Laik cumhuriyet, bir büyük nimet

İsmet SOLAK
Haberin Devamı

Ertuğrul Günay aradı. Cumhurbaşkanı Demirel'in Diyarbakır-Şırnak gezisi sırasında yaptığı değerlendirmeye kendi yorumunu ekledi:

‘‘Sayın Cumhurbaşkanı, karasaban, kara kağnı ve kara öküzün tasfiye edilmesini cumhuriyetin başarısı olarak gösteriyor. Ancak, kara cahilliği ve karaparayı yenememesi de cumhuriyeti tehdit eden karanlıklardır.’’

* * *

Günay, aydın ve tutarlı bir siyaset adamıdır. Zarif üslubuyla tanınır. Bir de Akit Gazetesi'nin üslubuna bakın. Din bezirgânlığı yanında, başka gazetelerden alıntılar yaparken işi yozlaştırıyor. Şırnak yazımı kinayeli bir başlık altında iktibas etmişler: ‘‘Demirel, mutemedi holding yazarları aracılığıyla cumhuriyete yeni bir tarif getirdi: Kara öküzün tasfiyesi.’’

Kim bu holding yazarları? Fikret Bila ve ben... Bakın şu yazana! Başlığın altında da bir spot: ‘‘Demirel'in mezardaki Aziz Nesin'i bile kıskandıracak tariflerini okuyup da İngiltere, Japonya, İsveç, Norveç gibi monarşilerin kara yaslar bağlamamaları mümkün değil. İşte Hürriyet yazarının duyup yazdıkları.’’ Güya espri yapılıyor! Bizim yöremizde, durduk yerde anlamsız şeyler söyleyene, ‘Dam samanlık’ denir. Siz siyasi gelişmeleri anlatırken biri, ‘‘Çocuklar ağlarken ben çaydanlığı ateşe sürdüm’’ gibi laflar ederse ne yaparsınız? Bunların yaptığı ise, 'Dam' değil, 'Dan samanlık!'

* * *

Cumhuriyet şahlanışını yazdığım gün, kadim dostum Ümit Gürtuna aradı:

‘‘Dediğin doğru; laik cumhuriyete bağlı olanlar kâhir ekseriyette ve yobaz takımı bu ezici çoğunluğu gördükten sonra belini artık zor toparlar. Anıtkabir'de yine heyecanlanıp ağlamışsın. Ben gidemeden ağladım, inan!’’

O coşkuda heyecanlanmamak, sevinçten duygulanmamak mümkün mü? Ümit'le aynı teknenin hamuruyuz. Frekans tutuyor. İstanbul'dan Gençlik Sorunları eski Genel Müdürü olan ağabeyim Adem Solak ve öğretmen arkadaşları aradı:

‘‘Biraz önce Beyoğlu'nda, Büyükşehir Kültür Müdürlüğü önünden geçtik. Tüm öğretmen arkadaşlar kahrolduk. Beş katlı binanın camları boydan boya, 'Bu şarkı burada bitmez' yazılı Tayyip afişleriyle kaplı. Ne Türk Bayrağı asılmış, ne bir Atatürk posteri. Bitişik banka binasında Cumhuriyet ve Atatürk sergisi var. Karşı binada özel sektörün 75. yıl pankartları.’’

* * *

Atatürkçü bir öğretmenin sesi titriyordu, ‘‘Demokrasiyi varmak istediği hedef için araç sayan bir zihniyetin yapacağı budur’’ dedi. Tufan Türenç'in yazılarından Tayyip örnekleri verdi. Derken, Kemal Oğuzhanoğlu'nun ziyarete geldiği bildirildi. 1966-67'de Erzurum Kandilli'de, Zırhlı Tugay'da bitişik lojmanda oturduk. Lojman dediğiniz kerpiç damdı. Özlem giderirken, ‘‘Ben asıl, ateşli ve onurlu yazılarından ve NTV'de Necip Torumtay Paşa ile yaptığın güzel söyleşiden dolayı seni kutlamaya geldim’’ dedi. Oğuzhanoğlu ile 1967'de 'Atatürk'ü Anma Toplantısı'nda konuşmacıydık. Hasan Muratlı ile Alihsan Türkkan paşalar da konuşmacıydı. O zaman üsteğmendiler. Tugay Komutanımız Şevket Toros Paşa'yı anarak kulaklarını çınlattık:

‘‘Son programda,Atatürk'ü her okuyuşta yeniden keşfediyorum' dedin. Güzel söz. O gerçekten ne büyük deha imiş. 30 yıl önce toplantı için Toros Paşa'dan önce albaya çıktım. 'Atatürk'ün bilinmeyen nesini anlatacaksın?' demişti. Toros Paşa ise kutlayıp, teşvik etmişti.’’

* * *

Anıtpark’ta Zülfü Livaneli'yi dinlediğini de söyledi:

‘‘Ancak Baykal'ın konuşmasını tutmadım. Ne şöleni düzenleyen Taşdelen'e, ne Çankaya Belediyesi'ne teşekkür bile etmedi. İşi particiliğe döktü. Orda her partiden insan vardı. Bu 75. yıl şöleniydi. Oyumu hep CHP'ye verdim, ama şimdi tereddütteyim. Bu kadar kırıcı siyaset yapması gerekir mi?’’

Yarın bayramınız var; alın bayraklarınızı, çıkın alanlara! Gün sizin, gün laik cumhuriyetçilerin günü. Mustafa Kemal Palaoğlu'nun dediği gibi:

‘‘Laik cumhuriyet, bir büyük nimet!’’



Yazarın Tüm Yazıları