Paylaş
Genel tanımıyla 6 ilçeyi içeren havzaya tarımsal etki alanı bakımından Menderes, Torbalı ve hatta Selçuk ilçelerini de eklemek mümkün. Havzanın gerçekten büyük bir tarımsal potansiyeli var. Uzmanlar, bu yönüyle Küçük Menderes Havzası’nın dünyanın en önemli tarımsal üretim merkezlerinden biri olduğunun altını çiziyor. Ürün çeşitliliği bakımından ne yok ki diyebilirsiniz, çünkü her şey yetiştirilebiliyor! Ancak havza son yıllarda yeni tartışmaların da merkezi olmaya başladı. Bölgeyi iyi bilen tarım uzmanları, “Böyle gelmiş, böyle gitmez” diyor. Neden mi? Çünkü artık alarm çanları çalıyor! Bir yandan tarımsal ürün deseni, diğer yandan da kuraklık ve su kaynaklarında ortaya çıkan sorunlar tehlike sinyalleri veriyor.
GÜNDEM ÜRÜN DESENİ
Bu çerçevede şimdi sizlere bir haberim var. Bölgedeki tarım ve gıda sektörü bakımından büyük risk taşıyan söz konusu durumun farkındalığı içinde olan İzmir Tarım Grubu (İTG), bugün Ödemiş’te stratejik bir etkinlik düzenliyor. Ödemiş Belediyesi ile birlikte düzenlenecek etkinlik iki oturumdan oluşuyor. “Küçük Menderes Havzasında Tarım ve Suyun Geleceği” başlıklı panelde önemli konuşmacılar yer alacak. Ancak burada beklenen sonuç şu: Havzanın ürün deseni tartışmaya açılacak, sulama sorunlarıyla birlikte kuraklığın bölge tarımı üzerinde nasıl bir etki yaratacağı hususu ele alınacak. Hemen somut bir örnek vereyim. Türkiye’de en fazla süt Ödemiş’te ve dolayısıyla Küçük Menderes Havzası’nda üretiliyor. Peki, bu sürdürülebilir bir durum mu? Silajlık mısır üretiminde son yıllarda görülen büyük artış, bölgenin su kaynaklarına ne ölçüde zarar veriyor? Bu soruları daha da çoğaltabiliriz.
ÇÖZÜMÜ DE KONUŞALIM
İzmir Tarım Grubu (İTG), kendi içinde Dr. Hüseyin Akdemir, Ferdan Çiftçi, Ahmet Tomar, Bülent Oray, İsmail Uğural ve İrfan Akça’dan oluşan bir çalışma grubu kurarak panel hazırlıklarına başladı. Ödemiş Belediye Başkanı Mehmet Eriş’in de büyük destekleriyle etkinliğin ciddi ilgi görmesi bekleniyor. Çünkü iki oturumlu panelde yeni şeyler söylenecek ve radikal söylemler dile getirilecek. Diliyorum ki bölge çiftçisi de kendi açısından hayati önem taşıyan sorunların gerek bugün, gerekse yarın için hangi sonuçlara yol açabileceğini görme ve anlama imkanı bulur. Sorun büyük, bunu iyi görmeliyiz.
***
Ömer
Tömek’e
saygı
Türkiye’de modern hayvancılığın kurucularından biridir ziraat mühendisi ve zooteknist Doç. Dr. Ömer Tömek... Geçen yıl aramızdan ayrılan bu babacan tavırlı, samimi ve dost adam gitti, ama giderken de arkasında derin izler bıraktı. Bilgi, deneyim ve teknoloji, onun meslek ve iş hayatına yön veren başlıca unsurlar oldu. Ar-Ge, yani araştırma ve geliştirme çalışmalarına büyük önem veren vizyoner kişiliğiyle bir yandan temelini attığı Te-Ta Teknik Tarım adlı firmasının büyümesini sağlarken, diğer yandan da ülke hayvancılığında birçok yeniliğin rehberliğini yaptı. Ömer Tömek’i saygı ile anıyoruz.
***
Kooperatifçiliğin
simge ismi
Selçuk Bilgi’yi iyi tanıyalım. Son 50 yıl içinde Ödemiş’in Bademli Beldesi, özellikle meyve fidancılığında Türkiye’de bir merkez haline gelmişse, en büyük pay bu vizyoner kooperatifçiye aittir. Yaklaşık 30 yıldır tanırım kendisini. Çalışkan ve üretken bir kişidir. Hem projeci hem de kooperatifçiliğin ruhuna uygun hareket eden bir kimliğe sahiptir. Paylaşımcıdır, sürekli olarak adından söz edilmesini istemez. O yüzden uzun yıllar içinde, “Bademli Fidancılık Tarımsal Kalkınma Kooperatifi” ismi Selçuk Bilgi’nin önüne geçmiştir, zaten doğrusu da budur. Hemen geçtiğimiz günlerde güzel bir gelişme oldu. Değerli dostumuz gazeteci Reşat Yörük, “Bir Hayalin Peşinden; SELÇUK BEY” adıyla yayınladığı eserde, milli kooperatifçiliğin bu simge kişisinin hayatını ve hikayesini yazdı. Teşekkürler sevgili Reşat... Daha nice başarılarla dolu uzun bir ömür diliyorum Selçuk abi...
Paylaş