 Eylül 2011
Tolga Zengin, dün akşam yaptığı kurtarışlarla Trabzonspor’a hayat veren ve Inter’i “Giuseppe Meazza” çimlerine gömen genç kaleci…

1998 yılında Trabzon alt yapısına katılan Tolga, 5 yıl PAF takımda oynadıktan sonra 2003 yılında A Takıma yükselmeyi başardıysa da ilk resmi maçına 2005 yılında çıktı.

Tarih 2 Ekim 2005 Galatasaray mücadelesiyle ilk resmi maçına Tolga bu maçta 4 gol birden yedi ve maç 4–1 Galatasaray lehine sonuçlandı. Bu maçtan sonra yaklaşık 5 ay forma yüzü göremeyen Tolga, 2005–06 sezonunda kötü bir performans çizen Brezilyalı kaleci Jefferson’dan kaleyi devralarak 18 maça çıktı.

Tarih 19 Ekim 2008Tolga yine bir Galatasaray maçında sahaya çıktı. Performansının eleştirildiği bir dönemde Ali Sami Yen’de 3 gol birden yemesi Tolga’nın bir daha kadro yüzü görememesine neden oldu.

2009–10 sezonunda kaleci Onur’un performansıyla yedekte beklemeye devam eden Tolga son şansını 12 Mart 2011'de başarılı kalecinin sakatlanmasıyla buldu.

Yazının Devamını Oku