Paylaş
Laik Cumhuriyet'in 75'inci yılını, coşku ve mutlulukla kutluyoruz. Bu coşkuya ne çete kasetleri engel olabilir, ne de kısır siyasi çekişmeler. Bu coşku, Atatürk ve arkadaşlarının yoktan var ettikleri, bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'nin bayrak koşusudur.
24 Ekim'de, başkentte, Çankaya Belediyesi tarafından büyük bir şölen düzenleniyor. Başkentliler, bu kez Hipodrom'da değil, Anıtkabir'in yanındaki Anıtpark'ta, Zülfü Livaneli konseriyle, 75'inci Yılı kutlayacaklar.
Livaneli, Ankara'da son kez halkın huzuruna çıkıyor. Bundan sonra, başkentte konser vermeyecek. Bir anlamda, Livaneli'nin de finali oluyor.
Çankaya Belediye Başkanı Doğan Taşdelen ve Zülfü Livaneli ile dün birlikteydik. Taşdelen, tüm Türkiye'ye şu çağrıyı yaptı:
‘‘Bu Cumhuriyet bizim. Bu laik ve demokratik Cumhuriyeti, kuru kuruya yaşatmak olmaz. Sahip çıkarak, Atatürk ilke ve devrimlerini yaşatarak, bu devrim ilkelerine sıkı sıkıya sarılarak Cumhuriyet'i ayakta tutabiliriz. İlahi gibi İstiklal Marşı okunmaz. İstiklal Marşı'nı gür sesleriyle ve olması gerektiği gibi söylemek isteyenler, Anıtpark'ta kol kola girmeye hazırlansın. Zülfü ile milyonlarca insan, Anıtkabir'e bakarak, ‘Yiğidim aslanım orda yatıyor' diye söyleyelim.’’
* * *
75’inci yıl için eski Genel Kurmay Başkanı Emekli Orgeneral Necip Torumtay ile NTV'de iki program hazırladık. Kişisel yönleriyle asker ve devlet adamı Atatürk'ü anlatıyor. Torumtay Paşa, yıllar önce Amerika'da tüm askeri garnizon ve okullarda 14 seri konferansta bu konuyu işlemişti. Atatürk'ün, ‘‘Cumhuriyet benim en büyük eserimdir’’ sözünün ne kadar derin anlam taşıdığını öyle güzel anlatıyor ki, dinlemeye doyamıyorsunuz.
Torumtay Paşa, bir derya deniz... Hem Atatürk'ü, hem de Cumhuriyet'e hangi engebeli yollardan geçilerek gelindiğini, etkin ve yetkin ağızdan öğreniyorsunuz:
‘‘Samsun, milli mücadelenin başladığı ve yeni Türkiye devletinin; demokratik, laik Türkiye Cumhuriyeti'nin temelinin atıldığı yerdir ve doğal olarak da Büyük Nutkun başlangıç noktası seçilmiştir.’’
Torumtay Paşa, Atatürk'ün 14 yıllık savaş hizmetine ve sonrasına değinerek ‘‘Yüzbaşı olarak Suriye'de başladığı ve Makedonya, Trablusgarp, Balkan Savaşları, Gelibolu, Doğu Anadolu ve yeniden Suriye'de Yıldırım Orduları komutanı olarak son bulan başarılı görevlerinden Gelibolu Savaşı, O'nu Türkiye'ye kazandıran ve dünyaya tanıtan odak noktasıdır’’ diyor.
* * *
Gelibolu... Atatürk'ün yeni kurulan ordusuna ‘‘Size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum’’ diye haykırdığı ve yıldızının parladığı yer. Torumtay Paşa, ‘‘İşte bu savaş Sarıkamış yenilgisinden sonra milli morali sarsılan milletin zaferle moralinin yükseldiği ve kendine geldiği yerdir’’ diye ekliyor.
Laik Cumhuriyetin önemini ve yüceliğini anlamak isteyen her Türk'ün önce Atatürk'ün yaptıklarını, aldığı kararları ve uygulamalarını öğrenmesi gerekir. Yani, Atatürk'ü ve eserini mutlaka öğrenmeli. Torumtay Paşa, 25 Ekim ile 1 Kasım günleri iki Ankara Kulisi'nde işte bunları anlatıyor. Zamanı geldiğinde, tıpkı Atatürk gibi, karar verip, uygulayarak Özal'a macera imkânı tanımayan Torumtay Paşa son bölümde şunları söylüyor:
‘‘Hedefi çağdaş uygarlık olan Atatürk'ün çizdiği yol tek yönlüdür, geriye dönülemez. Çünkü, temeli hayale değil, bilime ve gerçeklere dayanmaktadır. Geçen 75 yıl, bu yolun parlak geleceklere uzandığını kanıtlamaktadır. Türk milleti tek vücuttur ve bölünemez. Çünkü kökeni ve inancı ne olursa olsun, özgürlüğünü, bağımsızlığını ve sahip olduğu egemenliğini, vatanı için döktüğü kanı pahasına elde etmiştir’’.
75'inci yıla işte böyle bakıyoruz.
Paylaş