İsmet Solak: Malum koro yine sahnede

İsmet SOLAK
Haberin Devamı

ANKARA, son kararla kaynıyor. Ve malum koro yine sahnede: ‘‘Bu bir demokrasi ayıbıdır!’’

Aklı başında olanlar, ‘‘Ayıp olan nedir?’’ diye soruyor.

Erbakan'a verilen ceza ayıpmış! Bakın hele, bilememişler.

Aslında, ‘‘demokrasi, demokrasi’’ diyerek demokrasiyi yok etmenin yolunun açıldığı da savunuluyor. Hukuka ve hukukçulara bile saldırılıyor:

‘‘Karara saygı duymuyorum. Bu karar, hukukun sefaletini gösteriyor.’’

Yılmaz Hastürk, gelişmeleri izlerken dehşete düşmüş, soruyor:

- Ayıp olan hangisi? Suç işleyene verilen ceza mı? Yoksa bu manşet mi?

312 kalksın, deniyor. 163, hamhum şaralop kaldırılmıştı. Neler olmadı?

Bugünkü kargaşanın nedeni bu. 312. madde karşıtlarının hedefi de belli:

- Ülke parçalanıp bölünsün, etnik çatışmalar ve mezhep kavgalarıyla halk kırılsın, laik Türkiye Cumhuriyeti yıkılsın, yerine İran benzeri bir idare kurulsun. Kısacası, Sevr Haritası hayata geçirilsin.

Peki, dökülen kanlar, verilen canlar ne olacak?

* * *

Murat Sökmenoğlu'nun sine-i millete döndüğü günlerdi. Yılmaz Hastürk, ben ve Murat Sökmenoğlu sık sık sohbet ederdik. Sökmenoğlu, o gün sormuştu:

- Arkadaşlar, Erbakan'ın söyledikleri yasaya, demokrasiye uyuyor mu?

Sökmenoğlu, bugün de 312. maddeyi savunuyor. Doğrultu tutarlılığı tam ve hiç sapma yok. 6 yıl önceki ve şimdiki tepkileri örtüşüyor.

Peki, Erbakan Bingöl'de ne demişti? Adeta gemileri yakmıştı:

‘‘Bu ülkenin evlatları asırlar boyu mektebe başlarken besmeleyle başlar. Siz geldiniz, bu besmeleyi kaldırdınız. Ne koydunuz yerine? 'Türküm, doğruyum, çalışkanım.' Sen bunu söyleyince, öbür taraftan da Kürt kökenli bir Müslüman evladı, 'Ya öyle mi, ben de Kürdüm, daha doğruyum, daha çalışkanım' deme hakkını kazandı. O Meclis yarın inananların eline geçecek. Bütün bu haklar kan dökülmeden verilecek.’’

Hukukçu olmaya gerek yok. Erbakan'ı dinleyenlerin tüyleri diken diken olmuştu. Amerika Atatürk Derneği Başkanı Hüdai Yavalar, uzaklardan telefon ederek aynı duyarlılığı göstermişti. Bu konuşmanın tahlili kolaydı:

- ‘Siz geldiniz’ diyor. Kim geldi? ‘Kürt kökenli bir müslüman evladı’ diyor. Ülkede, bu ayrımcılık yüzünden 15 yıl kan dökülmedi mi? ‘O Meclis, yarın inananların eline geçecek’ diyor. Bu Meclis şimdi kimlerin elinde? Sadece kendilerinde mi inanç vardır? Bu ne saçma düşüncedir böyle?

* * *

Hüdai Bey geçen gün yine aradı. Atilla Ateş Paşa'nın konuşmaları ile biraz teselli bulduklarını söyledi. Orgeneral Atilla Ateş'in son konuşması müthişti. Apo'yu ininden çıkaran gür ses, geçen hafta şöyle diyordu:

- Türkiye'de, dış güçlere hizmet eden hain işbirlikçilerle vatansız akılsılar bulunmaktadır. Bu konuda, devlet hafızası da zayıf olmamalıdır. Türk milleti, bölücü bozguncularla bizi milletten ümmet anlayışına götürmek isteyen vatansız akılsızların gizli ve kirli emelleri anlamayacak ve onlara müsamaha edecek saflıkta bir halk değildir. Türk ordusu var oldukça kimse, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni Atatürk'ün gösterdiği çağdaşlaşma yolundan döndüremeyecektir.

Tutturdular, ‘‘Kopenhag kriterleri’’ diye bir terane, ezerek geçiyorlar. Benim için, ‘‘tam bağımsızlıkçı’’ karakter ve ‘‘aydınlanma devrimi’’ kriterleri daha önemlidir. İşte bu kadar!

Yazarın Tüm Yazıları