En büyük eksiklik Cherif Ndiaye’nin son vuruşlardaki etkisizliği oldu. Sezon başından bu yana attığından fazlasını kaçıran Cherif penaltıda da kaleciden dönen topu tamamlayarak Adana Demirspor’u yeniden tura ortak etti.
70 SONRASI ENERJİ KAYBOLDU
İlk maçın getirdiği dezavantaj yüzünden hücumda yüksek enerji ve konsantrasyonla oynayan Adana Demirspor 1-0’ı bulduktan sonra ikinci bölümde beklentilerin çok çok altında kaldı. 70’e kadar Genk’e tek bir isabetli şut bile attırmayan temsilcmiz bu dakikadan sonra rakibin sonradan oyuna giren atlet oyuncuları karşısında büyük sıkıntılar yaşadı. Özellikle Semih Güler’in sakatlanıp çıkmasının ardından savunmadaki sıkıntılar daha da arttı. Düşen takımı bu dakikalarda ayakta tutan isim kaleci Karacic oldu. Belçika’daki maçta Genk’in akıcılığına akılcılıkla karşılık veren Adana Demirspor maalesef bu akılcılığı ikinci bölümde gösteremedi. Atletizm yönü güçlü olan Genk farkını daha belirgin bir şekilde ortaya koydu. Önce uzatmalara sonra penaltılara giden maçta en çok güvenilen isimlerden biri Belhanda’nın vuruşu kaçırmasıyla Avrupa hayaline veda etmiş oldu. Gerçekten çok yazık oldu.
Sarı lacivertlilerin bu sezon oynadığı kurguya baktığımızda sahada yer alacak forvetin özellikle bağlantı oyununa uygun olması gerekiyordu. Batshuayi oyun planı çerçevesinde buna uygun değildi ve Fenerbahçe bu işi çok iyi yapabilen Morelos’a yöneldi.
PREMIER LİG'İN KAPISINDAN DÖNDÜ
Nitekim patlayıcı bir hızı olmasa da dripling yönü son derece iyi olan ve iyi bir ceza alanı golcüsü olan Morelos güçlü fiziği sayesinde sırtı dönük oyunda da çok önemli bir isim. Morelos’u yetenek bakımından eleştirmek pek mümkün değil ancak mental olarak aynı şeyleri söylemek mümkün değil. Rakip oyuncularla fiziksel temasa girmeyi ve hakemlerle uğraşmayı fazlasıyla seviyor. Disiplinsiz tavırları onu Premier Lig kapısından döndürdü.
FARKLI TAKTİKLERE ADAPTE OLABİLİYOR
Rakamsal olarak baktığımızda da Rangers formasıyla çıktığı 269 maçta 66 sarı kart ve 8 kez kırmızı kart görmesi endişe verici. Bu özelliğinden kurtulmayı başarır ve tamamen sahaya odaklanırsa Fenerbahçe için önemli bir kazanım olur.
Çok yönlü bir forvet olan Morelos, farklı taktiklere adapte olma konusunda da sıkıntı çekmiyor. Rangers’ta daha derinde oynamasına rağmen her zaman önemli işler yapmayı başardı. Nitekim İskoç ekibinde hep çift haneli sayılara ulaştı.
BÜYÜK ZORLUKLAR ONU FUTBOL OYNAMAYA İTTİ
Kolombiya doğumlu oyuncu pek çok meslektaşı gibi zor bir hayattan geliyor. Babası sokaklarda meyve satarak ailesini geçindirmeye çalışırken oğlunun futbol oynayarak kurtulmasını istiyordu. Bu sebeple onu Fumigadores de Cerete kulübüne götürdü. Böylece Morelos’un futbol kariyeri başladı. Morelos 14 yaşına geldiğinde, antrenörlerinin izni olmadan Independiente Medellín kulübünde denemelere gittiği için takımdan uzaklaştırıldı.
Liverpool, sokağın ruhunu yaratmak ve hücum oyunlarını geliştirmek için eğitim merkezinde “Melwood Arena” ismini verdikleri bir kafes futbol sahası inşa etti. Bu projenin yaratıcı ise Jürgen Klopp’un yardımcısı Pep Lijnders. Porto’da çatıştığı dönemlerde Portekiz sokak futbolundaki kafeslerden son derece etkilenen Lijnders yeni projeyi nasıl hayata geçirdiklerini ve detaylarını şu sözlerle açıklıyor; “Klopp’a geçen yıl bütçenin ne olduğunu sordum ve bir sokak sahası inşa etmeyi çok istediğimi söyledim. O da bu isteğime harika bir tepki verdi. 100 egzersiz geliştirebiliriz, ancak en iyisi sokağı yaratırsak olur. İnşa etmesi biraz zaman aldı, çok paraya mal oldu ama iyi bir bütçemiz vardı”
TAM ANLAMIYLA KÜÇÜK ANFiELD
Tamamen kendi tasarımları olan kafesteki özellikler Anfield ile birebir aynı. 20x40 metre olan kafesin çimleri Anfield’da kullanılanla aynı ve kendi fıskiyeleri ile sulanıyor. Top sürekli oyunda ve dışarı çıkmıyor. 5’e 5 maçlar oynanıyor ve kazanan devam ediyor.
KAZANAN TARAFIN AYAKTA KALDIĞI YERLER
Ve Lijnders şöyle devam ediyor; “Oyuncunun sahada sahip olduğu her şeyle birlikte olması gerektiğine inanıyorum. Sadece bacaklar sadece akciğerler değil. Beyin ve kalple de. Bu yüzden eski günlere geri dönmeyi seviyorum özellikle kazananın ayakta kaldığı sokaklara.” Lijnders’in ayrıca Liverpool’da ‘kimlik oyunu’ adını verdiği bir projesi daha var. Hem Melwood Arena hem de kimlik oyunu ona göre aynı amaca hizmet ediyor; “rekabeti teşvik etmek ve oyuncuların onurlarını korumalarını sağlamak...”
DiŞLERiNiN ARASINDA BIÇAKLA ÇALIŞIYORLAR!
Lijnders bu projeyi de bakın nasıl özetliyor; “Futbolun onurla ilgili olduğuna inanıyorum. Orada olabileceğinin en iyisi olmak istiyorsun. Salah’a daha nasıl ilham verebilirim? Ama Salah’ı kimlik oyununa koyuyorum ve 6 oyuncu seç diyorum. Alexander-Arnold ve Van Dijk’a da 6 oyuncu seç diyorum. Ve 7’ye 7 kimlik oyununu oynuyorum. Neler oluyor biliyor musunuz? Dişlerinin arasında bıçakla antrenman yapıyorlar! Bu yüzden oyuncuların onuruna ulaşmaya çalışıyorum. Bilmiyorlar ama yapmaya çalıştığım şey bu çünkü gelişmenin tek yolu. Bu ihtiyacın olan bir şey, bu açlık, bu tutku. Bir şeyi teşvik etmelisin.”
RODRYGO’NUN RÖPORTAJINI MUTLAKA OKUYUN
Genk ile eşleştiğimizde hemen kadro değeri üzerinden Adana Demirspor’u eleyenler bile oldu. 125 milyon Euro’luk Genk ile 35 milyon Euro’luk Adana Demirspor... Ama futbolun böyle bir şey olmadığını dün gece bir kez daha gördük.
Yaş ortalaması 23 olan oldukça atletik bir takım Genk. Dün akşam pek çok kez 2-3 pasla kendi yarı alanlarından çıkışlar yaptılar. Ancak akıcılıkla sonuca gitmek isteyen Genk karşısında Adana Demirspor akılcılıkla karşılık verince ortaya son derece Avrupai bir oyun çıktı. Evet sonucunda 2-1 kazanan Genk oldu ancak tur adına söyleyebileceğim tek şey var Adana Demirspor’un rövanşta çok daha avantajlı olduğu. Maçta tempoyu sürekli artırmak isteyen Genk’e karşı soğukkanlı ve doğru hamleler yapan Adana Demir karşı ataklarda da etkili oldu. Özellikle ilk yarı bulduğu bir pozisyon vardı ki bunlardan birinde Cherif Ndiaye golü atamadı. Ndiaye istasyon olma, sırtı dönük top tutma ve karşı prese katılımda iyi olsa da bitiricilik konusunda hala beklentilerin uzağında. Adana Demir’in yediği gollerde ise futbolun anlar oyunu olduğunu ve en ufak konsantrasyon eksikliğine bile gelmeyeceğini bir kez daha hatırladık. Temsilcimiz Belçika’da istediğini alamadı ama rövanş adına önemli derslerle döndü.
KLUIVERT REÇETELERİ ÇIKARDI
Önceki yazımda Kluivert’ın cebindeki reçeteleri artık hayata geçirmesi lazım demiştim. Dün akşam bunlardan biri Emre Akbaba’yı 8 numara olarak oynatmasıydı. Günümüz futbolunda 6 ve 8 numaraların ceza sahasına ekstra koşuları fark yaratan etkenlerin başında geliyor. Emre’nin golü de bunun en güzel örneklerden biri oldu.
Dünya Kupası ile birlikte hayatımıza giren Yarı Otomatik Ofsayt Sistemi, Trendyol Süper Lig’de 2. yarı ile birlikte kullanılmaya başlanacak. Özellikle Dünya Kupası’nda kullanıldığı her an başarısıyla dikkat çeken sistem uzun süren VAR beklemelerini de ortadan kaldırıyor.
İNCELEMELER YARIM DAKİKANIN ALTINA İNDİ
Sistem ilk olarak 2022 FIFA Kulüpler Dünya Kupası’nda denendi ve El Cezire-AS Pirae mücadelesinde kullanıldı. Yarı Otomatik Ofsayt Teknolojisi o karşılaşmada devreye girdi. 2022 FIFA Kulüpler Dünya Kupası’ndaki ilk ağlara giden top Yarı Otomatik Ofsayt Teknolojisi’nin incelemesi sonrası geçerli sayılmadı. Bu inceleme yarım dakikanın altında sürdü. Öte yandan Türkiye’de ikinci yarıda sezonda devreye girecek sistemin 4 yıllık maliyetinin 8 milyon Euro olacağı açıklandı. Peki Yarı Otomatik Ofsayt Teknolojisi nasıl çalışıyor?
12 KAMERA SANİYEDE 50 KAYIT YAPIYOR
1- Yarı Otomatik Ofsayt Teknolojisi için stadyumlara özel bir kamera sistemi kuruluyor.
2- Statların farklı noktalarına yerleştirilen 12 kamera saniyede 50 hareketi kayıt yapma özelliğine sahip.
3- Bu 12 kamera sahadaki oyuncuların 29 farklı bölgesindeki hareketleri takip ediyor.
4- Tartışmalı bir ofsayt kararında devreye giren sistem 20 saniye içinde ofsayt kararını saha içindeki ve (VAR) odasındaki hakemlere bildiriyor.
Yazdığım bu ifade hepinize biraz abartılı gelebilir ama çocukluğunu onu izleyerek geçirmiş, Internacional forması giydiği dönemde ona karşı ilk kez oynayacağı maça tüm ailesini bir minibüs kiralayarak götürmüş, sahada kimi zaman prime Ronaldinho hareketleriyle tribünleri ayağa kaldıran bir oyuncudan bahsediyorum.
Peki, Fred gibi bir yetenek United döneminde aradığını neden bulamadı? Çünkü tipik Brezilyalı oyuncuların aksine Fred üst düzey bir takım oyuncusu. Her zaman üç kişilik orta saha formasyonlarında gelişen bir oyuncu oldu. Arkasında daha konumsal oynayacak sağlam bir defansif orta saha oyuncusuna ihtiyacı var. Böylece sahada yüksek bir top yüzdesiyle daha etkili olabiliyor.
Top ayağındayken sadeliği tercih ettiği ve topa sahip olma girişimlerine katkıda bulunduğu anlarda ise oyun kalitesi de bir o kadar artıyor. İşin püf noktası onun zayıflıklarını örtbas etmeniz gerekiyor. Yapmazsanız, zayıflıkları onu herkesin eleştirisi için bir paratoner haline getirebiliyor. Tıpkı Solskjaer döneminde olduğu gibi..
CASEMIRO İLE KUSURSUZDU
Brezilya Milli Takımı’nda Casemiro ile beraber orta sahada oynadıkları dönemde 20 maçta sadece 1 mağlubiyet aldılar. Takım 41 gol atarken sadece 5 gol yedi. Ve 15 maçta kalesinde hiç gol görmedi. Casemiro’nun United’a transferi sonrası herkes Erik ten Hag’ın Brezilya teknik direktörü Tite’den esinlendiğini ve orta sahada Fred ile birlikte benzer bir kurguya yöneleceğini düşündü. Ancak ikili birlikte sadece 42 maç oynayabildi (bunların 6’sında 90 dakika birlikte oynadılar). Kısacası ikiliye istenen zaman tanınmadı. F.Bahçe ve İsmail Kartal uygulayacağı sistemle kendini evindeymiş gibi hissedeceği bu kurguyu sağlarsa Fred, Kadıköy’de büyük bir Ronaldinho etkisi yaratabilir...
BRIGHTON'IN TRANSFER BAŞARISI GÖZ KAMAŞTIRIYOR
Son yıllarda Premier Lig’in en istikrarlı takımlarından biri kuşkusuz Brighton. Organizasyon yapısı her kulübe örnek olacak cinsten. Geçen sezonu De Zerbi yönetiminde 6. bitirerek tarihlerinde ilk kez Avrupa kupalarında mücadele etme şansını yakaladılar.
Sahadaki kadar transfer süreçlerindeki başarıları da dikkat çekici. Sadece son 2 yılda 70 milyon Euro harcadıkları 8 oyuncunun satışından 320 milyon Euro gibi önemli bir kâr elde ettiler. Son olarak Caicedo’yu 126 milyon Euro’ya satmaları kulüp tarihinin en büyük transfer başarısı oldu.
Hücum hattındaki isimlerin henüz tam anlamıyla hazır olmaması orta sahadaki oyuncuların yükünü fazlasıyla artırıyor. Genel tabloya baktığımızda sezonun klasiği Belhanda-Yusuf Sarı olacak diyebiliriz.
Özellikle Belhanda’nın oyun zekasının ne kadar farklı bir seviyede olduğunu anlamak için Yusuf’a attırdığı golü izlemek yeterli. Belhanda gibi oyuna akıl katan bir oyuncuyla oynamak her futbolcu için ayrı bir keyif unsuru. Maçın ilk 55 dakikalık bölümünde 4 anahtar pas atması bile onun Konferans Ligi’nde nasıl bir fark yarattığını anlatmaya yetiyor. Oyundan çıkana kadar da oyunu tutan en önemli isimdi.
KLUIVERT CEBİNDEKİ REÇETELERİ HAYATA GEÇİRMELİ
Cluj maçlarında Adana Demirspor’un ekstra paslar ve şutlardaki eksikliğinden bahsetmiştim. İlk Osijek maçında bunlardan arınmış bir Adana Demirspor vardı. Hem Kluivert hem de takımın geleceği adına önemli işaretlerdi ama ikinci maçta yine bu yanlış tercihler bir kez daha gün yüzüne çıktı. İlk maçın rahatlığıyla bu tur geçildi ancak Avrupa’da devamlılık adına Kluivert’ın bir an önce cebindeki reçeteleri hayata geçirmesi lazım. Turu geçmenin sevinci aynı zamanda güzel bir uyarı oldu.
Bu yazın en güzel hikayelerinden birini Galatasaray’ın bir sonraki turdaki muhtemel rakiplerinden Faroe Adaları temsilcisi Klaksvik yazıyor. 5 bin nüfuslu Klaksvik kasabasının takımı, önce Macaristan’ın Ferencvaros ardından İsveç’in Haken takımlarını eleyerek adını Şampiyonlar Ligi 3. eleme turuna yazdırdı. Bu bile ülke futbolu adına bir ilkti. Ancak onlar yetinmedi ve Norveç temsilcisi Molde’yi ilk maçta 2-1 yenerek şaşırtmaya devam ettiler. Ve şimdi turu geçerlerse rakipleri Galatasaray olacak. Ama bu takımın hikayesi bunlarla da sınırlı değil...
KALECiLERi 2021’DE EMEKLi OLUP ELEKTRiKÇiLiĞE BAŞLADI
Takımın en çarpıcı hikayesi kaleci Jonathan Johansson‘a ait. 2021 yılında motivasyon kaybı nedeniyle futbolu bırakan ve elektrikçiliğe başlayan Johansson, 2023’te amatör bir takımda nostalji olsun diye savunma oyuncusu olarak oynamaya başladı. Bir süre sonra Klavsvik kalecisi sakatlanınca teknik direktör Magne Hoseth, Johansson’u takıma davet etti. Johansson iki yıldır kaleci olarak oynamadığı konusunda Hoseth’i uyarmasına rağmen Norveçli teknik adam ısrarında haklı çıktı ve iki ön elemenin kilit ismi olmayı başardı.
AVRUPA’DAKi 8 GOLÜN 6’SINI BiR ŞiRKETiN CEO’SU OLAN ARNi FREDERiKSBERG ATTI
Klaksvik takımının bir diğer öne çıkan ismi de Arni Frederiksberg oldu. Takımın şimdiye kadar kaydettiği 8 golün 6’sını atan ve gıda satan bir şirketin CEO’su olan 31 yaşındaki futbolcu, yaşadıklarını “Yaptıklarımızı özümsemek hala zor. Bu inanılmaz bir şey. Avrupa sahnesinde oynayabileceğimi hiç düşünmemiştim. İlk turda Ferencvaros’u elediğimizde bu çocuklarıma anlatmak için iyi bir anı olacak diye düşündüm, ama sonrasında olacakları hiç hayal etmemiştim” sözleriyle anlattı. Galatasaray’a rakip olur ya da olmaz bilinmez ancak bu mütevazı takım yaptıklarıyla Avrupa futbolunda daha şimdiden güzel ve unutulmaz bir tat bıraktı.
<iframe width="760" height="450" src="https://www.youtube.com/embed/oPcWJj-CF_w" title="FB & GS: Transfer savaşları | Tete çalım mı, değil mi? | Türk futbolunu menajerler mi yönetiyor?" frameborder="0" allow="accelerometer; autoplay; clipboard-write; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture; web-share" allowfullscreen></iframe>