Mütevazı değil, iddialı Ecevit

İsmet SOLAK
Haberin Devamı

DSP Lideri Bülent Ecevit'i mütevazı ve nazik yapısıyla tanırız. Bu kez değişikti. Yine nazikti, ancak çok iddialı idi. NTV'deki program öncesinde, hafta içinde aldığım bazı telefonlarda, ‘‘Sor bakalım, sağlık durumu bir seçimi çıkarmaya yeter mi?’’ gibi kinayeli sorularla karşılaştım. Bunları aktarınca sinirlenmedi... Aksine bıyık altından güldü:

‘‘Ben, bu merakın iyi niyetlilerden gelmiş olmasını temmeni ediyorum. Sağlığım Allah'a şükürler olsun, çok iyi...’’

Suriye sorunu için, 1974 Kıbrıs olayındaki kararlı üslubuyla konuştu:

‘‘Artık dönüşü olmayan bir sürece girdik. Türkiye bu kez kararlıdır ve bu kararlılığı artık Suriye yönetimi de gördü. Son günlerde, ‘APO bizde değil' diyemiyorlar. Salt Türkiye'nin değil tüm Ortadoğu'nun başına bela.’’

DYP’nin son tavrını iyi niyetle bağdaştırmıyor. ‘Neden şimdi?’ sorusuna, Dışişleri Bakanı İsmail Cem'in, ‘‘Bu sorun 14 yıldan beri var ve bu yüzden şimdi’’ sözleriyle yanıt veriyor. Ecevit, parlamentonun en kıdemli üyesi. Sıcak günler geçiren ülkenin gelecekteki encamını soruyorum. Başbakan üç ay sonra istifa etmek durumunda. Baykal'la anlaşması var. ‘Düşük profilli’ bir hükümet kurulması söz konusu. Üç ay sonra nasıl bir Türkiye olacak? Nisanda da seçime gidelecek. Sandıktan nasıl bir Türkiye çıkacak?

Ecevit, ‘düşük profilli hükümet modeli’ sözünden bile ürperiyor:

‘‘Olacak şey değil... Zaten gerçekleşecek gibi de değil... Cumhurbaşkanı böyle bir oldubittiye sıcak bakmaz. Türkiye dışta önemli bir dönemden geçiyor. Dünyadaki ekonomik kriz, Rusya'dan Türkiye'ye de gelmeye başladı. Böyle bir ortamda hükümet değişikliği seçimden önce olacak şey değil.’’

DSP KENDİNİ KANITLADI

Meclis'in yüklü takvimini, yeni hükümet kurulurken yaşanacak ihtimalleri sıralıyor. Ve kapıdaki krizi hatırlatıp Baykal'a ‘vazgeç’ çağrısı yapıyor. Avrupa'da esen sosyal demokrat rüzgârlara karşı da iddialı konuşuyor:

‘‘O partiler yeni imajlarla çıktılar. Biz DSP olarak çok daha önceden o yenilikleri yaptık. Tony Blair'in din konusundaki tutumunu biz yıllar önce dile getirmiştik. Demokratik sol hareket, laikliği dindarların duygularını incitmeden savunabiliyor. Ekonomide de eski katı sol düşünceleri biz DSP olarak aştık. DSP kendisini bu hükümette de kanıtladı.’’

Nasıl kanıtladı? Ecevit yine iddialı: ‘‘DSP için, kadrosu ve çözüm önerileri yok, denirdi. Oysa bu dönemde, kadro ve çözümleri kanıtladık.’’

Çeşitli kesimler bu hükümeti eleştiriyor. Ecevit savunuyor ve iddialı:

‘‘Bu hükümet, çok partili demokratik dönemin en reformcu hükümeti oldu. O yüzden ben halkımızın DSP'ye artık daha belirgin şekilde yaklaşacağına inanıyorum. Özellikle kararsızların, en kararlı partiye oy vereceklerine inanıyorum. O da DSP'dir. DSP seçimlerden çok güçlü çıkacaktır.’’

CHP de kararsızları kapmak istiyor. Bunu hatırlatınca gülüyor:

‘‘Hürriyet'te bir haber çıktı. (Şaban Sevinç'in haberi) Sekiz kişilik çeteleri izleme komisyonu kurdular. Bir ay geçti, başkan seçilmedi. Sekiz kişinin yarısı muhalif. Hangi kararsızların oyunu nasıl alacaklar?’’

Çete tartışmalarında, ‘‘Bu nereye varır?’’ deyince de iddialı: ‘‘Nereye kadar giderse, oraya varmalı, kiminle ilintiliyse ortaya çıkmalıdır.’’

DSP-CHP birleşmesi veya ittifakına karşı da iddialı tezini öne sürüyor:

‘‘HP ile SODEP birleşti, Halkçı Parti'nin yüzde 32 oyu azaldı. SHP ile CHP birleşti, barajı güçlükle aşabildiler. Birleşsek, oy kaybederiz.’’

Türban eylemlerini sorunca, yaptığı değerlendirme de iddialıydı:

‘‘RP ve başka çevrelerin yarattığı son derece yapay bir sorun. Koca koca adamlar gencecik kızları oy uğruna alet ediyorlar. Devlete karşı gencecik kızların arkasına saklanıp başkaldırı yürütmeleri son derece yakışıksız.’’

Kısacası; inatçı değil iddialı bir Ecevit'le sohbet imkânı buldum.



Yazarın Tüm Yazıları