Paylaş
Dün itibarıyla “terörsüz Türkiye” için önemli bir adım atıldı. Abdullah Öcalan’ın bir süredir çalışılan açıklamasının kamuoyuyla paylaşılmasıyla birlikte gözler terör örgütünün bileşenlerine döndü. Bu köşenin okurları devletin sürece yaklaşımını ve bundan sonraki olası gelişmeleri dünkü yazımızda detaylı bir şekilde okuma imkânı bulmuştu. Bu satırlar yazıldığı sırada ise Öcalan’ın açıklamasının üzerinden yaklaşık 24 saat geçmiş oldu. Belli açılardan tablo netleşirken, belli açılardan ise hâlâ ihtimaller üzerinden giden bir hikâye söz konusu. Son 24 saatte yaşananlar üzerinden Ankara’nın bakış açısını şöyle aktarabiliriz:
- Abdullah Öcalan’ın fotoğrafıyla birlikte paylaşılan açıklamasında hedef PKK ve KCK, PYD, YPG ve Avrupa yapılanması idi.
- Bu terör örgütü oluşumlarının açıklamaya vereceği yanıtlar bekleniyor.
- Her türlü ihtimal değerlendirilirken, silah bırakmayanla mücadelenin süreceğinin altı çiziliyor.
- Yeni dönem terör örgütü için “Silahı bırak, onurlu yaşa” çıkışı olarak ifade ediliyor.
KONGRE VE FESİH
- Daha önce de terörün bitirilmesi için iyi niyetli girişimler olmuştu. Ancak FETÖ, Suriye’deki gelişmeler gibi nedenlerle bu girişimlerden sonuç alınamamıştı.
- Bu kez daha önceki süreçlerin tekrarlanmaması için bazı yeni mekanizmalar devreye alınacak.
- Bunların başında da silahların bırakılması süreci olacak.
- Öcalan’ın çağrısına terör örgütü olumlu yanıt verirse, kongreyi toplayıp kendini lağvetmesi gerekecek.
- Ancak bu lağvetmenin sözde kalmaması için silahlara yönelik bir mekanizma devreye alınacak. Bu silahlar kayıt altına alınacak, menşei, seri numarası gibi özellikleri işlenecek. Böylece gerçek anlamda bir lağvetme süreci uygulanabilecek.
- Hem Irak hem de Suriye’de silahların bırakılması ve kayıt altına alınmasını kontrol edecek ayrı ayrı yapılar kurulacak. Bu yapılarda Türk ve yerel yetkililer birlikte görev alacak.
- Devlet gerekli gördüğü demokratikleşme adımlarını da ancak bu lağvetme süreci başarıyla tamamlanırsa gündemine alacak.
GÜNDEMDE AF YOK
Gelelim bu süreçle ilgili ortaya atılan iddialara ve bu iddialara yönelik Ankara’nın bakış açısına:
- Çağrının ardından terör örgütünün bu süreci suiistimal edebileceğine ilişkin uyarılar yapılıyor. Burada şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: Devlet tüm riskleri bilerek, son kez, bölgenin istikrarı için önemli bir girişimde bulundu. Bu girişimin tüm ihtimalleri de değerlendirmeye alındı.
- Sürecin kolay olmayacağı biliniyor. Ancak bölgedeki gelişmeler, konjonktür değerlendirilerek böyle bir adım atılması gerekiyordu ve atıldı.
- Hem Kandil’in hem Irak kanadının hem de Suriye kanadının çağrıya dürüstçe evet demeyebileceğini belirten kaynaklar “itaat ettik” mesajı verip ardından zamana yayarak provokasyonlarla sürecin baltanabileceği ihtimalini de dikkate alıyor.
- Böyle bir durumda hem Irak hem de Suriye’de terörle mücadele tavizsiz devam ettirilecek.
- Devletin gündeminde hiçbir koşulda af yok.
- “Af yok” cümlesini biraz açmak gerekirse, KCK yapılanmasındaki yönetici kadro hiçbir koşulda Türkiye’ye gelemeyecek.
- Yönetici kadro için birinci seçenek üçüncü ülkelerde yaşamaları. Burada daha önce örgütle ilişkisi olmayan ülkeler öne çıkıyor.
- İkinci seçenek ise Irak ve Suriye’nin kabul etmesi durumunda o ülkelerde kalmaları.
- Türk vatandaşları olan örgüt üyelerinin ise silahlı eyleme girmemeleri koşulu ve ispatıyla topluma kazandırılması planlanıyor.
YPG İÇİN EN İYİ SEÇENEK SURİYE’YE ENTEGRE OLMAK
- Suriye’deki YPG yapılanmasının önünde iki seçenek bulunuyor.
- Birinci seçenek Suriye devletiyle uzlaşarak, Suriye’deki yeni devlet yapılanmasına dahil olmak.
- İkincisi ise terör eylemlerine devam etmek. Ancak YPG böyle bir seçeneği tercih ederse, kendisi için hayli zorlu bir süreç başlayacak.
- Çünkü YPG’nin kontrol ettiği alanlarda Arap nüfus yoğunluğu fazla.
- Yeni Suriye Ordusu, Suriye Milli Ordusu ve bu iki güce Türkiye Cumhuriyeti’nin terörü kaynağında kurutma politikası çerçevesinde vereceği destek de hesaplanırsa ABD’ye rağmen YPG’nin başarılı olması beklenmiyor.
- Ankara YPG için en iyi seçeneğin müzakereler sonucunda Suriye Devleti’nin bir parçası haline gelmek olduğunu düşünüyor.
- Sözün özü Ankara’da tüm seçenekler hesaplanıyor ve her seçeneğe göre ayrı bir yol hikâyesi oluşturuluyor.
Paylaş