Paylaş
Oysa ki yapmamız gerekenler sadece şunlardı;
Akıcı bir futbol oynamaya çabalamak. Rahat hareket etmek.
Teknik mükemmelliğimizi ilk andan itibaren sahaya yansıtmak.
Yaratıcılığı kullanıp, gol pozisyonları üretebilmek.
Kazanma duygusu
DÜN hem bu söylediklerim eksikti hem de kazanma duygumuz... Maçın ilk bölümünde çabuk hareketlerimiz bir anda ‘telaşa’ döndü. Kaleye gitmek istedik, bunu başaramayınca moral açısından tükendik. Hayal gücü ile tekniğini birleştiremeyen bir Burak vardı sahada... Öyle bir gol yedik ki, Volkan’ın normalde yemeyeceği türden...
Anlamadığım başka bir nokta ise, nasıl bu kadar erken teslim olabildiğimiz... Bazen hem kendimizi hem de futbolcularımızı kandırıyoruz. Her futbolcu kendisini dev aynasında görüyor. Aristo’nun “Hiç bir insan ada değildir” sözü futbolumuzu yönetenlere gelebilir. Çünkü onlar herkesi büyütüp, büyük olmayanları da araya kaynatıp büyük gösteriyor.
Bu kez olmadı ama
GELDİKLERİ yeri bilmeyen kişiler, isim yaptıkça “Dünyanın merkezindeyim” diyor, “Ben yoksam, takım da yok” diyenler çoğunlukta... Hücum ediyorsun ama nereye? Koca maçta şut atıyor musun bir tane? “Sonra da takım çok iyi futbol oynadı” demek yakışıyor mu size?
Ben onu bunu bilmem arkadaş... Hedefe gitmiyorsan bir şey yapamazsın. Ne için sahaya çıktık? Başarmak için. Olmadı. Sadece rahmetli Yıldırım Gürses’in şarkısı aklıma geldi; Elveda bütün hatıralar... Bundan sonra sadece gelecek yıllara bakmakla yetiniriz...
MAÇIN İYİSİ
Hollanda Milli Takımı’nın tamamı.
MAÇIN KÖTÜSÜ
Hücum hattımız çok etkisizdi.
HAKEM: Bazı hatalı kararlar verse de genel manada iyiydi.
Paylaş