PaylaÅŸ
Süper Lig'in 27. haftası da geçti. Şehirlerde kar yoktu, buzlu zemin de azdı, goller yağmur oldu aktı.
Maçlarda bazı kaleciler yumurtladı, bazıları ise takımını kurtardı. Bazı oyuncular, gol atmaktan bıkmadılar, bazıları ise atamamaktan.
Yukarılarda "Aman ilk 4'e gireyim" mücadelesi yaşanırken, 11'inci sırada yer alan takıma kadar da "Bu hafta puan alamassam, sonum hiç iyi olmaz" savaşı var...
Renkli olmaktan hiç vazgeçmeyen, renksizliklerini sürdüren futbolcular da yarışıyoe. Şimdi son duruma bakalım;
Â
RENKLÄ°LER
Emre Belezoğlu (Fenerbahçe): Takımını adeta ipten aldı. Fenerbahçe'nin orta alanın çalıştıran makine dairesi olduğunu gösterdi. Bir de saha içi isyanlarını azaltsa ne güzel olacak.
Â
Manuel Fernandes (Beşiktaş): Sahada sanki sırtında bir oksijen tüpü varmış gibi her yere ilaç saçıyor. Bunun dışında gol atma sevdası da üst sınırda, zaman zaman sinirleniyor, zararı da kendine. Son gördüğü kart ndeniyle Galatasaray maçında yok. Derbide Beşiktaş, bunu hissedecek. Çünkü pistonun vidası çıkmış durumda.
Tita (Antalyaspor): Antalyaspor'u her hafta ayakta tutan oyuncu, bu hafta da iki gol atarak iÅŸi bitirdi.
Muhammet Demir (Gaziantepspor): Antepspor, zoru başardı ve çok iyi başlamadığı Orduspor karşısında Muhammet'le güldü. Karşılaşmada "Biz hala ayaktayız" dedirten oyuncu oldu.
Özden Öngün (Gaziantepspor): Orduspor'un kazandığı penaltıda Culio'nun topu nereye atacağını resmen bildi. Parmakları ile topu direğe çarptırıp, ağlara gitmesini önledi. Arkadaşlarını da adeta "uyanın artık" mesajını verdi.
Shelton (Karabükspor): Bu aralar esen rüzgarın bir başka veryasyonu var; Shelton. Rakip defansın sağ kanadını adeta çökertiyor. Eskişehirspor maçında atılan iki galibiyet golünün de mimarıydı.
Mehmet Yıldız (Karabükspor): Bir santrafor her zaman kanat oyuncusunun iyi olmasını ister, işte Shelton gibi biri varsa gol yolları açıktır. Mehmet Yıldız da böyle bir arkadaşı olduğu için golleri attı, hem de hiç yorulmadan.
Nordin Amrabat (Kayserispor): Kıvraklığı, savaşması, vuruşları... İşte bugünün futbolcusu. "Bu top benim ben istediğimi yaparım" diyerek, adeta topla dans ediyor. Yalnız gücü de bir yere kadar, arkadaşları kendisine uymuyor.
Hugo Almeida (Beşiktaş): Bir santrafor için atılan 8 gol az, hele Beşiktaş gibi bir takımda oynuyorsan. Bir hafta iki gol atıp diğer haftaları boş geçmek Almeida'ya yakışmıyor. Fizik dersen var, kafa toplarına hakim, sol ayağını da iyi kullanıyor. Geriye ne kalıyor, daha fazla gol atmak.
Burak Yılmaz (Trabzonspor): İsmini değiştirip 'Bay GOL' desek, daha iyi olacak. Atması zor golleri atıyor. Biraz da saha içinde kendine hakim olup yersiz kartlar görmese performansı daha da artacak.
Â
Fırat Aydınus: Son haftalarda verdiği kararlarla doğru yolda ilerliyor. Hata yapmamak için oyunu çok iyi takibe alıyor. Gaziantepspor-Orduspor maçında verdiği penaltı kararı ve diğer kararlarıyla topun daha fazla oyunda kalmasını istediğini gösterdi.
Â
RENKSÄ°ZLER
Â
Emmanuel Culio (Orduspor): Geçtiğimiz hafta Galatasaray'a dönüş haberleri çıkınca, istemeden kendisini yavaşlatmaya başladı. Kanatta kazandığı topların bir çoğunu isabetli kullanamadı, kendisinin değil de Stancu'nun atması emrini hiçe sayıp penaltıyı kullanması, ileride çok aranacak puanın Gaziantep'te bırakılmasına neden oldu.
Cenk Gönen (Beşiktaş): Yenmeyecek golleri yiyor, saç baş yolduruyor. Koltuk altından yediği gol, arkadaşlarını çileden çıkardı. Ancak buna rağmen maçı almasını bildiler.
Â
Ramazan (Genclerbirliği): Tecrübeli kaleci havasında, daha yolun başında aslında. Top gerek rakip alanda, gerekse kendi alanlarında olduğu sırada oyunu okuma sanatı yok. Bunun dışında cesur gibi duruyor, ama daha bunları yapacak kaleci olmadığını bilmesi gerekir.
Â
Aykut Demir (Genclerbirliği): Fiziği iyi, hırslı, savaşçı. Ancak dağınık olduğu zaman takımına zarar veriyor. Yapılan ortalarda rakibi kontrol edeceğine önce topun nereye gittiği takip ediyor. İşte bu noktada yanlış yapıyor ve hata yapınca da olanlar oluyor.
Â
Mustafa Yumlu (Trabzonspor): Boylu poslu ve endamlı. Ne zaman neyi yapacağı konusunda geç kalıyor. Gol atınca kendisini bir yerde sanıyor, öncelikle görevi defans. Sahaya geniÅŸ açıyla bakmasını bilmiyor. Hata yapıyor ve yenilen gollerde baÅŸ sorumlu oluyor. Â
Can Arat (İstanbul Belediye): Defansta top kazandığı zaman oyunu yönlendirmesi gerekirken, 30-35 metreden kalecisiyle oynama ısrarında. Kendisinme güvenmediği için bu zaafı da takımının oyun kurmasını geciktiriyior.
PaylaÅŸ