Meclis yargı organı değil!

İsmet SOLAK
Haberin Devamı

Kısır siyasi çekişmeler, Meclis'i yasama organı olmaktan çıkarıyor. Milli iradenin tecelligâhı, yargı organı haline geliyor. Büyük hata. Tehlike sinyalleri çalıyor. Ama yanlışta ısrar ediliyor.

Deneyimli siyaset adamı Kamran İnan, bu yüzden uyarıyor:

‘‘Siyasi gerginlik demokrasimizi rahatsız edici boyutlara erişmiştir. Bu, yıkıcı iç ve dış tahriklere davetiye çıkarır. Sisteme güven sarsılıyor, toplumda kötümserliğe yol açıyor.’’

İnan, denetim yapmanın Meclis'in hakkı olduğunu da vurguluyor. Ancak bir gerçeği de hatırlatmadan geçemiyor: ‘‘Esas olan yasama fonksiyonudur. Bu giderek ikinci plana itilerek Meclis yargı organı haline getiriliyor.’’ Bu gerçeği gören başka milletvekilleri de var. İsmail Köse kürsüden uyarıyor:

‘‘78 yıllık TBMM tarihinde 300 gensoru ve soruşturma önergesi görüşüldü. Ancak, son üç yılda 40 adet soruşturma ve gensoru önergesi ele alındı.’’

Kanunlar ve Kararlar Dairesi'nden tam dökümünü aldım. Bu dönemde 18 gensoru, 38 soruşturma önergesi verilmiş. Araştırma önergeleri de 430 adet. İnsaf! Yazılı ve sözlü sorular mı? Onların ilk cümleleri salı gündemini kalın bir kitap haline getiriyor. Bu dönemde Tansu Çiller olayı bir sonuca bağlanacaktı. Ama Mesut Yılmaz hakkında önerge yağıyor. Hedef saptı. Çünkü, Çiller için bir, Yılmaz için altı soruşturma komisyonu kuruldu. Böylece 14 komisyonda, her birinde 15 üye olmak üzere 210 milletvekili soruşturma ile görevli. Yani 210 üyemiz yasamadan koptu, yargıç gibi çalışıyor.

Denetim mekanizması sulandırıldı. Hatta cılkını çıkardılar. Geçen gün bir soruşturma görüşmesini izledim, vallahi utandım. Hani RP'li Çalışma Bakanı Necati Çelik, usulsüz sınav yaptırmıştı da, işsiz insanlar demir parmaklıkları kırarak birbirlerini ezmişlerdi ya! Yeni Çalışma Bakanı Prof. Nami Çağan, o usulsüz sınavı müfettişlere inceletmiş. Yasadışı işlemler belgelemiş ve sınavı iptal etmiş. Vay sen misin!

FP'liler, ‘‘Sen nasıl yasal olmayan bir sınavı iptal edersin de yasal sınav açarsın?’’ diye soruşturmayı dayamışlar, iyi mi? Az daha, önerge kabul edilecekti. Kabul edilseydi, yasaları uygulayan bakan Yüce Divan'da yagılanacaktı. CHP mi? Muhalefet görünmek için bu tür önergelerde dışarı çıkıyorlar ve oy kullanmıyorlar. Böyle siyaset mi olur? Çok yazık, çok! Bu millet, olanı biteni görmüyor mu?

Millet hepimizden iyi görüyor. KAMOY'un son araştırması milletin neleri gördüğünü saptadı. Halk, cumhuriyetin 75. yılında bakın neler düşünüyor:

‘‘Halk yaşam şartlarından yakınıyor. Partilere ve siyasetçilere güven duymuyor. Türkiye'de en önemli sorun siyasetin kirlenmesi ve erken seçimin çözüm getirmeyeceğine inanıyor. Bugün seçim olsa, her 10 seçmenden dördü oy kullanmayacağını, kullanırsa geçersiz oy vereceğini açıklıyor. FP birinci parti. Ecevit ve DSP tırmanışta. Siyasetin yeniden yapılanması isteniyor.’’

Hiç oy vermeyecekler yüzde 41.9'la birinci sırada. Partiler; FP: 12.8, DSP: 12, ANAP: 10.5, DYP: 8.8, MHP: 4.5, HADEP: 1.8, Diğer: 1.7 oranları ile sıralanıyor. Yüzde 41.9 seçmen sandığa gitmezse sıralamada FP: 22, DSP: 20.6, ANAP: 18, DYP: 15.1, CHP: 11.7, MHP: 7.8, HADEP: 3.1, Diğer: 1.7 oluyor.

Siyasi kirlenme nedeniyle erken seçimde oy vermeme eğiliminde olan halkın, parti liderlerine güvenleri de yok. ‘‘Hiçbirine güvenmiyorum’’ diyenler yüzde 54.6, yani yarıdan fazla. Cevap vermeyenler hesaba katılınca liderlere olan güven sıralaması şöyle: Hiçbirine güvenmeyenler: Yüzde 57.8, Bülent Ecevit: 12.7, Recai Kutan: 7.8, Mesut Yılmaz: 5.9, Tansu Çiller: 5.8, Deniz Baykal: 4.5, Devlet Bahçeli: 4. (Baba sahaya inse, silip süpürecek.)

Sonuçlar böyle... Ve liderler seçime koşuyor. Ne diyelim?

Hayırlı başarılar!



Yazarın Tüm Yazıları