Güzellikler bol olsun!

İsmet SOLAK
Haberin Devamı

Herkes, hükümet krizinin bir an önce bitmesini bekliyor. Bence, Yalım Erez bu işi kıvırır. Uzlaşma mesajları yüreklere su serpti.

Hükümet sorunu yaratıp, kurulmasına güçlük çıkaranların işi seçimde çok zorlaşacak. Halk iyice bilendi. Bazıları, çıtanın altında kalabilir.

İki günlüğüne İstanbul'a gittim. Siyasete uzak insanlar, liderlere ateş püskürüyor. The Marmara'nın önünden taksiye bindim. Şoför başladı:

‘‘Bir daha o partiye oy vermem abi, bileğimi keserim, vermem.’’

Hangi parti olduğunu sormadım. Ancak tahmin ettim.

EŞİMİ DİNLEMEZ OLAYDIM

Garson Ahmet'in tepkisi Tansu Hanım'a idi, ‘‘Eşimi dinleyip, modern kadın diye oy vermiştim abi. Hálá kendimi affetmiyorum’’ diyordu. Çok doluydu!

Bilgi Üniversitesi'ne uğradım. Kızımı çok özlemişim. Öyküm, siyaseti pek sevmezdi. Bu kez farklıydı. Arkadaşları da öyle. 18-20 yaşındaki gençler, bir lidere öfke yüklüydü. Genel Sekreter Yiğit Ekmekçi ile sohbet ettik:

‘‘Çevremdeki CHP'liler partilerine oy vermeme kararı alıyor. İnsanlar uzlaşma arıyor. Yalım Erez iyi isim. Avrupalı (!) doslarımız ne diyecek?’’

İtalya Başbakanı ve Avrupalı Sevr dayatmacıları, şimdi TBMM Başkanımız'a ve Başbakan Erez'e bakıp, ‘‘Bunlar kendi halkına ihanet etti’’ mi diyecek? Ben işin bu yönünü düşünmemiştim. Yalım Bey bu açıdan da tam isabet!

Çiller mi? Erez'i değil, kendinden başkasını başbakan görmek istemiyor. Erez'e görev veren Cumhurbaşkanı Demirel'e hakaretler yağdırıyor. Kendisine yakın TV kanalı ve gazetede, insan onuru ve çok özel aile değerleri bile hiçe sayılıyor. Hakaret hüner sanılıyor, yayın ilkeleri küfürden oluşuyor.

Telefon dinlemek, dinletmek anayasal suç. Ama, bu anayasa suçunu başarı sayıp, övünüyorlar. Allah ülkeyi korusun! Tansu Hanım, yarın iktidar olursa ne olur memleketin hali?

İNÖNÜ'NÜN ÖLÜM YILDÖNÜMÜ

Yine de güzel şeyler oluyor. Salı akşamı Pembe Köşke'e gittim. Şefik Kahramankaptan, İsmet Paşa'nın 25. ölüm yıldönümünde nefis bir belgesel ortaya çıkardı; ‘‘İsmet İnönü ve Harika Çocuklar’’

1948'de çıkarılan Harika Çocuklar Yasası ile Türkiye'nin yetenekli çocuklarının önü açıldı. Suna Kan ve İdil Biret bu yasayla, Özden Toker'in deyimiyle, ‘‘Birer güneş gibi doğdular’’. Ulusal onur elçilerimiz oldular.

İnönü Vakfı'nın gecesinde, cumhuriyetin temiz kokusunu soluduk. Yıllar önce, İsmet Paşa'nın elini öptüğüm salonda, eski dostlarla sohbet ettik.

Mehmet Ali Kışlalı, Fikret Ünlü, Prof. Hikmet Sami Türk, Prof. Türkan Akyol, Ali İhsan Göğüş, Mehmet Dülger, Cavit Kavak, Murat Katoğlu, Ahmet Say, Gülsüm ve Mustafa Bilgehan, Prof. Hikmet Şimşek, Hüseyin Akbulut, Mehmet Özer, Ümit Gürtuna, Timur Erkman ve Metin Toker.

Özden Toker'in cumhuriyetin temiz yıllarını anlattığı duygu yüklü sesi hálá kulaklarımda çınlıyor: ‘‘Babam Batı musikisini çok severdi...’’

Babası, bu ülkeyi de, laik cumhuriyeti de, ailesi kadar çok severdi. Paşa, Atamız'ın arkadaşıydı. İsmet Paşa'yı 25. ölüm gününde saygıyla andık.

Türkiye Diyabet Tedavi ve Eğitim Vakfı Başkanı Prof. Temel Yılmaz'la da, geleceğin umut dolu güzelliklerini şimdiden kucakladık. İstanbul'un üç ayrı semtinde üç önemli Diyabet Merkezi kuruluyor. Vakıf kurucusu olarak, kendime de pay çıkarıyorum. Yaptıklarımızla onur ve gurur duyuyorum.

DİYABETLE YAŞAM

Diyabetle Yaşam Dergisi'nin beşinci sayısı da çıktı. Dergiyi artık Yay-Sat dağıtacak. Daha önce Ertuğrul Özkök ve Birkan Erdal'la görüşmüştük. Özkök önceki gün gerekli talimatı verdi. Dergiyi gazete bayilerinde bulacaksınız. Şeker çocukların diyabetle güzel yaşam meydan muharebesinde bir önemli adım daha atmış olduk. Özkök, muharebenin zafere giden yolunu bize açmış oldu.

Bu ülkede güzel şeyler de oluyor. Güzellikler bol olsun!



Yazarın Tüm Yazıları