Hayra alamet değil

Olası bir puan kaybına karşı Galatasaray cephesinde uzun mu uzun ve hepsi kabul görecek bir bahane listesi maçtan önce hazırdı.

Haberin Devamı

Milli maç dönüşü, tamamdır. Şampiyonlar Ligi, hele Real Madrid maçı arifesi, tamamdır. Selçuk İnan, Hamit Altıntop gibi sakatlığı bulunanlar, tamamdır. Sneijder, Muslera gibi yol yorgunları, tamamdır. Uzatmayalım, beraber pek oynamamış 11’den girip ‘Cuma maçı sendromu’ndan ve hatta İstanbul’u etksi altına alan çöl sıcağından bile çıkabiliriz.
İLK 10 dakikada rakibi bunaltan Galatasaray bu süreçte şanssızlık, dikkatsizlik, beceriksizlik girdaplarında kaybolduktan sonra ısrarcılığını da yitirdi. Daha doğrusu Tita’yla golü bulan Antalyaspor tempoyu ayarlayan taraf olmayı becerdi. Zamandan çalmak, yattığı yerden kalkmamak, faule maruz kalınca ağır yaralı pozları yapmak gibi eleştiriler elbette yapılabilir fakat sorarlar adama: “Ya ne yapacaktı Antalya ekibi İstanbul’da öne geçtikten sonra?..”

Ciddiyet ayarları

G.SARAY, ikinci yarıda önce Amrabat ve Emre gibi genelde kötü oynayan takımın en kötülerini kenara alarak bir hamle yaptı. Hem tempo bulmakta hem de, rakibin ördüğü fiziksel ve zihinsel duvarı aşmakta zorlanan Galatasaray yeni transferi Bruma’nın da katkısıyla istediği ivmeyi kazandı.
75. dakikada Drogba’nın attığı gol ve sevinç sırasında elini kalbine götürerek Metin Oktay’a çaktığı selam, aranan ruhun bulunmuş olabileceğine dair umutları artırdı. Ancak kalan sürede düzenlenen ‘panik ataklar’ galibiyet için gereken gole kapı aralayamadı. Ligde dört haftada dört gol ve tek galibiyet, ciddiyet ayarlarının gözden geçirilmesi gerektiğini ortaya koyuyor; bu görüntüler hiç hayra alamet değil...

MAÇIN İYİSİ

Haberin Devamı

Takımını ayakta tutan ve sırtlayan Tita ve kısa sürede parlayan Bruma.

MAÇIN KÖTÜSÜ

Amrabat bu kadar şans teperse G.Saray’da ömrü uzun olmaz.

HAKEM

Pek çok yanlış karar verdi kötü bir yönetim gösterdi.

Yazarın Tüm Yazıları