Paylaş
AYLAR önce her şeyin bir zamanı olduğunu vurgulamıştım.. ‘‘Zamanı geldi Sayın Ecevit, lütfen çekilin’’ diye yazmıştım.
Bu, Ecevit'i yürekten sevenlerin ortak dileği idi... Gitmedi, işte sonuç! Trakya DSP'nin oy deposu... Bu kez, onların selamını getirdim:
- Bir saniye bile durmayın, yalvarırız hemen gidin!
Rıdvan Budak geçen hafta Ecevit'ten randevu istemişti... Görüşebilseydi, ‘‘Yanlış yapıyorsunuz. Her şeyin bedeli vardır, bunu ödeyin’’ diyecekti.
Benim bildiğim Ecevit, seçimle gelip istifa ile gidebilen bir liderdi.
Şimdi halkın selamı var: ‘‘Ülke yanıyor. Hükümeti ve partiyi bıraksın!’’
* * *
Trakya'ya, Yalçın Bayer ile Yerel Medya Semineri için gittik. Ecevit'e çuvalla oy veren Edirne, bir ölü kent! Ali Paşa Çarşısı sanki anıt mezar.
ANAP'lı Belediye Başkanı Cengiz Varnatopu partizanlıktan şikáyetçi:
- MHP'li Bayındırlık Bakanı Koray Aydın, Kırklareli Belediyesi MHP'de diye deprem fonundan 3 trilyon vermiş. Edirne ve Tekirdağ'a kuruş yok!
Kırklareli ise kaynıyor... Bakan Aydın, üç gün önce 37 lüks Mercedes ve 109 resmi araçlık konvoyla kente girmiş. Şu savurganlığa bakın.
Törende sadece 300 bürokrat varmış, halk yok! Ve esnafın tepkisi:
- Ne yüzle geldin buraya be susak!
Üslup yerel, tepki genel! Ülkede ara rejim isteyen yok, ekonomiyi oraya sürükleyenler var. Ecevit'e oy veren esnaf dövünüyor, köylüler sürünüyor:
- Süt geçen yıl 220 liraydı, şimdi 170'e düştü. Alan yok! Gübrenin tonu 41 milyondan 200 milyona fırladı. Banka faizleri yüzde 50'den 120'ye, mazot 440 binden 625 bin liraya çıktı. Buğday için üre gübresi atılamıyor.
Hüseyin Hüren ve Rahmi Efe'nin şaşkınlığı dillere destan. Vergi Müdürü, 1974 model biçerdöver için 40 milyar değer biçmiş, vergisini istemiş. ‘‘Bu demir hurdasını 2 milyara sen al’’ demişler, nafile. Vergi müdürü ısrarlı:
- Maliye Bakanı Sümer Oral olayı inceletirse, keyfilik anlaşılır.
Trakya'nın ilk DSP'lileri; Ahmet Kafalı ve Erol Büyükbayram dert küpü!
Çorlu'daki ünlü Rumeli Köftecisi Ercan Özbaşaran, kapıda karşılıyor. Yalçın'ı gören İrfan Tülümen, Yücel Çeliksöz, Nihat Köşkdere de geliyor. Başbakanı, ‘‘Hükümete alternatif gösterin’’ derken ekrandan dinliyoruz. Gösteriyorlar:
- Sen bırak yeter. Ecevit'siz atılacak her adım alternatif yaratır!
12 Eylül'de, Gelibolu Hamzakoy'da, Ecevitler'in tüm ihtiyaçlarını Recep Yüzüak karşılamıştı. Şimdi, ‘‘Bana onların adını bile anmayın’’ diyor.
Deniz bitti... Sular çekildikçe, çevredeki koku da artıyor.
* * *
Ne oldu bu ülkeye? Seminerde de anlattım..
Yeni bağımsız olan fakir bir Afrika ülkesinin başkanı, komşu başkandan davet alır. İlk kez yurtdışına çıkar. Havaalanında bindiği lüks otomobil, kaldığı büyük saray ve tören kıtasının ihtişamı gözlerini kamaştırır:
- Ekselans, sizi de bizim gibi fakir sanıyordum. Peki bu sarayı, bunca pahalı işleri nasıl yaptınız? Parayı nereden buldunuz?
Ev sahibi konuğunu balkona çıkarır:
- Şu barajı ve köprüleri görüyor musun? Dış krediyle yaptık, yüzde 10.
İki yıl sonra diğer başkan ziyarete gider. Gördüklerine inanamaz:
- İki yıl önce fakirlikten şikáyet ediyordunuz. Şimdi beni limuzinlerle karşıladınız. Sarayın kapı kolu altın. Bu mucizeyi nasıl gerçekleştirdiniz?
Ev sahibi gülümser. Pencereden ufku gösterir:
- Karşı dağların üstünden geçen otoyolu görüyor musunuz ekselans?
Konuk başkan dikkatle bakar, ama göremez. ‘‘Ben göremedim’’ der.
- Göremezsiniz, çünkü yüzde 100!
Paylaş