İsmet Solak: Politika kazanı kaynıyor

İsmet SOLAK

POLİTİKA kazanı fokur fokur kaynıyor. Biz de kepçeyi daldırdık. Eski CHP'de, Rahşan Hanım'a çok yakın bir politikacı aradı:

- Milliyet'te Rahşan Hanım'ın mayolu fotoğraflarını gördün mü? Bu bir final... Siyasi finiş! Bence karar vermişler... Bunlar jübile yapacaklar.

Meclis kulisinde sohbet ediyoruz. Galiba, Özer Gürbüz söyledi:

- Washington Post'ta, ‘‘Ecevit giderse, kimin başbakan olabileceği’’ tartışılıyor. Sen aylar önce, ‘‘Zamanı geldi, çekil’’ diye yazmıştın.

Yazdım ama... Neyse! Kuliste, Kemal Derviş yorumları da yapılıyor:

- Kurultaya kadar ekonomiyi rahatlatırsa, DSP'nin başına geçirilebilir.

Kurultay, bu yüzden mi sürekli erteleniyor?

* * *

DSP milletvekilleri artık yüksek sesli tartışıyorlar:

- Halk güvenini yitirdi. Bakanlar ve bürokratlar birbiriyle çekişiyor, Başbakanlık Müsteşarı, kendi kafasına göre tasarılar yazıyor. Meclis kabul ediyor, ama Köşk veto ediyor. Adamın tek özelliği, bir bakan eşi ile eşinin akraba olması! O bakan bizden bir bakanın hısımı, o diğer bakanla bacanak.

Hoppalaa... Dinleyin:

- Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürü'nün eşi tesettürlü. Genel Müdür yardımcısının eşi çarşaflı. Bunlar, Başbakanlık lojmanında oturuyor. Bu Başbakanlık mı irtica ile mücadele edecek? Geçiniz..

Kabinede gerekli değişimin olmaması da eleştiriliyor:

- Çöken ekonomiden sorumlu Recep Önal! Başbakan'ın solunda, Hüsamettin Özkan'dan sonraki 3. koltukta oturuyordu. 8. koltuğa kaydırıldı, ama hálá oturuyor! Ertuğrul Kumcuoğlu gibisi varken ekonomi bunlara teslim edildi. İddia ediyorum, Bor madenleri ile boru hatları yakında ABD'ye verilir.

Haydaaa... Bitmedi:

- ABD Büyükelçisi'nin Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan'a yazdığı iki sayfalık mektup var. Ön sayfada -para veremeyiz- diyor. Arkada, -Irak ile yaptığınız son ekonomik anlaşmalar ambargoyu deldi- uyarısı yapılıyor.

DSP İzmir Milletvekili, Türkiye Veteriner Hekimleri Birliği eski Genel Başkanı Hasan Metin'in sağ elinin iki tırnağı kara çürüktü. Nedenini sordum:

- Neden mi? O kriz gecesini canlı yaşadım. Onuruma dokundu... Ağladım, ağladım... O sinirle masaya öyle bir vurdum ki, işte sonuç!

Meclis bahçesinde yaşanmış bir olay... DSP'li Aydın Tümen, Tayfun İçli ve Prof. Necdet Tekin yemek sonrası bahçede tur atıyorlar. Kahve keyfi için odalarına geçerken yaşlıca bir kadın yollarını kesiyor. Başlıyor bağırmaya:

- Tüüüü size... Oylarımızı alıp üstüne oturdunuz. Memleketi batırdınız!

Necdet Tekin hemşerim. Köylerimizin arası iki kilometre. Olayı sordum:

- Doğru, dedi. Doğru ama hakaretler öyle hafif değildi. Kadın bize küfür etti, küfür. Zor susturduk. Halkın önüne çıkacak halimiz kalmadı!

* * *

Meclis'te moraller sıfır. Duyarlı mahfellerde ise kaygılar artıyor.

Elazığ, Isparta, Hatay ve Adapazarı'nda yapılan esnaf yürüyüşleri ilgi ve endişeyle izleniyor. Bunlar şimdilik Anadolu'dan yükselen ilk uyarılar.

MHP'li Murat Sökmenoğlu ve ANAP'lı Agah Oktay Güner'le tur atıyoruz.

Sökmenoğlu, Anayasa'nın 119. maddesini tartışanlar olduğunu söylüyor:

- Sayın Cumhurbaşkanı'nın, Bakanlar Kurulu'na başkanlık ederek ekonomik bunalım gerekçesiyle olağanüstü hal ilanını sağlayabileceğini söylüyorlar.

İkisi de adeta 'teyakkuz' haline geçiyor. Güner, önemle vurguluyor:

- Sosyal patlama endişesi taşıyanların sayısı artıyor. Aman dikkat!

Sökmenoğlu ise ‘‘Meclis'in kapısı hep açık kalmalı!’’ diye uyarıyor.

Ve kazan kaynıyor...