Seçime kadar İsmet Abi mi Hikmet Abi mi?

İsmet SOLAK

Böyle kritik dönemde hükümeti yıkanlar, ‘‘Kim kuracak?’’ diye şimdi bize soruyorlar. Oysa, hükümeti düşüren irade yerine kurulacak hükümet modelini de öncesinden ortaya koymalıydı. Deviren irade, şimdi nerede?

Yıkmak kolay, yapmak zor. Gözler Baba'da. Baba, minik Anayasa'sını cebinden çıkardı. Sürekli elinin altında. Ama, ince işaretini de verdi:

‘‘Meclis parçalı. Bu parçalı kumaştan nasıl elbise çıkaracağım? Parti temsilcileriyle görüştükten sonra bir milletvekiline görev vereceğim.’’

Temaslarını tamamladı. Bugün Bolu ve Bursa'ya gidiyor. Hükümeti kurma görevini, 'bir milletvekiline' vereceğini söylerken, 'bir parti liderine vereceğim' dememesi önemli sinyaldi.

Halk, neden bilmem, Anasol-D hükümetini benimsedi. Yıkılmasını istemedi. Deniz Bey, hükümeti hep hırpaladı. Bir verdi, bin vurdu. Çok yıprattı. Ne zaman konuşsa dengeler sarsıldı, borsa dibe vurdu. Devirmekle de hata etti. Bu tutumunun nelere mal olacağını seçimde birlikte göreceğiz.

* * *

Çiller aklandığı gün, Ecevit'i eleştirip Deniz Bey'e fazla yüklendiğimi yazmıştım. O gece, Deniz Bey Radikal yazarlarıyla yemeğe gidiyor. Tesadüfen orada bizden arkadaşlarla karşılaşıyor. Sedat Ergin, o yazımın çıktığı taşra baskısını uzatıp, ‘‘İsmet'in yarınki yazısı ilginç, okuyun’’ diyor. Deniz Bey irkilip, ‘‘Aman okumayayım, uykum kaçar’’ diye gülüyor. Yalçın Bayer, bu kez eleştirmediğimi söyleyip üsteliyor. Okuyunca tepkisi, ‘‘Vay bee!’’ oluyor. Gülüşüyorlar. Yazıma hayret etmesine hayret ettim! Beni tanımamış.

Ecevit, bu hükümette puan topladı. Bakanları dürüst, kendisi istikrar unsuruydu. Şimdi halk; Yılmaz'ı değil, Çiller'i aklamasına kızıyor. Çünkü, Ecevit kendi çizgisine ters düştü. Seçimde karşısına hep bu çıkacak.

Çiller'e verilen destek, ‘‘Tamam, Ecevit başbakan... ANAP-DYP-DSP üçlü koalisyonu kuruluyor’’ yorumlarına yol açtı. Olmasına olur elbet. Ama, bir lidere görev verecekse, Cumhurbaşkanı işe büyük partiden başlamaz mı? FP lideri Recai Kutan'a görev verilir de kuramazsa, Yılmaz ve Çiller'den sonra sıra Ecevit'e gelir. Bu uzun yola zaman ve tahammülünüz var mı?

Bazıları, ‘‘ANAP-DYP-DSP oyları Ecevit'e güvenoyu için yeter’’ diyor. Elbette yeter. Amma ve lakin...

O zaman, ‘‘Sayın Cumhurbaşkanım, 16 buçuk ay önce size üç parti lideri 286 imza getirip, ‘Çiller'e görev verin' dememiş miydi? Siz, ‘İstifa sizden, görev vermek benden' demediniz mi?’’ diye adama sormazlar mı? Anayasa'yı elinden bırakmayan bir Cumhurbaşkanı şimdi, ‘‘Sayın Ecevit kurun hükümeti’’ diye görev zarfını uzatır mı?

Üstelik, ‘‘Bir milletvekili’’ işaretini baştan vermedi mi?

* * *

Ben, ‘‘Seçime kadar Hikmet Abi mi, İsmet Abi mi?’’ sorusuna yanıt arıyorum. Baba, önce geniş tabanlı bir hükümete zemin hazırlıyor. Hikmet Çetin ve İsmet Sezgin gibi isimler bu yüzden telaffuz ediliyor. Yarın Sümer Oral, Kaya Erdem veya Cavit Çağlar'ın adı çıkabilir. Köşkte liderler turu sürerken, kahvaltıda veya aralarda başka görüşmeler olmadı mı sanıyorsunuz?

Baba, iki seçimin ayrılmasını istiyor. İtirazlar geliyor. Nafile! Bu yüzden FP destekli DYP-CHP hükümetinden bahsediliyor. Mümkün mü? CHP'liler sokağa çıkamaz vallahi! Geniş taban olmazsa, ANAP-DYP-DSP formülü olur.

Biz bunlarla uğraşırken, Serdar Turgut entel yaklaşıyor. Gırgır geçiyor. Siyaseti izleyen gazetecilerin psikiyatrik kontrolden geçmesini öneriyor!

Serdar sürekli kontrol altındadır, mazur'dur. Siz Serdar'a hoşgörüyle yaklaşın! ‘‘Mazoşist tutkuları varmış’’ görüntüsüne de aldırmayın. Gerçek yaşamında öyle ‘zenci menci hikâyeleri' yoktur.

İstanbul'a dönme keyfini çıkarmadan önce bana, ‘‘Hükümeti kim kuracak İsmet Abi?’’ diye sorup da gitti.

Serdar işine, Ankara normale döndü!