İsmet Solak: Demirel ile ufuk turu

İsmet SOLAK
Haberin Devamı

Allah böyle afetleri bir daha ne bu millete, ne başka milletlere vermesin.

Sabaha karşı dolap sanki üstüme geliyordu.

Kırklareli'nde idim. Hemen dışarı fırladık. Sonra, havanın aydınlanmasını bekledik.

Gördük ki, felaket daha önceki senelerde yaşadıklarımızdan bin beter. Oysa bir gün önce Cumhurbaşkanı Demirel ile Hacıbektaş'tan Kırşehir'e, oradan Nevşehir'e helikopter yolculuğumuz sırasında, hem de uçakta ülke sorunlarını konuştuk.

Tam bir ufuk turu yaptık:

‘‘Devlet kaldırabileceğinden daha yüklü değil, ama görüntüde yüklü gözüküyor.’’

- Bunu biraz açalım mı efendim?

‘‘Sorun kamu maliyeti... Dünyada tüm devletlerin sorunu da bu.’’

- Yani!

‘‘Piyasa ekonomisine geçiş... Karma ekonomiden piyasa ekonomisine tam geçemedik. Ama bu karma ekonomiyi yürütemeyiz.’’

- Bir süre öncesine kadar yürütülüyordu. Şimdi neden tıkandık?

‘‘Dün küçük ekonomiydi. İçe kapalıydık. Kár-zarar o kadar önemsenmiyordu. İsrafa ve zarara dünyanın hiçbir devleti dayanamaz.’’

- Bir şeyler yapmak gerekir değil mi?

‘‘Türkiye, bir yandan yeni kaynaklar bulacak, bir yandan da o kaynaklardan yeni kaynaklar üretecek. Aslında tahkim ile atılan adım bunun içindir. Azalan kaynaklar için.’’

- Ben tahkimden ürküyorum.

Demirel, bu sözüm üzerine tebessüm ederek devam ediyor:

‘‘Türkiye kabuk değiştiriyor. Yani, globalizasyon denilen dünya ile birlikte oturup kalkmak, aynı kulvarda yürümek mecburiyetinde. Kabuk değiştirirken tabii ki karma ekonomiye göre mevcut durumlar bu işi kaldırmıyor. Çatırtı oradan çıkıyor.’’

- Çatırtıyı önleyebilecek miyiz?

‘‘Daha çok serbestleşme lazım. Devletin mutlaka ticaret, sanayi ve bankacılığın içinden çıkarılması lazım.’’

- O zaman da pis kokular geliyor.

‘‘Birtakım yanlış örneklere bakarak özelleştirmede gecikmeye mahal yok. Yeniden bu çarkın dönmeye başlaması lazım.’’

- Çark dönebilecek mi?

‘‘İyi tedbirler alındı. Makul bir süre içinde bunların netice vermesi lazım. Türkiye devlet olarak yatırım yapamaz durumda, bunu kırması lazım.’’

- Buna rağmen her yerde yeni fabrikalar kuruluyor, temel atıyorsunuz ve açılışlar yapıyorsunuz.

‘‘Bu güzel hamleler yarıda kalmamalı. Bak, çok iyi hamleler yakaladı Türkiye. Biri eğitim, ikincisi üniversiteler, üçüncüsü GAP ve enerji projeleri.’’

Pencereden aşağıya bakıyor... Kızılırmak döne dolaşa akıyor:

‘‘Aşağıda Yamula Barajı yapılıyor. Sonra Hirfanlı, Kesikköprü, Kapulukaya... Obruk, Boyabat, Altınkaya, Derbent...’’

Kahkahayı bırakıyor:

‘‘Ondan sonra Karadeniz'e geldik. Dur, desene, Rusya'ya mı gideceğiz.’’

Ufuk turumuz biterken yavaş yavaş Marmara Bölgesi'ne yaklaşıyoruz. Bolu-Bursa arasından Yalova'ya süzülüyoruz.

Ve, işte İstanbul...



Yazarın Tüm Yazıları