Çiller, oyundaki rolüne benzedi

İsmet SOLAK
Haberin Devamı

Merkez sağ yine arayış içinde. Cavit Çağlar'ın, ‘DYP tabelası bitti’ sözleri bunun kanıtı. Bu mesaj geniş yankı yarattı. DTP, DYP, hatta bazı ANAP'lılar, ‘‘Ne demek istedi? Yeni parti mi? Kararlı mı?’’ diye soruyor.

Bu konuşma, Baba'nın Bursa ziyaretine denk geldiği için daha da çok ilgi çekti. Özel bir mesaj mı? Yoksa düğmeye mi basıldı? Bu soruları yorumsuz Çağlar'a aktardım, duraksamadan yanıt verdi:

‘‘Demek istediğim belli. Sonucu şu: DYP'deki insanlar silkinecekler. O tabelada artık Kırat yok, O hanımın tabelası oldu. DYP'liler silkinecekler, 'Çek git artık, başımızı öne düşürdün sen, yere baktırdın' diyecekler. DYP tabelası kadın olursa, kıratı söküp alırız biz. Bu böyle bilinsin.’’

Çağlar'a destek çok. Eleştirenler de oluyor. Ortak görüş ise, Çiller'in tüm değerleri yokettiği noktasında birleşiyor.

Turizm Bakanı İbrahim Gürdal da, bu doğrultuda bir değerlendirme yapıyor:

‘‘DYP kırat amblemli, geçmişine bağlı parti idi. Haziran 1993'ten sonra kırat yerine eşarp ve parmak geldi. Başka partide eşarp ve parmak var mı? Ortakta var; yukarı dönük başparmak. Tansu Hanım ileri gidiyor ve ipin ucu kaçıyor. Oturduğu koltuğun asli sahibine hakaretlerle DYP'yi bitirdi.’’

Bazıları, Çiller'in yeni sığınağı Nahit Menteşe'ye kızarak, ‘‘35 yıl Baba'nın dizi dibindeydi, şimdi Tansu'dan kopmuyor' diyor. ANAP'lı Ahmet Neidim, iğneli fıçı gibi. Hem nalına çakıyor, hem mıhına:

KIZMAYIN ABLAMA

‘‘Kızmayın ablama. Milli tarihimize ve coğrafyamıza yabancıdır. Milli değerlerimizi de bilmez. Nahit abimi de üzmeyin. Ablamın yanında söyleneni aynı anda ölçüp değerlendiremez. Ama bakarken iyi gülümser.’’

DTP lideri Cindoruk, siyasi omuriliği tarif ediyor:

‘‘Liderlerin gücü, kalitesi ve kalibresi muhalefette belli olur. İktidar gücü seni taşır, bir yere götürür. Muhalefette iken koruyucu güçler kalkar; liderin politik dokusu da, birikimi ve yeteneği de ortaya çıkar.’’

'Memleket Hikayeleri' oyunu Çiller sahnesi ile başlıyor. Haluk Işık'ın bazı illerde yasaklanan oyununda perde şöyle açılıyor:

- Bir masa... Daktilonun başında bir yazar, peşpeşe sigara yakar. Bir nefes çekip söndürür, tekrar yakar. Yazdığını beğenmez, kağıdı çekip buruşturur. Çöp kutusu dolup taşar. Birden odaya polisler dolar:

SİZİ İPTAL EDİYORUM

- Teslim ol. Ellerini duvara yapıştır. Diğer militanlar nerede?

Polis sanki gizli bir örgütü basmıştır. Yazar, şaşkın bakar. Olup bitene anlam veremez. Bir polis daktiloya eğilip kağıdı okur:

- Memleket Hikayeleri. Amirim bu gizli bildiri değil be.

Amiri sinirlenir, ‘‘saklamıştır kerata’’ der. O sırada üstten pararüşütle Çiller sahneye iner: ‘‘Oh my god. Duymuşuzdur ki, memleketten bahseden bir tiyatro plair yazılıyormuş.’’ Yazar, ‘‘Yazmadık ki!’’ diye tersler. Çiller, duymazlıktan gelir:

‘‘..Boris nasıl dans ediyor, Billy nasıl saksafon çalıyorsa, ben de bir tiyatro oynamak isterim. Oh my god... İnteristing olacak inşallah, amen!’’

Yazarın gözleri büyür. Baktıkça şaşakalır ve birden haykırır:

‘‘Siz memleketin tarihine nasıl girdiniz hanımefendi? Neden ve nasıl yer alıyorsunuz benim oyunumda? Sizi iptal ediyorum.’’

Bu sahneye çok gülen seyirciler, oyun bitince birbirlerine sorar:

‘‘Birgün gerçekten iptal edilecek mi? Yoksa rolü sürecek mi?’’

Yazarın Tüm Yazıları