İSTANBUL bu yıl büyük gurur duyduğumuz çok sayıda uluslararası etkinliklere ev sahipliği yaptı. Kuşkusuz en renklisi, Formula 1’di.
Ekonomiyi ve iş dünyasını yakından ilgilendiren toplantılar da çok yakından izlendi. Fakat her nedense geçtiğimiz hafta yapılan ‘Birinci Global Uluslararası Araştırmalar Konferansı’ aynı derecede yankı bulamadı.
Akademik toplantılar, kuşkusuz spor müsabakaları veya dünyanın şöhretli zenginlerinin ve işadamlarının bir araya gelmesi kadar heyecan verici değil; fakat Türk akademyasının başarılarını da göz ardı etmemek gerekir.
* * *
Sözünü ettiğim konferans, uluslararası ilişkiler dalında Türkiye’nin en önde gelen isimlerinden Prof. Dr. İlter Turan başkanlığındaki Siyasi İlimler Türk Derneği’nin öncülüğünde, çeşitli ülkelerde bu alanda çalışan 20 kadar kuruluşu dünyada ilk kez bir araya getirdi.
800’den fazla bilim adamının katıldığı konferansta Türkiye’nin yanı sıra ABD, Avrupa, Rusya, Çin, Latin Amerika, Orta ve Uzakdoğu’nun en seçkin uzmanları ve genç araştırmacıları, ‘Uluslararası Araştırmalarda Farklı Yaklaşımlar ve Gündemler’ teması etrafında tam 294 panel gerçekleştirdiler.
Teorik tartışmaların yanı sıra güvenlik, küreselleşme, insan hakları, çevre, kalkınma, terörizm ve Kıbrıs dahil çeşitli bölgesel konuların işlendiği toplantının şeref konukları Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ve 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel idi.
Gül, yeni uluslararası sistemde Türk dış politikası konusunda kapsamlı bir tahlil yaparken Demirel ‘başarısız devletler’le ilgili açık oturumda görüşlerini ve askeri müdahalelerle ilgili deneyimlerini kıvrak ve renkli bir üslupla anlattı.
* * *
Diğer uluslararası etkinliklerde olduğu gibi bu sefer de, çoğu İstanbul’a ilk defa gelen ve kendi toplumlarında nüfuz sahibi yüzlerce katılımcı, profesyonel organizasyon alanında Türkiye’nin ne derece ileri gittiğini görmek fırsatını buldular.
Konferansa en üst düzey devlet adamlarımızın katılması, Türk devletinin artık bilime önem vermeye başladığının bir işareti olarak algılanabilir. Toplantı boyunca gönüllü üniversite öğrencileri de konukları, kendi dillerinde bilgilendirme ve her türlü sorunlarına anında pratik çözümler getirmede çok takdir toplayan bir performans gösterdiler.
Dünya Uluslararası Araştırmalar Komitesi Başkanı Prof. John Groom’un 9. Cumhurbaşkanı Demirel’e yaptığı teşekkür konuşmasında, ‘Hayranlıkla izlediğimiz Türk gençleriyle ne kadar iftihar etseniz azdır’ demesi bu takdirin bir ifadesiydi.
Bunların yanı sıra konferans, bilimsel gelişmenin en önemli yönlerinden birini oluşturan ‘ağ kurma’ işlevini de yerine getirerek dünyanın dört bir yanından gelen akademisyenlere kurumlararası ve bireysel işbirliği yoluyla ortak projelerde çalışma imkánlarını tartışma olanağını verdi. Yeni araştırmaların, yeni yayınların ve gelecek konferansların temeli atıldı.
* * *
Eğer uluslararası çapta başarıların devamını istiyorsak önemli bir engeli aşmamız gerekiyor. Şimdiye kadar, özellikle akademik alanda uluslararası toplantıların gerçekleştirilmesi çok zahmetli yollardan sağlanan bireysel cömertliklere bağlı kalmıştır.
Bütün katkıları devletten beklemek de mümkün değil. Akademik ve bilimsel işbirliğini teşvik etmek, şüphesiz Türk iş dünyasının da yararınadır.
Bu bağlamda bir kurumsallaşma ve belirli kriterlere dayalı bir mekanizmanın oluşturulması son derece faydalı olacak ve Türkiye’nin uluslararası akademik ve bilimsel işbirliğinde daha büyük hamleler yapmasını sağlayacaktır.