Bir gün yalnız olmadığını anlayacaksın

Hayat denen ırmak akıyor; ama o kadar gürültülü, o kadar bulanık, o kadar hızlı ve uğultulu ki birbirimizi duymakta zorlanıyoruz.

Haberin Devamı

Bazılarımız bu ırmağın tam ortasında; dalgalarla boğuşuyor, hayat sınavı veriyor.
Başkalarını duyma şansı yok böylelerinin, kendi sesini başkalarına duyurma olanağı da yok.
Bağırıyor, çağırıyor, çırpınıyor. Kendi yanına çekmek için başkalarını da, uğraşıyor.
Gönlümüz, ruhumuz, iç dünyamız paramparça.
Böylelerimiz için güven, arkadaşlık, dostluk duyguları yerle bir olmuş durumda.

* * *

Bazılarımız hemen kıyısındayız bu ırmağın.
Bazen kendimizi kaptırıyor, bazen de uzaklaşıyor, sakinleşiyoruz.

* * *

Bazılarımızsa hayata, eşyaya, olaylara hikmetle bakıyoruz.
Kendi dünyamızda, varoluş sebebimizin onuru, bilinci ve dinginliği ile yaşıyoruz.

* * *

Kısacası Sezai Karakoç’un Yağmur Duası şiirindeki gibidir insanlar.
“İnsandan insana şükür ki fark var
Birine cennetse, birine zindan.”

* * *

Haberin Devamı

Bir gün, bilemedin birkaç gün görüşmeyince özlediklerimiz var.
Şartlar nedeniyle görüşemesek de, sevgisini, özlemini sürekli içimizde taşıdıklarımız var. Uzakta olup yakın durduklarımız var.
Hiçbir kısıtlamaya gitmeden, içimizde ne varsa ortaya döktüklerimiz, dertleştiklerimiz var.
“İnsandan insana şükür ki fark var”
İçimizde derinleşen bir zindan varsa da, farkındayız işte, belki kurtuluruz.

* * *

Şu şunu dedi, bu bunu dedi; şu şunu yaptı, bu bunu yaptı; şu şuraya gitti, bu buraya…
Kim ne yaparsa yapsın.
Bir dakikacık dur, hayat ırmağını uzaktan seyret.
Dağların, ovaların arasından kıvrılarak masmavi, nazlı nazlı aktığını göreceksin ırmağın.
Sesi, hoş bir melodi gibidir.
Ne konuştuklarına engeldir, ne de duymak istediklerine.
Hayat ırmağının içinde çırpınanlara, birbirini ayaklarından, eteklerinden çekiştirenlere, hayatı kendine zindan edenlere olumlu katkı verecek yöntemler bile geliştirebilirsin.

Her zaman seçeneklerin var.
Tercih senin.

* * *

Hiç kimseyi bulamadıysan, tek başımayım sanıyorsan bu hayatta, o vakit de kitaplar var; onları oku, onlarla konuş, onları dinle.

* * *

Bir gün yalnız olmadığını anlayacaksın.

KAVGA

Aile içi tatsızlıklar, can sıkıcı şeyler her zaman olabilir.
Uzak bir kentteydi, aradı.
“Çok mutsuzum,” dedi. “Artık noktayı koyacağım herhalde!”
“Kâğıt kalem var mı yanında, eline al da yaz bakalım.” dedim.
Bir, sağlığım yerinde.
İki, işim var.
Üç, sevdiklerim var.
Dört, sevenlerim var.
Beş, görmek istediğim yerler var, geleceğe dair planlarım var. Umutlarım, hayallerim, hatıralarım var. Heyecanım, enerjim, coşkum var.
Altı, çocuklarım var.
Yedi, her şey geçicidir.

* * *

Haberin Devamı

“Anladım,” dedi, “söylediklerimi unuttum bile.”

Yazarın Tüm Yazıları