Paylaş
Aydın yöresinden bir hikâye. Köylü üretici, pazara turp getirmiş. İlk müşteri gelmiş. Turpları yoklamış, beğenmemiş:
‘‘Bunlar yamuk yumuk hemşerim, senin turplarda iş yok.''
Müşterinin giderken köylü, ‘‘Gel hemşerim, turpların irisi de iyisi de heybede'' diye seslenmiş.
Hikâyeyi, bir gezide Baba anlattı. Kafama takıldı. Baba, İstanbul'da kaldığı için heybedeki turpların neyin nesi olduğunu öğrenemedim. Başkente dönünce yakın dostlarına sordum.
DEVLET KUŞUNUN ÖYKÜSÜ
Demirel'in kadim bir dostu gülerek, ‘‘O günü kastetmiştir'' dedi. ‘‘Hangi günü? Ne oldu o gün?'' diye sorunca, buna ‘‘Devlet Kuşu öyküsünü bilir misin?'' diye soruyla yanıt verdi. Ve anlattı:
‘‘İki berduş, bir ülkeye gitmişler. Nereye geldiklerini bilmeden. Ahali meydanda toplanmış, bağırıp çağırıyorlar. Berduş sormuş:
- Hayrola kardeş, neden tartışıyorsunuz?
- Biraz sonra Padişah seçeceğiz. Kuşun uçmasını bekliyoruz. Kuş kimin omuzuna konarsa O Padişah olacak.
İkisi de itiraz etmiş:
- Kuş uçurarak Padişah seçilir mi yahu? Bizde Padişah ölünce büyük oğlu yerine geçer veya küçük oğlu abisini öldürüp Padişahlığını ilan eder.
Derken kuş uçurulmuş, gelip bir berduşun omuzuna konmuş. Ahali sevinmiş:
- Padişahım çok yaşa, Padişahım çok yaşa..
Berduş, ‘‘Ben bir berduş adamım, benden Padişah olmaz'' diye reddetmiş. Israr etmişler, kabul etmemiş. Kuşu ikinci defa uçurmuşlar, yine ona gelmiş. Öteki berduş, ‘‘Artık itiraz etme, kabul et'' demiş. Berduş olmuş Padişah.
İlk iş olarak vergileri iki kat artırmış. İtiraz edene 40 kırbaç ceza vermiş. Ahali bezmiş. İki hafta sonra, arkadaşı huzura çıkmış:
‘‘Yahu ne yapıyorsun? Halk nerdeyse isyan edecek.''
Padişah gülmüş:
‘‘Boş veer, omuzuna kuş konan berduşu Padişah yapanlara bu az bile.''
Hikâye heybedeki turplara nasıl bağlanacak diye bakarken devam etti:
‘‘O gün, Hoca kuşu elinden kaçırdı.''
VE O GÜN'ÜN ÖYKÜSÜ
O günü de anlattı. Başbakan Erbakan, Çankaya Köşkü'ne çıkmış. Baba, yer göstermiş. Susuyormuş. Hoca, zarfı çıkarıp istifa ettiğini söylemiş. Ancak zarfı bir türlü uzatmıyormuş. Hoca, ikinci bir zarfı çıkarırken, Baba ilkini kapıp ayakta bekleyen Genel Sekreteri'ne vermiş:
‘‘Necdet, Necdet.. Bunu hemen işleme koy.''
Seçkinöz, zarfı alıp kapıdan çıkarken, Baba sormuş:
‘‘Bir sıkıntınız mı oldu Sayın Başbakan? İyi düşündünüz mü?''
Hoca, sıkıntılarını anlatırken üç parti liderinin 278 imzalı uzlaşma mektubunu da uzatmış. Ama, kuş çoktan uçmuş.
Baba'nın yakın dostu, Heybedeki turpları, yani O gün'ü şöyle bitirdi:
‘‘Üç lider adına, Hükümeti kurma görevini kadına vermesini istemiş. İyi de Cumhurbaşkanı'na kadın mı vermiş yetkiyi? Neden şimdi kadına versin?''
Paylaş