Meze edemezsiniz!

Altınordu’yu bir futbol fabrikası haline getirsen de...

Cengiz Ünder, Çağlar Söyüncü, Barış Alıcı, Berke Özer, Erce Kardeşler gibi değerleri Türk futboluna armağan etsen de...

Yarının yıldızları Ravil’i, Burak’ı daha lise yaşlarında vitrine çıkarsan da...

Türkiye liglerinin en istikrarlı hocası olsan da...

Yetmiyor!

Adının gazetelerin manşetlerini süslemesi için illa bir Fenerbahçe bağlantısı (Galatasaray veya Beşiktaş da tabii) gerekiyor!

Buraya kadar olan bölüm ‘garip’ ama sorun değil. Dünyanın her yerinde ‘popülerin’ peşinden koşar medya.

***

Eroğlu da ismi Fenerbahçe’nin teknik direktör adayları arasında geçince bir anda popüler hale geldi. Türk futbolunun bu büyük beyefendisi, geçtiğimiz haftalarda Hürriyet Gazetesi’nden Süleyman Arat’a verdiği röportajda kendisiyle ilgili soruları yanıtladı. Gençleri kazanmak için öncelikle güvenmek gerektiğinden, Korona krizinin ardından Türk futbolunda Altınordu gibi altyapıya yönelen kulüp sayısının artacağından, şampiyonluk mücadelesi veren takımların da gençleri sahneye sürebileceğinden söz etti, Ozan Kabak örneği verdi. Futbol fotoğrafına ‘geniş açıdan’ bakmak isteyenler için ufuk açıcıydı sözleri.

***

Fakat Hüseyin Eroğlu ya da Altay Teknik Direktörü Yalçın Koşukavak gibi isimleri Fenerbahçesi’ne yakıştıramayanlar da (!) olacaktı tabi!

Buna da bir sözüm yok.

Eleştiri hayatın özüdür... Özeleştirinin bıraktığı tortu, özgelişimin temelidir... Elbette ki herkes herkesi, her şeyi beğenmek zorunda değil. Eroğlu’nun, Koşukavak’ın hatta Erol Bulut’un Fenerbahçe için doğru seçenek olmadığını düşünebilirsin...

Bu en doğal hakkındır.

Gelgelelim eleştirinin ‘kalitesini’ belirleyen de üsluptur...

Sen eleştirini “Bu isimleri kim düşünüyor? Fenerbahçe anaokulu mu? Altınordu’da yatılı çocukları çalıştırmaya benzemez bu iş! Hüseyin Eroğlu, anaokul talebesi mi yetiştirecek? Yalçın Koşukavak ile birlikte ancak Fenerbahçe Koleji’ne beden eğitimi hocası olurlar” üslubuyla dile getirirsen...

Onun adına eleştiri değil düpedüz terbiyesizlik denir.

Siz kahvehane sohbetini mumla aratan programlarınıza... Kahve höpürdeterek amigoluk görevinizi ifa etmeye... Sırtınızdaki formalarla çıktığınız programlarda ‘spor yazarlığının’ içini boşaltmaya devam edebilirsiniz!

Ancak...

Eroğlu da, Koşukavak da bu tür sığlıkların mezesi olacak adamlar değildir!

Nokta.