Paylaş
Haftalardır bu konseri sayıklıyordum. Tüm arkadaşlarıma bilet almaları için duyurularda bulundum, hatta ek bilet satışı çıktığında almayan varsa tekrar tekrar hatırlatmalar yaptım. Bunun en büyük sebebi de tarihi bir olaya tanıklık edeceğimizi en başından beri tahmin ediyordum. Ve gerçekten de öyle oldu!
İstanbul’da çok uzun zamandır stadyum konseri olmadığı için böyle dev bir etkinliğin olduğu gün hayatın nasıl etkilendiğini unutmuşum. Beşiktaş semaları konser günü o kadar tatlı bir kalabalıkla doluydu ki, yoldan birisini çevirsem birlikte bir mor ve ötesi şarkısını oracıkta söyleyebilirdik. Stadyuma yakın tüm mekanlar konser katılımcılarıyla dolup taştı. Ben saha içi bileti aldığım için ve ayakta çok duracağımı önceki stadyum konserlerinden deneyimlediğimden stadyuma biraz daha geç gitmek istedim. Çok istesem de The Ringo Jets’in nefis performansını maalesef kaçırdım. Temmuz’da Maneskin konserinde bu kaybımın telafisini yapacağım.
Stadyum yoluna koyulup Dolmabahçe civarına geldiğimizde kaldırımdaki kuyruğun stadyuma girmek için sıraya girmiş insanların sırası olduğunu gördüğümde bir anlığına büyük bir panik yaşadım. Konsere 1.5 saat kala bu kuyruk nasıl eriyecek de saha içine girip, kendimize uygun yeri bularak konsere kendimizi bırakacağız diye hafif bir endişe rüzgarının üzerimden geçtiğini söylemeliyim. Ama 20-25 dakika gibi bir zaman diliminde kendimizi saha içinde 10binlerin arasında bulduk. Hiç tanımadığım binlerce kişiyle mor ve ötesi’nin bu tarihi konserine geri saymak, o anın heyecanıyla çimler üzerinde sahneye doğru en uygun açıda konumlanmak tarifsiz heyecanlardı.
Bugüne kadar çok mor ve ötesi konseri izledim. Hatta geçmişte ODTÜ stadyumunda da izlediğim bir konserleri de vardı ama İnönü Stadyumu’ndaki konser hepsinden başka bir büyüklükteydi. Konserlerin ilk şarkısı öyle etkili bir başlangıç ki, gecenin gidişatını o ilk kıvılcım şekillendiriyor neredeyse. İlk şarkının ‘Uyan’ olması beni ilk anda darmadağan etti. Hangi mor ve ötesi şarkısını en çok seviyorsun deseler ilk üç içinde mutlaka ‘Uyan’ cevabını veririm. Önceki konserlerinden hatırladığım kadarıyla da ‘Uyan’ konserin daha sonlarına yakın, enerjinin yükseldiği noktalarda çalınan bir şarkıydı. Konsere ‘Uyan’ ile başlamaları bu gecenin gerçekten tarihi bir performans olacağını daha ilk dakikadan bana işledi. Konser repertuarına yeni ‘Sirenler’ albümünden ‘Forsa’, ‘Dünyaya Bedel’, ‘Canavar’, ‘Adamın Dibi’ ve ‘İstiklal’in eklenmesine çok mutlu olduğumu söylemeliyim. Performansta sıranın ‘Cambaz’ ve ‘Bir Derdim Var’a geldiği anlar 30bin kişilik bu dev müzik korosunun yaşadığı nadide anlardı. Harun Tekin, Kerem Kabadayı, Burak Güven ve Kerem Özyeğen’in konser boyunca birbiriyle olan müthiş uyumu bir yana, gruba bazı şarkılarda katılan koro ve Beyhan Murphy’nin modern dans topluluğu konserin ince detaylarındandı.
Konserin her anı kadar sonu ve bis bölümü de en başından beri çok merak ettiğim kısımlarındandı. ‘23’ ile sahneye geri dönenen grup, sırasıyla ‘Hazinende’, ‘Daha Mutlu Olamam’, ‘Tamiri Mümkün Kalbinin’ ve en son olarak da ‘Park’ı çaldı. Yaklaşık 3 saatlik performansın sonunda mor ve ötesi, İnönü Stadyumu’nda 29 şarkıyla unutamayacağım bir anıyı hafızama işledi. Tek içinde kalan şarkı ‘Yardım Et’ oldu, onu da bu kalabalıkla bu özel gecede duymak çok isterdim, belki bir sonrakine kısmet olur diyerek evrene şimdiden mesaj gönderiyorum.
Her etkinlikte, hele ki böylesine büyük işlerde mutlaka teknik aksaklıklar olur. O sebeple yapılan hafta boyunca konser hakkında yapılan eleştirilere daha olumlu bir taraftan bakmak istiyorum ve hatta bundan sonraki konserlere de pozitif yönde bir ışık tutacağını düşünüyorum. Böylesine büyük bir organizasyonu, sponsorsuz ve sadece bilet satışına dayanarak yapmak, 30bin insanı stadyumda toplayabilemek, müzik adına, pandeminin etkilerini üzerimizden atmak adına ve geleceğe daha büyük bir umut beslemek için harika bir sebep olduğunu düşünüyorum. İyi ki mor ve ötesi var, iyi ki İnönü’de buluştuk!
Paylaş