Paylaş
Ehl-i Dil artık gündemli toplanıyor. Geçen ay, Mehmet Dülger'in sunuşu nefisti. Son Dünya Bankası raporunda yer alan, 'Değişen dünyada yeni devlet' ihtiyacını Türkiye'ye taşıyarak tanımladı.
Önce 2 Mayıs tarihli, 'Dur Mehmet! Pusulasız Nereye?' başlıklı yazıdaki hatamı düzeltelim. Dizeler Şeyh Galib'in dedik, oysa Nef'i'nin: ‘‘Ehl-i dildir diyemem sinesi saf olmayana/Ehl-i dil birbirini bilmemek insaf değil.’’
PİR SULTAN GİBİ
İlk uyarı İzmir'den, Nazım R. Kayakıran'dan geldi. Hakkı Duran, kitaptan fotokopi çekip yolladı. İzmir'den Turan Bingöl, Türkçe mealini de ekleyip düzeltti. Nef'i için, ‘‘Pir Sultan Abdal gibi sözünü budaktan esirgemeyen bir toplum şairidir, ikisini de pek severim’’ diyordu. Bingöl haklı... Pir Sultan'ı vali astırdı, Nef'i'yi hükümdarı boğdurdu. Onlar hâlâ yaşıyorlar. Halk ne hükümdarın adını anıyor, ne Hızır Paşa'ya hayır dua ediyor! Hiciv ustasına haksızlık yapmanın altında ezilirken, bu mektupların sıcaklığı beni kendime getirdi, dirildim. Dülger, ‘‘Şeyh Galib hatası benden çıktı’’ dedi. Ben, ikimiz için doğrusunu bulmanın keyfini yaşıyorum.
Dülger Ehl-i Dil sunuşuna, ‘‘Dünya değişiyor. Bizim devlet hakkında fikrimiz de değişiyor’’ diye başladı: ‘‘2. Dünya Savaşı'ndan yeni çıkan devletler yanında, savaşa girip perişan olan devletler vardı. Bunlar devlete rol atfettiler. Devlet, 1870'lerde GSMH'nin yüzde 10'unu harcarken 1960-80 arası 42'ye tırmandı.’’ Kalkınan ülkelerde hükümet harcamaları yüzde 30. Ve şimdi, ‘‘Bu kadar çok para veriyorum, sen ne yapıyorsun?’’ diye hesap soruluyor: ‘Büyük yatırımlar var, ama yıllarca bitmiyor. Hem yatırımlarda başarısızsın, hem millet daha çok istiyor.’’
Devletin 5 fonksiyonu ise şöyle: 1) Hukuki temeli devlet kuracak, 2) Makro ekonomik istikrarın içinde olduğu temel siyasi istikrar sağlanacak, 3) Temel sosyal hizmetler ve altyapı yatırımlarını devlet yapacak, 4) Sosyal ve ekonomik açıdan güçsüzlere sahip çıkılacak, 5) Çevre korunacak.
Dülger, devletin ikili stratejisi için, ‘‘Sınırlandırılmış icra gücünü kendi gücüyle netleştirmesi ve devletin icra gücünü artırması gerekiyor’’ diyor ve ekliyor: ‘‘Devletin fonksiyonları artınca dağınık gücü artıyor, azalınca da icra gücü artıyor’’ diyor ve çarpıcı bir noktaya geliyor:
‘‘En önemli hastalık, yolsuzluk. Dünya Bankası matematiksel yaklaşıyor; ülkede kararlar ne kadar öngörülü ise, o kadar az yolsuzluk oluyor. Yasalar ne denli değişik yorumlara müsaitse, herkes yorumu kendine göre yapıyor ve yolsuzluk artıyor. Önlem almak için mutlaka işin ehlini kullanmak ve kamu maaşlarında özel sektör dengesi kurmak gerekiyor.’’
Odaklanmış devletin etkili hale getirilmesi için, ‘‘Yarış olacak, etkili kurallar konacak, yurttaş sesini duyuracak. Zararın nasıl tasfiye edileceği kararlaştırılacak. İlke; kazanç ilerde kayıp hemen; kazancı yakına getirip kaybı hemen önlemek gerekecek.’’
İKİ YOL VAR
İki yol var; liberal ve neoliberal. Liberalde yerel yönetimler, gönüllü kuruluşlar, uluslararası bağlantılar, tele-iletişim ve ticaret var. Diğeri, ekonomide mutlaka devlet ihtiyacına dayanıyor; normları dikkatli koyacak, devlet hızlı değişime göre yapılanacak, serbest piyasa ve yönlendirme dikta ile değil demokratik olacak. Dülger'in son yorumu bizimle ilgiliydi:
‘‘Türkiye'de devlet bitti ve değişim gönüllü kuruluşlarla olur, demek yanlıştır. Devleti güçlendirirken de insan unsuru temel alınmalıdır. Etkili, kudretli, halka dayalı demokrat ve güçlü bir devlet oluşmalıdır.’’
Sezar Aygen aradı: ‘‘Temmuz toplantısında Teoman Ünüsan'ı dinleyeceğiz. Konu; Yerel Yönetimler. Gelir misin?’’
Kaçar mı üstad?
Paylaş