Paylaş
Orası, Avrupa Uzay Ajansı ESA’nın görev kontrol merkezi. Kontrol ettikleri uzay aracının adı Rosetta.
Taa 90’lı yıllarda tasarımına ve bütçe çalışmalarına başlanan, teorik hesapları defalarca yapılan, sonra uzaya fırlatılan ve 10 yıldan fazla süren yolculuğunda son derece karmaşık bir rota ile buradan milyonlarca kilometre ötede, uzayın ortasında bir kuyrukluyıldız ile buluşan Rosetta.
2014’ün ağustosunda Rosetta, “67P/Churyumov-Gerasimenko” adlı kuyrukluyıldızı uzayın ortasında yakaladığında yaşadığım heyecanı hatırlıyorum. Sonra aynı yılın aralık ayında Rosetta’dan ayrılan Philae adlı aracın kuyrukluyıldızın üzerine inişini izledim yine bu bilgisayardan.
EİNSTEİN’IN DENKLEMLERİ
Düşünsenize, insanlık, Albert Einstein’ın 100 yıl önce yazdığı denklemler ve belki binlerce mühendisin olağanüstü keskinlikteki hesapları sayesinde uzayın ortasında bir taş parçası sayılabilecek olan bir kuyrukluyıldızı yakalamakla kalmadı, onun üzerine bir de minik (bir çamaşır makinesi kadar hemen hemen) bir araç da indirdi.
Philae’nin inişi çok da rahat olmadı; hopladı, zıpladı, düşüşte hasar gördü. Ama yine de indi, bir süre için görüntü de gönderdi kuyrukluyıldızın sathından, bazı zemin incelemeleri de yaptı. Ama düştüğü yer yeterince güneş almıyordu, ESA onu uyuttu, taa ki kuyrukluyıldız yüzünü yeniden güneşe dönene kadar.
67P/Churyumov-Gerasimenko dünyayla veya uzaydaki diğer gezegenlerle, hatta asteroitlerle kıyaslandığında bile küçücük bir şey. Yüzeyi New York’taki meşhur Central Park kadar bir benzetmeye göre. Uzay söz konusu olduğunda 67P/Churyumov-Gerasimenko samanlıktaki iğneden bile daha küçük anlayacağınız.
HAYALİ CİHAN DEĞER
Uçsuz bucaksız uzayda o taş parçasını bulmayı ve onun yüzeyine uzaktan kumandayla bir alet indirmeyi hayal etmek bile, böyle söyleyince kolaymış gibi geliyor ama hiç de kolay değil. Ama böyle hayaller olmadan insanlık bir adım ileri gidemiyor işte.
Hele hele hayal ettiğinizi aradan on yıllar geçtikten sonra gerçekleştirmek, o hayalin gerçek olduğunu görmek inanılmaz bir şey.
Philae enerjisi biriktikçe zaman zaman uyandı, dünyaya yeni yeni bilgiler gönderdi. Rosetta o taş parçasının etrafında dolaşmaya devam etti, o da bilgiler gönderdi, son derece değerli ölçümler yapıldı.
Artık kuyrukluyıldızların nasıl yapılar olduğunu biliyoruz. Onlar, Güneş Sistemi’nin oluşumundan, yani kabaca 5 milyar yıl önceden kalma bazı kalıntılar. Rosetta sayesinde insanlığın öğrendikleri, ileriki yıllarda bize çok yardımcı olacak.
VE SON YOLCULUK
Dün öğlen saatlerinde Rosetta’nın iki minik motoru dünyadan gönderilen komutlarla son kez çalıştı ve araca uzayda itiş gücü verdi. Ama bu kez Rosetta’nın yolculuğu iki yıldır etrafında dolaştığı 67P/Churyumov-Gerasimenko’nun yüzeyine doğruydu. Araç kuyruklu yıldıza düşürülecekti.
Rosetta, 67P/Churyumov-Gerasimenko’a yaklaşırken de bize fotoğraflar göndermeye devam etti, Son fotoğraf, kuyrukluyıldıza sadece 51 metre mesafeden çekildi.
Dün İstanbul’da saatler 14.20’yi gösterirken Rosetta’nın 67P/Churyumov-Gerasimenko’a düşüşü tamamlandı ve böylece aracın 10 yılı uzayda yolculukla, son iki yılı da 67P/Churyumov-Gerasimenko’un etrafında geçen 12 yıllık görevi sona erdi. Artık ondan fotoğraf da gelmeyecek, bilgi de.
Avrupa Uzay Ajansı bu inanılmaz macerayı bize, bütün insanlığa yaşattı. Adını, sonunda eski Mısır uygarlığının hiyerogliflerinin çözülmesini sağlayan taştan alan Rosetta’ya hepimiz kocaman bir teşekkür borçluyuz.
Paylaş