ŞEREF tribününde oturan Beşiktaş Kulübü Başkanı Yıldırım Demirören’in yüzüne yabancı bir cisim atıldı. Yerimden hopladım. Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Antalya Valisi Alaaddin Yüksel’in yanında tribün terörü hortluyorsa vay Türk futbolunun haline...
Gelecek hiç de iyi değil. "Fair-Play" deniliyor, "yöneticiler konuşmasın" deniliyor ama yapacaklarını sessizce sürdürüyorlar. Demirören’e atılan yabancı madde, Türk futboluna atılmıştır.
İkinci yarıda atılan iki golü Beşiktaş mı attı? Yoksa "dar" düşünen Jarabinski mi yarattı? Sende kalan topun sana hiçbir zararı olmaz. Ancak bunu düşünemeyen Çek teknik direktör, ikinci yarıda 2-0 galip olan takımını komple savunmaya çekti ve topla oynama şansını yüzde 80 Beşiktaş’a bıraktı.
Eğer Antalyaspor ilk yarıdaki gibi oynasaydı, Beşiktaş’ın bu maçı kazanma ihtimali yoktu. Beşiktaş 75’inci dakikaya kadar sahada kayıptı.
Geçen yıl olduğu gibi savunma yine açıklar verdi. İlk yarıda 9 kez gelen Antalyaspor, yan toplardan golleri buldu. Ayrıca Beşiktaş ceza sahası içinde seken top sayısı 11. Tabi ki, bu kadar açık veren savunma zaafıyla iki tane gol yersin. Beşiktaş ilk yarıda daha fazla gol yemediyse bu siyah beyazlı takımın şansı, Antalyaspor’un şanssızlığı idi.
Hava sıcak ve nemli olabilir. Nem oranı yüzde 90 olabilir ancak Beşiktaş eğer büyük takımsa, ki büyük takım, böyle bir mazereti olamaz. Bu tür iklimde eğer böyle bir deplasmana gidiyorsan bireysel olarak 72 saatten önce gitmek zorundasın. Bunu bilmeyen teknik adamın ve menajerin ya yetkisi, ya da tecrübesi yoktur.
Büyük oyuncu alınmalı
Başkan Yıldırım Demirören ve yönetimi geçmiş yıllardaki gibi teknik adamların esirleri olmuşlar. Topa vursun yeter. Hemen transfer ediliyor. İngilizlerin ünlü kulübü Chelsea’nin adı duyulmamış genç ve ileriye yönelik oyuncu yerine Deco’yu almasının ardındaki gerçeği herkes bilmeli. 4-5 oyuncu yerine bir tane sağlam adam alınmalıydı. Takım geçen yıldan farksız. Büyük takımda oynamadan gönderilen ya da kulübede oturan değil büyük oyuncular transfer edilmeli.